NAMAZ GERÇEKTEN NEDİR

NAMAZ GERÇEKTEN NEDİR

Kur’an’da sabahın, öğlenin, ikindinin, yatsının 4, akşamın 3 rekat kılındığına dair ayet var mı?

“saleye” > “es Salat”ın kökü. Allah’ın kitabında bu kökten kavramlar 124 defa geçer.

“sala, salla”; yanaşmak, destek almak, destek olmak, ısınmak için yanaşmak… Hep yanaşmak ama, omuz vermek. Destek olmak için omzuna dayanmak, omzunu dayamak.

“felâ saddeka velâ sallâ” (Ne doğruladı, ne de destek oldu.” Kıyamet 31

“velâ tusalli” > Tevbe 81: “Sakın onların mezarı başında durma. Onlara salat etme”. Yani onlara arka çıkma, omuz verme. Dua diye çeviriyorlar, yanlış. Dua kelimesi Arapçadır.

“salavat getirmek, salavat-ı şerif” bunlar ne ya? Kur’an’da hiç böyle ifadeler yok.

“Allah ve melekler nebiye destek olurlar”. Arka çıkarlar.

Ahzab 56: “Ey iman edenler, siz de ona destek olun.”

Ahzab 43: “Allah ve melekleri müminlere de salat eder, destek olur.”

En iğrenci ise şöyle; adam diyor ki Allah ve melekleri müminler için namaz kılarmış, haşa!!

Tevbe 103: “Sen de müminlere salat et.”

“Allah ve melekleri nebiye salat ediyor, destek oluyor” dedikten sonra şu duayı etmek abesle iştigaldir: “Allahumme salli ala Muhammed” (Allah’ım Muhammed kuluna destek ol). “Oluyorum” diyor, “melekler ile oluyorum” diyor da “sen oluyor musun? Ben ve meleklerim size destek oluyoruz, siz nebiye destek oluyor musunuz? Onun davet ettiği, sadece Kur’an dediği o yolda yürüyor musunuz?

Allah’ın müminlere desteğine bir ayet daha:

Bakara 157: “Rab’lerinden üzerine salavat / destekler süreklidir müminler için.”

Orijinal kök anlamında kullanıyor:

“Cehenneme yaslanır” İsra 18, İnşikak 12, Leyl 15, Ala 12

Kur’an-ı Kerim’de “ekıymıs salat”, “âtuszekat” ile birlikte gelir, tam 27 defa.

“Onlar salatlarını ikame ederler, zekatlarını verirler.”

Namazın biçimi:

Nebi olmasaydı, sünnet-i seniyye olmasaydı namazı nasıl kılacaktık? En büyük soru.

Hac 26: “Ey İbrahim, Ben’im beytimi / evimi temiz tut. Tavaf edenler için, kıyam eden, rüku eden, secde edenler için.

Namazın şartı:

Ön şartı var, abdest. 6 cilt yazmış adam. Bu ne ya? Maide 6 için 6 kitap. Başka işiniz yok mu ya? Bu millet sizden çekti.

Abdest, “vudu”. Abdest farsçadır (el suyu)

Maide 6: “Eller dirseklerle beraber yıkanacak, yüz yıkanacak, saç kısmı mesh edilecek, ayaklar mesh edilecek”. Orada da kavga var: “yok efendim ayaklar da yıkanacak”. Niye yıkansın? Bağlantı ayeti:

Nisa 43 > Su bulamazsanız teyemmüm nasıl alırsınız? Temiz toprağa elleri vuracaksınız, dirseklere kadar mesh, yüzü mesh. Eğer ayaklar da kollar gibi yıkansaydı ayağa da mesh yaptırırdı su olmadığı için. Zaten su olsa idi yine eli yüzü yıkayacaktık, başı ve ayağı mesh edeceğimiz için suya gerek yoktu. Şimdi su yoksa, yıkadığın yerleri teyemmüm edeceksin.

“teyemmüm” > “yemam” su. Suya niyetlenmek, temiz toprakla yıkar gibi…

Namazın vakti? 

Var diyor Allah. Nisa suresinde; Nisa 101, 102, 103 ruhsat verir, verirken de o ayetlerin içerisinde ne buyurur?

“Namaz sizin üzerinize vakitleri, başı-sonu belli olan bir farz olarak yazıldı.”

Ya Rabb’i, bu namazı sadece Kur’an’dan sonraki müminlere mi farz kıldın? Yoksa bu daha önce farz mıydı?

Meryem 58-59, İbrahim 40

“Rabb’im beni salatını tam olarak yerine getiren biri yap, soyumdan da” İbrahim nebi dedi. “ekıymussalat” tamlamaya da döndü.

İsa nebi konuşsun! Meryem 31: “Hayatım boyunca namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolundum”

“Zekeriya mihrapta namaz kılarken melekler geldiler.”

“İsmail ailesine şöyle emrediyordu, namaz kılmayı ve zekat vermeyi”

“Ey nebi, namazı kıl, ehline de namazı emret.”

Neymiş, namaz fiziksel bir şey değilmiş. Oruç fiziksel değil mi? Sana din öğretilmedi ki sevesin sen, nasıl namaz kılacaksın ki isteyerek? Dürüst ol. Tiksindirdiler bu dinden insanları. Namazın gerçekliği yok, içeriği yok. Oysa namaz nedir? Asansördür. Namazın içine giriyorsun; takva, huşu düğmelerine basabilirsen seni alıp götürüyor, eşyanın baskısından, dünyevi dertlerden, bütün basınçları çekiyor.

“secde et ve yaklaş”. Salat buluşmadır, randevudur. Manitayla randevuya giderken kalbin atıyor ya, tak tak. Eğer Rabb’in ile buluşmaya geldiğinde kalbin ölü gibi duruyorsa, aynı namazdan bahsetmiyoruz. Çünkü hakkı anlatmadılar. Bu çağda kılınan namaz cenaze namazıdır ancak, kılanlar ölü ama. İmam ve arkadaki cemaate bak; kaşınan, esneyen, hapşıran, hoplayan, zıplayan… “Bitse de gitsek arkadaş”. Namaza giderken büyük bir vakarla giderler, çıkarken birbirini eze eze…

Namaz öncekilere farz olduğu gibi bize de farz. Bütün nebiler namazı kılıyormuş, onlardan sonra gelenler namazı terk etmişler (Meryem 58-59).

Namazın rekat sayısı?

Ne diyorlar, 4,3,2 vs. sayıyorlar. Nerede? Kitapta yok diyorlar. Allah’ın 2 rekat dediği ayetleri eğip büküyorlar.

Nisa 101-103

Allah namazda sesin kısılması, yükselmesi, kıblesi, öncesinde alınacak abdesti anlatacak, namazın hükümlerini, emirlerini söyleyecek, ee sonra? Bir kısmını nebiye bırakacak, rekat sayılarını vs. Böyle bir din olur mu ya? “Allah’ın sana indirdiğine uyacaksın” diyor Allah, indirdiği de Kur’an’dır. Varsa var, yoksa yok.

Nisa 101-103 bize bir şey öğretir: namazın kısaltılan bir şey olduğunu.

“Düşman korkusu varsa namazı kısaltmanızda bir günah yoktur”. Demek ki namaz kısaltılan bir şey, kısaltılıyorsa sayıca, demek ki bunun bir sayısı var. Düşmanın tehdidi ne zaman? Belli değil. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı… vakti belli değil. Hiç ayırmadı Allah.

Rabb’imiz, nasıl kısaltalım? “O namazı” diyor. Namaz 5 çeşit değil, sabah başka, öğle başka değil. “es Salat”, belli o, bilinen namaz. Onu kısaltın.

Bunlar ne diyor bu kısma kadar?

“seferiyken zaten namaz kısaltılır”. Nerede ayet? Nebinin uygulaması var, ayet yok. Ayet nerede???

Kısaltmada sebep düşmanın tehdidi, sefer değil. Allah, “sefer” kelimesini oruçta kullanıyor: “Yolcuysanız yahut hastaysanız orucu tutmayın”. Burada öyle demiyor. “Düşman tehdidi yaklaşırsa…” Ne yapalım ya Rabb’i? “Tek rekata düşürün, zaten 2 idi, hangi vakit olursa olsun”. Üstelik ayetin sonunda diyecek ki: “Düşman sizin gafil anınızı kollar.”

“gafil” kelimesini kullandı Allah. İnsanlar namaz kılarken dünyaya dalar, gerçek müminler namaz kılarken Rab’lerine dalar. Gaflet içinde kalır, korunmasız kalır. “Onlar namazlarında huşu içindedirler” (hum haşiun). “Onlar namazlarını korurlar” (hafizun). “Devamlıdırlar” (dâimun), “Tam kılarlar” (kâimun). Demek ki düşman vakit namazlarını kolluyor. “Şunlara fecr salatını tam kılarken saldırsak mı?” Ne yapalım Rabb’imiz? “2 gruba ayrılın”. Nebi başımızda, o namazı kıldırsın, arkadakiler birer rekat kılıyor. Bir grup nebiyi ve arkasındaki cemaati koruyor. Buraya dikkat!! Nebi ve müminler seferdeler, nebi 2 rekat kılıyor, bir grup secdeye gidince hemen yer değiştiriyorlar. Nebi 2 rekat tam kılıyor. Sonra müminlere Rabb’imiz buyuruyor ki: “Güvene kavuştuğunuz zaman”. “Evinize döndüğünüz zaman” demiyor. Aslında bu ayetler o kadar net diyor ki; tüm vakit namazları 2 rekattır, siz üzerine nafile kılarsınız, kılmazsınız. “Ben size 2 rekat farz kıldım”.

İncil’de namaz varken Hıristiyanlar kilisede sırada oturuyor. Mekke müşrikleri Enfal 35’te el çırpıp ıslık çalarak namaz kıldığını söylüyor.

Kişi her gün Rabb’iyle buluşur. Bundan da rahatsız olmaz. İnsanlar annelerini özler, sever. Ya Allah sevgisi? “Eğer Allah, O’nun yolunda mücadele, O’nun resulü, bu üçünden daha sevimliyse eşleriniz, mallarınız, çocuklarınız, davarlarınız, ticaretiniz siz fasıksınız” diyor.

“Müminler Allah’ı sevgide çok istikrarlıdır. Yanına sevgi yanaştırmazlar”. Ama başkaları Rab’lerini sever gibi birilerini severler. İşte bu ilahçılık oyunudur.

Rabb’imiz bir merhamet daha gösterdi: “Eğer yağmur ve hastalıktan etkilenirseniz, silahlarınızı bırakmanızda bir günah yoktur.”

Ali, zülfikarını göğsüne dayayarak namaz kılıyor, rükuya eğiliyor, secdeye gidiyor, kılıç elinde, topuz elinde. Gerçek müminler. Onlar bu dinin çilesini çekti, siz iftirasını atıyorsunuz.

Namaz 2 rekattır. Namaz gibi günlük bir ibadeti mahvettiniz, ölü yaptınız. Münafık namazı var, Maun namazı var.

“Güvene kavuştuğunuz zaman namazı tam kılın”, eve dönünce değil.

Neden namazlar 2 rekat:

  1. Rekat: Allah, alemlerin Rabb’i, kendisinden başka ilah olmayan, o Allah olduğu için secde ederiz O’na.
  2. Rekat: biz O’nun kulu olduğumuz için. Namaz budur.

Kullukta sıkıntı olabilir; düşman tehdidi, hastalık, sıkıntı… “Senin kulluk namazını kes, Ben’den başka ilah yok, tek rekata düşür. Bilincini yitirene kadar Allah ile bağını koparma.”

Cuma 9: “Cuma günü namaza çağrıldığınızda, alışverişi bırakın”. Cuma namazı demedi, cuma namazı diye bir namaz yok, o öğle namazı. “Ama napalım işte çok bilinen bir namaz, üstünü örtmemiz lazım”. İnsanlar soracak; bu Cuma namazı değil de Cuma günü kılınan öğle namazı ise niye 2 rekat? Biz Perşembe öğle namazını 4 kılıyoruz, Pazar 4 kılıyoruz, nasıl oluyorsa Cuma 2ye düşüyor? Uydurulmuş din “onun yerini hutbe aldı” diye kapatmış. Nerede Kur’an’da? Gitti yine. Sen kılmak istiyorsan daha fazla, kıl kardeşim. Allah’a din öğretme yeter.

Cuma 9’da “kaza”yı kullanıyor Rabb’imiz. “Tam bitirdiğinizde, tamamladığınızda”; “fe” takibiye, “hemen yeryüzüne dağılın”.

Adam diyor ki 2 rekat namaz kılacağım, Allah rızası için Cuma namazı gideyim diyor camiye, seremoniden geçilmiyor.

Taha 14: “Ya Musa, o namazı Ben’i zikretmek için yerine getir.”

Hac 40: “Camiler, mabedler sadece Allah’ın adının zikredilmesi içindir.”

Asıl amaç Allah’ın zikretmek.

Ankebut 45, Bakara 239; “Namaz sizi çirkinlikten, kötülükten nehyeder, ama Allah’ın zikri en büyüğüdür.”

“zikr” neydi? Allah hakkında doğru bilgi. Peki Allah hakkında doğru bilgi nerede? Kur’an’da. Öyleyse salatımızda Kur’an’dan bilgileri Rabb’imizle paylaşacağız. O’nu hamd ile tesbih edeceğiz, şükredeceğiz, esmasını söyleyeceğiz.

Namazda nereye döneceğiz?

Bakara 144: “Yüzlerinizi nerede olursanız olun, Mescid-i Haram’a dönün”, o yöne dönmeye çalışın.

Namazda ses ayarı?

İsra 110: “O namazı kılarken sesini yükseltme, tam kısma. Bu ikisi arasında bir yol tut.” Aynı ayette “İster Allah deyin, ister Rahman deyin, Esma-ul Husna Allah’ındır.” Namazda esma…

Bütün namazlarda bütün imamlar 2.rekattan sonra seslerini tam kısar.

Namazın ruhsatı:

Bakara 239: “Eğer bir şeyden korkarsanız, yaya yahut binek üzerinde namazı kılın.” Bu çağa da söylüyor. Deve demedi, binek dedi; gemi, tren, uçak vb. Yürüyerek de…

O hutbe emevilerin çıkardığı bir şeydir. Namazın önünü aldılar emevi imamları n’aptılar? “sultanım çok yaşa” daha büyük bir şey yaptılar, Ali’ye, Hüseyin’e, Hasan’a, Fatıma’ya lanet okuttular 25 yıl. Hutbede hem de…

“Allah’ın laneti Ali’nin ve soyunun üzerine olsun” diye…

Şimdiki camilerde hocalar ne anlatıyor siyasetten başka? Yıkama-yağlamadan başka? Bir de şöyle diyorlar: “imam hutbedeyken konuşmak haramdır”. Bir haram daha çıktı. Kur’an’da hutbe yok, bunlar hutbede dinlenmezse haram çıkarıyor. Böyle mantar gibi din üretiyorlar.

Neden 27 defa “namaz”, “zekat” ile birlikte geçiyor?

“namaz” öncü kuvvettir, önleyicidir.

Ankebut 45: “Namazı kıl, çünkü çirkinlik ve kötülükten nehyeder.”

“zekat” temizleyicidir. “Güzellikler, çirkinlikleri siler süpürür”

“Kim bir iyilik yaparsa, hele bir de gizli yaparsa, Ben onun günahını örterim.”

“namaz” önleyici kuvvet, “zekat” temizleyici kuvvet.

Namazın vakitleri:

2 ayet; İsra 78, Hud 114

“Güneşin batıya zevalinden / eğilmesinden başla namaza.”

İlk namaz öğlen namazı. O yüzden “Cuma günü” diyor, namazı bile söylemiyor.

Öğle ezanı okunduğunda ilk vakit başlamıştır. Diyor ki: “Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında”

“Gecenin gündüze yakın bölümü” nedir? Akşam tarafı – akşam / yatsı ve fecr tarafı, fecr salatı. 5 vakit namazı Rabb’imiz öyle net anlatmış ki, 2 rekat olduğunu öyle net anlatmış ki… “Onda Ben’i zikret” diye Kur’an’dan parçalar oku diye öyle net söylemiş ki, “Kıbleye dön” demiş. “Abdestini al” demiş. “Namazda huşu istiyorum” demiş. “Namazınızı koruyun, çünkü siz namazı korursanız o da sizi korur; fuhuştan ve münkerden nehyeder. Ama aslolan namazda Ben’i zikretmektir” diyor. Allah’ın zikri en büyüğüdür. Allah nasıl zikredilir, doğru bilgilerle anımsanır / hatırlanır? Ayetlerle. O ayetin içinde diyor ki: “En güzel isimler O’nundur, ister Allah deyin, ister Rahman”. Demek ki namazda “ya Rahman” desek de oluyor.

Namazın kendi dilinde kılınması?

Namaz kendi dilinde kılınır mı? Ben namazda Türkçe konuşabilir miyim? Zaten konuşmalısın.

Namazı nehyeden 2 şey var:

  • Cünüpsen, yıkanıncaya kadar
  • Sarhoşsan, ne dediğini bilinceye kadar

Sen zaten ayıkken de ne dediğini bilmiyorsun, çünkü ayetin anlamını bilmiyorsun. Sana diyor ki: “Ne dediğini bilinceye kadar, sarhoşken gelme karşıma”. Adam zaten bilgi sarhoşu, cehalet… Kendi dilinizle okuyun, bu bir rica değil, emirdir. Siz Fatiha suresini okuyorsunuz ama Türkçesini de biliyorsunuz, aklınıza Türkçesi gelir. Türkçesini okursanız Arapçası gelir, ama mutlaka anlamda buluşmuş olursunuz. İşte bu huşûya, Allah’a derin saygıya sürükler, öteki türlü ne dediğini bilmeden okursan yabancı müzik dinleyen adama dönersin. Diyelim kızla buluştun, sana bir şeyler anlatmaya çalışıyor, bakıyorsun ona bön bön. “beni dinliyor musun” diyor kız, öyle bakıyor çocuk. Kız diyor ki: “sen bu buluşmaya isteklice gelmedin, sen beni dinlemiyorsun, sen niye geldin bu buluşma yerine?”. Çocuk da: “napalım, mecburuz geldik”. Adam da namaza aynı öyle gidiyor. Böylesi çok var. Mescitte tek başına bir şey kılıyor, sünnet namazı, sanki kılınır orada. Yaklaştıkça sesi artıyor. Geçiyorsun seni görüyor, sesini artırıyor. Kimse yokken sessiz. “Ellezine hum yurâun” (Rüyalardadır onlar, gösteriş yaparlar. Ben’im için kılmıyor namazı, insanlara…”

Bunlar namaz kılmayanları şöyle suçlar: “dünya bunları namazdan alıkoymuş”. Ulan sen namazda dünyaya dalmışsın sahtekar herif! Belki onlar gelse senden iyi namaz kılacak. Alay ettiğin adamlara bak, bir de kendine bak. Ama hep sen haklısın. “Olsun, ben kıldım ya”. O zaman hanıma da öyle söylesene evde! “Seni dinlemedim ama dinliyormuş gibi yaptım” de bak nasıl tencereyi geçiriyor kafana! Alemlerin Rabb’i Allah’a ne dediğini bilmeden takılıyorsun. Heyecan yok ya!

“Müminler Allah’a sevgide çok sağlam, çok ileri derecedir, şediddir.”

Namazda Fatiha okumak zorunlu mu?

Mezhepler vacip diyor. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın zikri zorunlu. Her gün aynı yemeği yemiyorsun, Fatiha’dan başka sureler oku. Bir de teksen 2 rekat kıl; biri kulluk namazı, öbürü zaten senden önce de, sonra da Allah olduğu için, kendisinden başka ilah olmadığı için.

Medine’de Nebevi camiinde namaz kılıyorlar, ellerinde Kur’an-ı Kerim var cemaatin. Kur’an’dan takip ediyorlar. Rükuya eğilirken kenara koyuyorlar açık sayfa halinde. Sıkıntı yok, evde de yapılır. Kur’an’da yasaklanmamış bir şey. Kur’an’dan bir sure seç, kıyamdayken oku, koy kenara, rükuya git.

“Ben Kur’an’dan pek bir şey bilmiyorum.”

“Allah birdir” demeyi bilmiyor musun? “La ilahe illAllah” demeyi bilmiyor musun?

Samimi bir dostunuzla bir köşeye çekildiniz, dertleşiyorsunuz. Siz o sohbetin dertleşme kısmını kağıda yazıyor musunuz önceden? Ne kadar doğal, spontan değil mi? Gözyaşları içinde, kelimeler boğazda, bazıları yarım çıkıyor. O kadar samimisiniz. Rabb’inle konuşuyorsun, arada kekele be! Arada bir ürk. Hakimin karşısına çıktığında, kızla konuşurken gak guk ediyorsun ama Rabb’inle konuşurken esnemekten yüz kasların kasılıyor.

Nisa 142’de “Namaza üşenerek kalkarlar” dediği münafıklar. Yoksa yorgunluk-argınlıktan, o an zor gelmekten değil, namazı anlamsız bulmaktan.

Sünnet namazı diye bir şey yoktur. Emir namazı vardır, farz, Nisa 101-103’te. Nafile namazı vardır, canın isterse yaparsın. Sen niye zorla namaz kıldırıyorsun?

Sünnet, Allah’ın yoludur, ikinci bir yol yok. Nafile ibadet yapmak istiyorsun, yap.

Kaza namazı var mı? 

Yok.

Cuma 10’da “kaza” kelimesi geçer. “Namazı kaza ettiğinizde…” der orada. Bunlar ”namazı kaza etmek”ten ne anlıyorlar? “namazı kazaya bırakmak”, sonra kılmak… kazası var 10 yıl önceki namazın. Sana diyor ki Rabb’in: “Namazı vaktinde kıl, seni çirkinlikten, kötülükten alıkoyar”. Sen 20 yaşında namazını kılmadın, o namaz seni çirkinlik-kötülükten alıkoymadı, bir sürü günah işledin. Duyguların, içgüdülerin emekli oldu, namaz mı kılacaksın? Kaza namazı? O da yetmedi, “iskat” çıktı bir de. Neymiş, ölünün arkasından geliyorlar dalga geçer gibi, “benim babam var ya hiç namaz kılmadı”. N’apalım? Babasının kılmadığı namazların sayısınca para ödüyor. Git kilise orada, durma bu dinde (zaten durmamışsın). Gidiyorsun kiliseye, diyorsun ki papaza: “günah çıkartmak istiyorum” ver 100-200 euro, silsin günahlarını, affetme yetkisi var babaların.

“Subhâneke Allahumme ve bihamdik ve tebârekesmuk ve te’ala cedduk ve lâ ilâhe ğayruk” ifadeleri Kur’an’ın içinden 6 ayetten süzülmüş parçalardır. Kur’an’da 6 ayrı sureden ayet parçacıklarıdır. Subhaneke duasının tamamı Kur’an’da yer alır.

  • “Subhâneke Allahumme” > Yunus 10
  • “ve bihamdik” > Nasr 3
  • “ve tebârekesmuk” > Rahman 78
  • “ve te’ala cedduk” > Cin 3
  • “ve lâ ilâhe ğayruk” > Araf 59