İBRAHİM NEBİNİN KURBAN EDECEĞİ OĞLU İSHAK İDİ

İBRAHİM NEBİNİN KURBAN EDECEĞİ OĞLU İSHAK İDİ
Sosyal medyada dolaşımda olan meşhur Kurban bayramı retoriklerinden biri: İbrahim’in İsmail’i kurban etmesi, İsmail’in Allah’a duyduğu iman ve teslimiyeti ve babası tarafından kurban edilmesine ses çıkarmaması, bunun üzerine meleklerin gelip İsmail’in kesilmesini önlemesi ve İbrahim’e kesmesi için bir hayvan vermeleri şeklindeki anlatımdır.

Bu anlatımda doğruluklar elbette ki olsa da olayın kahramanlarında bir hata yapılıyor. O da kurban edilen çocuğun adının “İsmail” olarak zikredilmesidir.

Neredeyse ümmetin tamamının böyle bildiği hadisede kahramanımız İsmail değil, İshak’tır. İshak olduğu Tevrat’ta çok açık bir şekilde yazıyor olmasına ve Kur’an’da da bu Saffat suresinde doğrulanmasına rağmen İsmail’in olaya dahil edilmesinin sebebi; birazdan inceleyeceğimiz Saffat 99-113 arasının hocalarca yorumlanması, İsmail arapların atası olduğu için de arapların İsmail lehine bu yorumu geliştirmeleridir. Yorumlar bizi alakadar etmez. Biz bu kişilerin hipotezlerini vahiyle çürüteceğiz. Bu kurbanlık olayını İsmail lehine yorumlayan te’vil gruplarının da Meryem suresindeki bir ayet ile bunu delillendirmesine de cevabımız olacak. Şimdi Saffat 99-113 arasını verelim ve olaya derinleşelim.

Saffat 99-113:

  1. İbrahim: "Ben, Rabb'ime gidiyorum, O, bana yol gösterecek." dedi.
  2. "Rabb'im! Bana salihlerden bağışla."
  3. Bunun üzerine onu yumuşak huylu bir oğulla müjdeledik.
  4. Çocuk babasıyla birlikte iş tutacak çağa eriştiği zaman, babası: "Ey oğulcuğum! Ben, uykumda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün bakalım, sen ne dersin?" dedi. Çocuk: "Ey babacığım! Sana buyurulanı yap. İnşAllah beni sabredenlerden bulacaksın." dedi.
  5. Sonra, ikisi de teslim oldu, onu alnı üzerine yatırdı,
  6. "Ey İbrahim!" diye ona seslendik.
  7. Sen kesinlikle o rüyayı doğruladın. Biz, güzel davrananlara işte böyle karşılık veririz.
  8. Bu, kesin olarak apaçık bir beladır/sınamadır.
  9. Ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.
  10. Gelecek nesiller arasında ona iyi bir ün bıraktık.
  11. İbrahim'e selam olsun.
  12. İşte Biz, iyilere böyle karşılık veririz.
  13. O, Biz’im güvenen kullarımızdandı.
  14. Biz, onu salihlerden bir nebi olan İshak ile müjdeledik.
  15. Ona ve İshak'a bereket verdik. Her ikisinin soyundan güzel davranan da, kendisine açıkça zulmeden de vardır.

Müjdelenen Yumuşak Başlı Oğul Kimdir

Olabildiğince literal yansıttığımız bu ayetlerde İsmail’in adının geçmediğini görüyoruz. İbrahim’in oğlu olan bu kişinin 101. ayette “ġulâmin halîm” yani yumuşak huylu bir oğlan çocuğu olduğu anlaşılıyor. Üstelik bu çocuğun “müjdelendiği” söyleniyor. Saffat suresi, zalimleri hedef alarak onlara hatırlatmalar yapmak ve güzel davranan ihlaslı kullarını öne çıkarmak için 75. ayetinden itibaren sırayla Nuh, İbrahim, Musa & Harun, İlyas, Lut ve Yunus nebilerin yaşantılarından küçük kıssalar aktarır ve bu kıssaların her birinin sonunda o nebilerin her birine selam gönderir. İbrahim’in bölümü biterken Rabb’imiz bir anda 112. ayette “Biz onu salihlerden bir nebi olan İshak ile müjdeledik” der ve 113. ayette “Ona ve İshak’a bereket verdik” derken yine İsmail’in adını anmaz.

İşte burada Kur’an’ın te’vil sistemini anlayamamış yorumcular 101. ayetteki ġulâmin halîm’in İsmail olduğunu, 112. ayette İshak’ı da anarak İbrahim’in nebi olan 2 oğlunu saydığını söylerler. Ancak İsmail nebinin geçtiği 12 yerde “müjdelenerek gelmediğini” görüyoruz. İsmail nebinin geçtiği tüm ayetlere bakalım:

İsmail Nebinin Geçtiği Tüm Ayetler

Bakara 125: Hani Biz, Beyt'i insanlar için toplanma yeri ve güvenli bir yer kıldık. “İbrahim'in makamından kendinize bir salat yeri edinin.” dedik. İbrahim ve İsmail'den, “Evimi tavaf edenler, kendilerini adamak amacıyla orda toplananlar, “rükû ve secde edenler” için temiz tutun.” diye söz aldık.

Bakara 127: Hani bir zamanlar İbrahim, İsmail ile birlikte Beyt'in temellerini yükseltirken: “Ey Rabb'imiz! Bunu bizden kabul et; kesinlikle Sen, Her Şeyi İşiten ve Her Şeyi Bilen'sin.”

Bakara 133: Yoksa siz, Yakup'un ölümü anında onun yanında mıydınız? Hani oğullarına: “Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?” demişti. Onlar da: “Senin tanrına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın tanrısı olan tek tanrıya kulluk edeceğiz. Biz, O'na teslim olanlardanız.” demişlerdi.

Bakara 136: Deyin ki: “Biz; Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve onların soyundan gelenlere indirilene; Musa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rabb'lerinden verilenlere, iman ettik. Onları birbirinden ayırt etmeyiz. Ve biz O'na teslim olanlardanız.”

Bakara 140: İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın, Yakup'un ve onların soyundan gelenlerin Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı iddia ediyorsunuz? De ki: “Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?” Allah'tan gelen bir gerçeği kendi yanında gizleyen kimseden daha zalim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Al-i İmran 84: De ki: “Biz; Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve onun soyundan gelenlere indirilene; Mûsa'ya, İsa'ya, nebilere Rabb'lerinden verilene iman ettik. Onları, birbirinden ayırt etmeyiz. Biz, O'na teslim olanlardanız.”

Nisa 163: Biz, Nuh'a ve ondan sonraki bütün nebilere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Ve biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Ve Davud'a da Zebur'u verdik.

En’am 86: İsmail'i, Elyesa'yı, Yûnus'u ve Lût'u da. Hepsini alemlere öncü kıldık.

İbrahim 39: “Hamd, yaşlılığımda bana İsmail'i ve İshak'ı bağışlayan Allah'a aittir. Kuşkusuz, benim Rabb’im duayı işitendir.”

Meryem 54-55: Kitap'ta İsmail'i de an. O, o vaade sadık bir resûl, bir nebiydi ve o kendisi ile birlikte olanlara salatı ve zekatı buyuruyordu. Ve o Rabb'inin yanında kendisinden hoşnut olunmuşlardandı.

Enbiya 85: İsmail'i, İdris'i ve Zu'l Kifl'i de an. Hepsi sabredenlerdendi.

Sad 48: İsmail'i, Elyesa'yı ve Zu-l Kifl'i de an. Hepsi de hayırlı kimselerdendir.

İsmail nebi İbrahim nebiye müjdelenmemiştir. İsmail nebi, İbrahim nebinin eşi olan Sara validemizin “ma meleket eymanukum”u olan Hacer validemizle olan ilişkisi sonucu doğmuştur. Normal bir doğumdur.

Tekvin 16:

  1. Karısı Saray Avram'a çocuk verememişti. Saray'ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı.
  2. Saray Avram'a, “Allah çocuk sahibi olmamı engelledi” dedi, “Lütfen, cariyemle yat. Belki bu yoldan bir çocuk sahibi olabilirim.” Avram Saray'ın sözünü dinledi.
  3. Saray Mısırlı cariyesi Hacer'i kocası Avram'a karı olarak verdi. Bu olay Avram Kenan'da on yıl yaşadıktan sonra oldu.
  4. Avram Hacer'le yattı, Hacer hamile kaldı. Hacer hamile olduğunu anlayınca, hanımını küçük görmeye başladı.
  5. Saray Avram'a, “Bu haksızlık senin yüzünden başıma geldi!” dedi, “Cariyemi koynuna soktum. Hamile olduğunu anlayınca beni küçük görmeye başladı. Seninle benim aramda Allah karar versin.”
  6. Avram, “Cariyen senin elinde” dedi, “Neyi uygun görürsen yap.” Böylece Saray cariyesine sert davranmaya başladı. Hacer onun yanından kaçtı.
  7. Allah’ın meleği Hacer'i çölde bir pınarın, Şur yolundaki pınarın başında buldu.
  8. Ona, “Saray'ın cariyesi Hacer, nereden gelip nereye gidiyorsun?” diye sordu. Hacer, “Hanımım Saray'dan kaçıyorum” diye yanıtladı.
  9. Allah’ın meleği, “Hanımına dön ve ona boyun eğ” dedi,
  10. “Senin soyunu öyle çoğaltacağım ki, kimse sayamayacak.
  11. “İşte hamilesin, bir oğlun olacak, adını İsmail koyacaksın. Çünkü Allah sıkıntı içindeki yakarışını işitti.
  12. Oğlun yaban eşeğine benzer bir adam olacak, O herkese, herkes de ona karşı çıkacak. Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak.”
  13. Hacer, “Beni gören Tanrı'yı gerçekten gördüm mü?” diyerek kendisiyle konuşan Allah’a “El-Roi” adını verdi.
  14. Bu yüzden Kadeş'le Beret arasındaki o kuyuya Beer-Lahay-Roi adı verildi.
  15. Hacer Avram'a bir erkek çocuk doğurdu. Avram çocuğun adını İsmail koydu.
  16. Hacer İsmail'i doğurduğunda, Avram seksen altı yaşındaydı.

Doğumları Ailelerine Müjdelenen Nebi-Resuller

  • İsa Mesih’tir:

Al-i İmran 45-47: Hani melekler: "Ey Meryem! Allah, Kendi tarafından bir kelime ile seni müjdeliyor: İsmi Meryem Oğlu Mesih İsa'dır. Dünyada da ahirette de yüz akıdır, o yaklaştırılanlardandır." dediler. "O, beşikte de yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak. O, salihlerden olacaktır." "Rabb'im! Bana hiçbir beşer dokunmamışken, benim nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. Allah: "Öyle de olsa, Allah neyi dilerse onu yaratır." dedi. O, bir şeyin olmasına karar verdiği zaman ona sadece "ol" der, o da oluş sürecine girer.

Meryem 16-21: Kitap'ta Meryem'i de an! Hani o, ailesinden ayrılarak, doğu tarafında bir yere çekilmişti. Sonra ailesi ile arasına bir perde çekti. O zaman, ona ruhumuzu gönderdik. Ona normal bir beşer yapısında temessül etti. "Senden Rahman'a sığınırım. Eğer takva sahibi isen." dedi. "Ben sadece Rabb'inin elçisiyim." dedi. "Sana tertemiz bir oğul armağan etmek için geldim." "Benim nasıl bir oğlum olabilir? Bana kesinlikle bir beşer dokunmamışken. Ve ben kesinlikle iffetsiz değilim." dedi. "İşte böyle." dedi. Rabbin: "O Bana kolaydır. Onu, insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılacağız." dedi." Bunun böyle olması karara bağlanmıştır."

Luka 1:28-33: Onun yanına giren melek, “Selam, ey Tanrı'nın lütfuna erişen kız! Rab seninledir” dedi. Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. Ama melek ona, “Korkma Meryem” dedi, “Sen Tanrı'nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine ‘Yüceler Yücesi'nin Oğlu’ denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir.”

  • Yahya Yuhanna’dır:

Al-i İmran 39-40: O, mihrapta namaz ederken, melekler: "Kuşkusuz Allah, seni Yahya ile müjdeliyor. O, Allah'tan gelen kelimeyi tasdik eden, toplumuna öncülük yapan, kendisine sahip olan, iyilerden bir nebi olacak." diye seslendiler. "Ey Rabb'im! Ben iyice yaşlanmışken, hanımım da çocuktan kesilmişken, benim nasıl çocuğum olabilir!" dedi. O da: "Öyle, Allah dilediğini yapar." dedi.

Meryem 7-9: "Ey Zekeriya! Biz, sana ismi Yahya olan bir oğul müjdeliyoruz. Ona daha önce kimseyi adaş kılmadık." "Rabbim! Hanımım kısır, ben de ayakta duramayacak kadar yaşlanmışken, benim nasıl bir oğlum olabilir?" dedi. "Öyledir!" dedi; "Rabb’in, diyor ki: ‘Benim için, bu kolaydır. Zaten daha önce, sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım!' "

Luka 1:11-15: Bu sırada, Allah’ın bir meleği buhur sunağının sağında durup Zekeriya'ya göründü. Zekeriya onu görünce şaşırdı, korkuya kapıldı. Melek, “Korkma, Zekeriya” dedi, “Duan kabul edildi. Karın Elizabeth sana bir oğul doğuracak, adını Yuhanna koyacaksın. Sevinip coşacaksın. Birçokları da onun doğumuna sevinecek.

  • İshak’tır:

Hud 69-71: Ant olsun elçilerimiz İbrahim'e haber vermek için gelip, "Selam!" dediler. "Selam!" dedi ve hemen gidip kızarmış buzağı eti getirdi. Ona ellerini uzatmadıklarını görünce, onlardan kuşkulanıp korkuya kapıldı. "Korkma! Biz Lut halkına gönderildik." dediler. Ayakta duran hanımı bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak'ı müjdeledik ve İshak'ın arkasından da Yakup'u.

Hicr 52-55: İbrahim'in yanına girdiklerinde, "Selam." dediler. İbrahim: "Doğrusu, sizden korkuyoruz." dedi. Onlar: "Korkma! Biz, sana alim bir oğul müjdeliyoruz." dediler. İbrahim: "Ben yaşlı bir beşer olduğum halde mi, beni müjdeliyorsunuz? Neye dayanarak bu müjdeyi veriyorsunuz?" Onlar: "Seni, hakk ile müjdeliyoruz. Asla ümidini kesenlerden olma." dediler.

Zariyat 28-30: Onlardan korktu. "Korkma!" dediler ve onu bilge bir oğlan ile müjdelediler. Karısı şaşkınlık içinde ellerini yüzüne vurarak: "Yaşlı bir kısırım ben!" dedi. "Yetiştiricin' böyle buyurdu" dediler. Hakim O'dur, Alim O'dur.

İshak Kur'an'da hem ġulâmin halîm, hem de ġulâmin alîm olarak anılır. Konumuz İshak olduğu için İshak nebinin müjdelenmesinden devam edeceğiz:

Tekvin 17:15-21:

  1. Tanrı, “Karın Saray'a gelince, ona artık Saray demeyeceksin” dedi, “Bundan böyle onun adı Sara olacak.
  2. Onu kutsayacak, ondan sana bir oğul vereceğim. Onu kutsayacağım, ulusların anası olacak. Halkların kralları onun soyundan çıkacak.”
  3. İbrahim yüzüstü yere kapandı ve güldü. İçinden, “Yüz yaşında bir adam çocuk sahibi olabilir mi?” dedi, “Doksan yaşındaki Sara doğurabilir mi?”
  4. Sonra Tanrı'ya, “Keşke İsmail'i mirasçım kabul etseydin!” dedi.
  5. Tanrı, “Evet, karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın” dedi, “Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim.
  6. İsmail'e gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım.
  7. Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sara'nın doğuracağı oğlun İshak'la sürdüreceğim.”

Tekvin 18:1-15:

  1. İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken, Allah kendisine göründü.
  2. İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları görür görmez karşılamaya koştu. Yere kapanarak,
  3. “Ey efendim, eğer gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yanından ayrılma” dedi,
  4. “Biraz su getirteyim, ayaklarınızı yıkayın. Şu ağacın altında dinlenin.
  5. Madem kulunuza konuk geldiniz, bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz.” Adamlar, “Peki, dediğin gibi olsun” dediler.
  6. İbrahim hemen çadıra, Sara'nın yanına gitti. Ona, “Hemen üç sea ince un al, yoğurup pide yap” dedi.
  7. Ardından sığırlara koştu. Körpe ve besili bir buzağı seçip uşağına verdi. Uşak buzağıyı hemen hazırladı.
  8. İbrahim hazırlanan buzağıyı yoğurt ve sütle birlikte götürüp konuklarının önüne koydu. Onlar yerken o da yanlarında, ağacın altında durdu.
  9. Konuklar, “Karın Sara nerede?” diye sordular. İbrahim, “Çadırda” diye yanıtladı.
  10. O, “Gelecek yıl bu zamanda kesinlikle yanına döneceğim” dedi, “O zaman karın Sara'nın bir oğlu olacak.” Sara onun arkasında, çadırın girişinde durmuş, dinliyordu.
  11. İbrahim'le Sara kocamışlardı, yaşları hayli ileriydi. Sara âdetten kesilmişti.
  12. İçin için gülerek, “Bu yaştan sonra bu sevinci tadabilir miyim?” diye düşündü, “Üstelik efendim de yaşlı.”
  13. Allah İbrahim'e sordu: “Sara niçin, ‘Bu yaştan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım?’ diyerek güldü?
  14. Allah için olanaksız bir şey var mı? Belirlenen vakitte, gelecek yıl bu zaman yanına döndüğümde Sara'nın bir oğlu olacak.”
  15. Sara korktu, “Gülmedim” diyerek yalan söyledi. Allah, “Hayır, güldün” dedi.

İshak nebinin İshak adını almasında bile bu müjdelenmede geçen bir hadise yatmakta. Sara validemizin müjdeye inanamayıp gülmesiyle “gülmek” kök anlamından türeyen “İshak” ismini alıyor.

Galatyalılar 4:22-31:

  1. İbrahim'in biri köle, biri de özgür kadından iki oğlu olduğu yazılıdır.
  2. Köle kadından olan olağan yoldan, özgür kadından olansa vaat sonucu doğdu.
  3. Burada bir benzetme vardır. Bu kadınlar iki antlaşmayı simgelemektedir. Biri Sina Dağı'ndandır, köle olacak çocuklar doğurur. Bu Hacer'dir.
  4. Hacer, Arabistan'daki Sina Dağı'nı simgeler. Şimdiki Yeruşalim'in karşılığıdır. Çünkü çocuklarıyla birlikte kölelik etmektedir.
  5. Oysa göksel Yeruşalim özgürdür, annemiz odur.
  6. Nitekim şöyle yazılmıştır: “Sevin, çocuk doğurmayan ey kısır kadın! Doğum ağrısı nedir bilmeyen sen, Yükselt sesini, haykır! Çünkü terk edilmiş kadının, Kocası olandan daha çok çocuğu var.”
  7. Kardeşler, İshak gibi sizler de vaat çocuklarısınız.
  8. Olağan yoldan doğan, Kutsal Ruh'a göre doğana o zaman nasıl zulmettiyse, şimdi de öyle oluyor.
  9. Ama Kutsal Yazı ne diyor? “Köle kadınla oğlunu kov. Çünkü köle kadının oğlu Özgür kadının oğluyla birlikte Asla mirasa ortak olmayacaktır.”
  10. İşte böyle, kardeşler, bizler köle kadının değil, özgür kadının çocuklarıyız.

Müjdelenen yumuşak başlı oğul 3 kitapta da net bir şekilde İSHAK’tır.

Kurban Olayının Anlatıldığı Tevrat Ayetleri: Tekvin 22:1-19

  1. Daha sonra Tanrı İbrahim'i denedi. “İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “Buradayım!” dedi.
  2. Tanrı, “İshak'ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.”
  3. İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak'ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı'nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı.
  4. Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü.
  5. Uşaklarına, “Siz burada, eşeğin yanında kalın” dedi, “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.”
  6. Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak'a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken
  7. İshak İbrahim'e, “Baba!” dedi. İbrahim, “Evet, oğlum!” diye yanıtladı. İshak, “Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu.
  8. İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler.
  9. Tanrı'nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak'ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı.
  10. Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı.
  11. Ama Allah’ın meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi.
  12. Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı'dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.”
  13. İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. 
  14. Oraya “Yahve yire” adını verdi. “Allah’ın dağında sağlanacaktır” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor.
  15. Allah’ın meleği göklerden İbrahim'e ikinci kez seslendi:
  16. “Allah diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için
  17. seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek.
  18. Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin.”
  19. Sonra İbrahim uşaklarının yanına döndü. Birlikte yola çıkıp Beer-Şeva'ya gittiler. İbrahim Beer-Şeva'da kaldı.

Kurbanlığın İsmail Olduğunu İddia Eden Süleymaniye Vakfı’na Cevap

Bu te’vil grubu kurbanlık ġulâmin halîm’in İsmail olduğunu ana hatlarıyla şu şekilde savunmaktadır:

Meryem 54’te İsmail’in “el vaad”e sadık bir nebi resul olduğu söyleniyor. Bu “belirli vaat” Saffat 102’de geçen ġulâmin halîmin “İnşAllah beni sabredenlerden bulacaksın” şeklindeki ifadesidir. Aynı Saffat 102’de bu halîm çocuğun “babasıyla iş tutacak yaşa geldiği” vurgusu yapılıyor. Kur’an’da İsmail nebi babasıyla iş tutmuştur, o iş de Bakara 127’de İbrahim ile birlikte Kabe’yi yükseltmesidir. İshak nebinin babasıyla herhangi bir iş tuttuğu Kur’an’da yazmamaktadır.

Ġulâmin Halîm “Müjdelendi”

Bu zamana kadar anlattıklarımız aslında gayet bu iddiayı çürütmeye yeterli olsa da, Türkiye’de ses getirmiş önemli bir te’vil grubunun önemli bir te’vil hatası yaparak insanları yanlış yönlendirmesi bizi bu konuyu daha da pekiştirerek anlatmaya iter.

İsmail müjdelenerek gelmedi, Ancak Saffat 101’de yumuşak huylu çocuk babası İbrahim’e müjdelenmiş idi. İsmail Hacer validemizin İbrahim nebi ile ilişkisinden normal bir şekilde doğan oğuldur. (Tekvin 16) İshak ise kısır ve yaşlı olan Sara validemizle İbrahim nebiye müjdelenerek doğdu (Tekvin 18:1-15, Hud 69-71, Hicr 52-55, Zariyat 28-30)

Babayla İş Tutacak Yaşa Gelmek İlla ki İş Tutmak Anlamına mı Gelir?

Bu tamamen yorumdur, ayeti önüyle sonuyla anlamamaktan kaynaklıdır. Sadece bir ifadeyi eşleştirerek te’vile ulaştığını zannetmek aceleciliktir. Te’vil sistemi böyle işlemez. İshak nebi babasıyla iş tuttuğunda zaten kutsal soy, nübüvvet ondan devam ettiği için bu tutulabilen çok daha büyük bir iştir. İshak’ın varoluşunun sebebi budur. Yoksa İsmail ile devam etmek zaten İbrahim’in de istediği bir şeydi:

Tekvin 17:18: Sonra Tanrı'ya, “Keşke İsmail Sen’in önünde yaşasa!” dedi.

İsmail Bir Vaat mı Verdi? Hangi Vaade Sadıktı?

İsmail’in babasına verdiği bir vaat yoktu; bilakis Allah’ın İsmail için verdiği bir vaat vardı. Nübüvvetin İshak ile sürdüğünü bir önceki başlık altında söylemiştik. Allah İbrahim’e İshak için bir vaat verdiği gibi, İsmail için de bir vaat verdi, onu da İshak gibi kutsadı/mübarek kıldı. Ayetleri görelim:

Tekvin 16:9-12:

  1. Allah’ın meleği, “Hanımına dön ve ona boyun eğ” dedi,
  2. “Senin soyunu öyle çoğaltacağım ki, kimse sayamayacak.
  3. “İşte hamilesin, bir oğlun olacak, adını İsmail koyacaksın. Çünkü Allah sıkıntı içindeki yakarışını işitti.
  4. Oğlun yaban eşeğine benzer bir adam olacak, O herkese, herkes de ona karşı çıkacak. Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak.”

Tekvin 17:18-21:

  1. Sonra Tanrı'ya, “Keşke İsmail Sen’in önünde yaşasa!” dedi.
  2. Tanrı, “Evet, karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın” dedi,
  3. “Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim.
  4. İsmail'e gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım.
  5. Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sara'nın doğuracağı oğlun İshak'la sürdüreceğim.”

Tekvin 21:8-21:

  1. Çocuk büyüdü. Sütten kesildiği gün İbrahim büyük bir şölen verdi.
  2. Ne var ki Sara, Mısırlı Hacer'in İbrahim'den olma oğlu İsmail'in alay ettiğini görünce,
  3. İbrahim'e, “Bu cariyeyle oğlunu kov” dedi, “Bu cariyenin oğlu, oğlum İshak'ın mirasına ortak olmasın.”
  4. Bu İbrahim'i çok üzdü, çünkü İsmail de öz oğluydu.
  5. Ancak Tanrı İbrahim'e, “Oğlunla cariyen için üzülme” dedi, “Sara ne derse, onu yap. Çünkü senin soyun İshak'la sürecektir.
  6. Cariyenin oğlundan da bir ulus yaratacağım, çünkü o da senin soyun.”
  7. İbrahim sabah erkenden kalktı, biraz yiyecek, bir tulum da su hazırlayıp Hacer'in omuzuna attı, çocuğunu da verip onu gönderdi. Hacer Beer-Şeva Çölü'ne gitti, orada bir süre dolaştı.
  8. Tulumdaki su tükenince, oğlunu bir çalının altına bıraktı.
  9. Yaklaşık bir ok atımı uzaklaşıp, “Oğlumun ölümünü görmeyeyim” diyerek onun karşısına oturup hıçkıra hıçkıra ağladı.
  10. Tanrı çocuğun sesini duydu. Tanrı'nın meleği göklerden Hacer'e, “Nen var, Hacer?” diye seslendi, “Korkma! Çünkü Tanrı çocuğun sesini duydu.
  11. Kalk, oğlunu kaldır, elini tut. Onu büyük bir ulus yapacağım.”
  12. Sonra Tanrı Hacer'in gözlerini açtı, Hacer bir kuyu gördü. Gidip tulumunu doldurdu, oğluna içirdi.
  13. Çocuk büyürken Tanrı onunlaydı. Çocuk çölde yaşadı ve okçu oldu.
  14. Paran Çölü'nde yaşarken annesi ona Mısırlı bir kadın aldı.

Tekvin 25:12-18:

  1. Sara'nın cariyesi Mısırlı Hacer'in İbrahim'e doğurduğu İsmail'in öyküsü:
  2. Doğum sırasına göre İsmail'in oğullarının adları şunlardır: İlk oğlu Nevayot. Sonra Kedar, Adbeel, Mivsam,
  3. Mişma, Duma, Massa,
  4. Hadat, Tema, Yetur, Nafiş, Kedema gelir.
  5. İsmail'in oğulları olan bu on iki bey oymakların atalarıydı. Köylerine, obalarına da bu adları verdiler.
  6. İsmail yüz otuz yedi yıl yaşadıktan sonra son soluğunu verdi. Ölüp halkına kavuştu.
  7. İsmailoğulları Aşur'a doğru giderken Mısır sınırı yakınında, Havila ile Şur arasındaki bölgeye yerleştiler. Kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşmişlerdi.

İşte İsmail’e verilen vaat buydu. İsmail’e de Yakup gibi 12 oymak bahşedildi, o ve soyu mübarek kılındı. O da bir nebi resul olarak bu vaade layık ve sadık kaldı. Bunun da Kur’an’da söylenmesi İsmail’in vaadinin onun soyundan gelen Muhammed’e nazil olan Kur’an-ı Kerim ile gerçekleşmesinden ötürü manidardır. Tevrat’ın gelişi, onu tamamlayan İncil’in gelişi ve Mesih’in çarmıhtaki kurbanlığı İshak’ın vaadinin gerçekleşmesiyken; Ahsene-l Hadiṡ olan, en yeni, en son yasa olan Kur’an’ın inişi de İsmail’in vaadinin gerçekleşmesi oldu. Vaat meselesi tamamen budur.

Bu vaadin gerçekleştiğini Yahudiler de Türkiye Yahudi hahambaşılığının hazırladığı “Türkçe Çeviri ve Açıklamalarıyla Tora ve Aftara”nın “Bereşit” kitabının 114 ve 115. sayfalarında şu şekilde itiraf etmektedir:

“Bu kehanetin, Yişmael’in soyu [yani Araplar] için İslamiyet’in yükselişi sonucunda, 2337 yıl sonra gerçekleştiğini görmekteyiz [MS. 624]. Tüm bu süre boyunca Yişmael’in soyu özlem içinde bu kehanetin gerçekleşmesini beklemiş ve sonunda buna şahit olup, dünya üzerinde büyük bir hakimiyet sağlamışlardır. Yitshak’ın soyundan gelen ve kendilerine verilmiş olan sözlerin işledikleri günahlar sebebiyle ertelendiği bizler de, bizimle ilgili kehanetlerin mutlaka gerçekleşeceğine dair ümidimizi yitirmemeli ve Tanrı’nın sözlerinin her an gerçekleşebileceğini tam bir inançla bilmeliyiz”

Sonuç

Te’vil sisteminin unutulduğu; geleneğin, zanların hüküm sürdüğü, vahiylerin arasının açıldığı cahil zihniyetlerle dolu bir ümmet sorgulamadan ve okumadan her şeye kanabilir. Yeter ki o kişilere şeytanın fısıltısını seslendirecek toplum nezdinde itibarlı ve unvanlı din alimi sıfatlı şeytanlar olsun. Küçük sandığımız ama son derece önemli olan; kitapların inişini etkileyen te’vil bağlantılarına sahip bir olayın bu kadar yanlış anlaşılması ve anlatılması son derece üzücü. İşin üzücü bir diğer yanı da biz te’vil ile ilgilenen, hikmet metodunu şiar edinen insanlar olarak sayımızın azlığı ve sünni-kurancı-ateist-new age rüzgarlarından insanların çoğuna ulaşamıyor, bu hakikatleri anlatamıyor olmamızdır.

Kurban bayramı retoriği olarak ele alınsa da çok derin te’vili olan İbrahim’in İshak’ı kurban etme imtihanı, ciddi te’vil hataları ve asabiyet duygusuyla kurbanlık “şerefini” ataları İsmail’e atfetmek isteyen arapçılar tarafından farklı yönlere çekilmiştir. Üstelik rivayetperest arap zihniyeti türlü türlü uydurma anlatımlarla retoriklerini güçlendirmişler, Kur’an ile Tevrat’ın bağlantısını koparmışlar ve dinlerini ayrıştırmada bu vakıaları aparat olarak kullanmışlardır. Kendilerinin “İbrahim’in milletinden” olduğunu hiç ama hiç sanmıyoruz. Yalanlardan ve iftiralardan Allah’a sığınırız. Karib Mucib olan Allah bizleri hak bilgiye ve te’vile ulaştırsın vesselam.