AYETE-L KURSİ ÇEVİRİSİ VE TE'VİLİ
Bakara 255, Haşr 23-24 ve İhlas suresi; Kur'an'da Allah'ı anlatmada en yoğunlaşmış ayetlerdir. Bu ayetler Rabb'imizi en yoğun şekilde tanıtır.
Bakara 255 Arap alfabesindeki 28 harfin tamamının kullanıldığı 3 ayetten biridir: Al-i İmran 154, Fetih 29, Bakara 255
Bakara 255: Allah'tır O. İlah yoktur sadece O vardır. El-Hayy, el-Kayyum'dur O. O'nu ne uyuklama ne de uyku yakalar! Göklerin içinde ne varsa, yerin içinde ne varsa O'nun'dur. Çağrısı olmadan O'nun yanında şefaat edecek olan da kimmiş? Onların elleri arasındakini bilir, Ve arkadaki bıraktıklarını da. O'nun inşa ettiği dışında ilminden hiçbir şey kuşatamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak O'na ağır gelmez. El-Azim el-Aliyy olan O'dur.
Kavramlar, Kök Anlamlar
Bu ayette 7 "hu" zamiriyle O'na işaret ediliyor, 2 "huve" zamiriyle yine O'na işaret ediliyor. 1 "Allah" ismiyle Kendisini ifade ediyor. 4 sıfat isimle "Hayy, Kayyum, Azim, Aliyy", 2 müstetir (örtülmüş) zamirle O'na dolaylı vurgu Toplamda 16 defa Allah'a yönlendirme var.
Bu ayetin özelliği, tamamı Rabb'imiz ile ilgili. Allah ile ilgili bilgi veriyor.
- “El-Hayy”; kış uykusunda olmayan-yatmamış yılana "hayye" denir!
“Meyyit”; kış uykusunda olan yılan'dır!
“El-Hayy” ismi Kur'an da 5 defa geçiyor, hepsinde el takısı-yani belirlilik-marife vardır.
El-takılı “Hayy” esması: Bakara 255, Furkan 58, Taha 111, Mümin 65, Al-i İmran 2
Hepsinde de el takısı-marife-belirlilik ile geliyor. Şimdi biz böyle söyleyince diyorlar ki; arkadaş sallıyorsun... Ne demek hayye kış uykusuna yatmamış yılan yok mevt. Araplar kelimeleri şekil den bu anlamları oluşturmuşlardır. Kur'an inmeden Arapça vardı, bunu unutmayın Kur'an sadece bir dil, bir lisan ve o dili konuşan birinin üzerine indi. Arapça çünkü araptı Nebi, Arapça konuştu. O'nun anladığı dil, başka da bir dil bilmediğini söylüyor...
Kanıt;
Taha 20: “Fe elkaha fe iza hiye hayyetün tes'a” Hemen attı. Bir de ne görsün, değnek yılana dönüşmüş, koşuyor.
"hayyetun tes'a" kavramı geçiyor, cehalet ne kötü bir şey, hem Kur'an'ı bilmiyorsunuz hem de iftira atıyorsunuz.
“Hayy” kelimesi/kavramı ile ilgili ayetler: Taha 20, Naziat 37, Nisa 86, Nur 61, Ahzab 53
Ahzab 53'teki haya kelimesi-türevi hayy dan geliyor. İnsanda biraz haya-utanma olur. Maddi dirilik var bir de manevi dirilik var ahlak diriliği. Herhalde bunlar anlaşılmıştır; haya kelimesi, hayvan kelimesi, hayat kelimesi, Yahya kelimesi, hayat ve ölüm Hayy olan Allah'tandır...
El-Hayy kelimesi ile ilgili ayetler: Taha 111, Al-i İmran 2, Bakara 255
- “El-Kayyum”; kıyam, kıyamet, makam, takvim, kavim, kavvam, egim, mugim, ikame, Kayyum sürekli ayakta demek!
“El-Kayyum” Allah sürekli diridir. Evvel ve Ahir yani, öncesiz sonrasız diridir ve sürekli ayaktadır... Yani işinin başından hiç ayrılmaz. İlah'lığını zerre terk etmez! Her şey de O'nun gözünün önündedir ve süreklidir. Dikkati hiç dağılmaz sürekli ayakta. Anlatabildim mi? Bir işin başında olmak demek! Allah ilahlığının kendi eylemlerinde her an yaratma halinde her an gözetim halinde.
Maide 116: “Rabbin diyecek ki; Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi söyledin insanlara beni ve annemi Allah'ın yakınında iki ilah edinin diye? İsa der ki; Subhaneke-Sen’i tesbih ederim-Sen’i tenzih ederim noksan sıfatlardan. Benim, doğru olmayan sözü söylemem olacak şey değildir. Eğer söylemişsem Sen zaten bilirsin. Sen benim nefsimdekileri bilirsin, ama ben Sen’in nefsinde olanı bilmem. Kesinlikle sadece Sen’sin gaybları en iyi bilen.”
Maide 117: “Sen bana ne emrettiysen, onu söyledim onlara. Benim de Rabbim sizin de Rabb’iniz olan Allah'a kulluk edin dedim. Aralarında olduğum sürece onlara şahittim. Sen beni vefat ettirdikten sonra onların üzerinde sadece Rakip olan-gözetleyici olan Sen’din. Ve Sen her şeyin üzerinde şahitsin-tanıksın.”
Maide 118: “Eğer azap edersen onlar Sen’in kulların. Eğer onları örter isen, kesinlikle Aziz-üstün olan Hakim-hükmeden Sen’sin.”
"Gözümüzün önündesin" ayetleri: Müminun 27, Tur 48
- “sine”; uyku, uyku ile uyanıklık arası dalgınlık! Dışarı dan gelen sesleri, duymaktayız gözümüz açık, fakat cevap veremiyoruz...
“Sinin-sine” kelimeleri ile ilgili ayet :
Tin 2: "ve Turi sinin". Sine tepe demektir! Yani ayakta dikiliyor ama ayakta uyuyor. Türkçe'de bu vardır, ayakta uyuyorsun ya deriz. Araplar da kullanıyor bunu.. O'nu uyuklama yakalayamaz! Uyku da yakalayamaz!
- Te'huzu yakalamak, hayır O diridir, sürekli ayaktadır ne uyku ne de uyuklama O'nu yakalayamaz. Görüyorsunuz değil mi kendini tanıtıyor bakın...
Hayy sürekli hareketli olmak demek!
Meyyit ise; kendisi var ama hareket edemiyor. Uykudaki insanı düşünün; ayağa kalkıp yürüyemez, konuşamaz ama ordadır, varlığı ordadır hareket edemez. Varlığı burdadır hareket eder, Hayy ve yemut. İnsanlar birbiriyle irtibatı kestiğinde uyku olur, bağlantı kurduğunda canlılık-hareketlilik başlar. Allah'ın herhangi bir şekli olmadığı için, ne uyku ne de uyuklama O'nu yakalar.. O kendi zatı ile ilgili her an irtibat halindedir. Allah'ın sonsuz ilmi ile arasında perde yoktur, Allah'ın diriliği ile kendi zatı arasında perde yoktur, bir biçim yoktur, irtibat kopmaz, uykuyu uyuklamayı yaratan O.
Daha güzel iş: Mülk 2
Öyle ise O, uyumaz, uyuklamaz, ölmez. Evvel, Ahir. Hayy-ul Kayyum. Diri ve ayaktadır.
Uyku insan için, hem bir dinlenme, hem bedeni tamir-tadilat yapması demektir kendini yenilemesi, bir taraftan da bilincin kendini arıtması durulatmasıdır. Dinlensem de aklım biraz yerine gelse denir... Bilinç tamir bakım yapması demektir! Allah'ın dinlenmeye tamir bakım yapmak gibi bir ihtiyacı yoktur... Allah alemler den müstağnidir. Allah yarattıklarına benzemez. O'nun misli bir şey yoktur.
İhlas 1: Söyle! O Allah'tır sınırsız tektir.
İhlas 4: O’na denk hiç bir şey yoktur.
Rad 16: Yaratan hiç yaratana benzer mi?
Ne ki yaratılmıştır, Allah ondan münezzehtir-uzaktır. Allahu Allah La ilahe ilah yoktur illAllah Allah ışında kendi yarattığınız-tasarladığınız hiç bir ilah yoktur. O'nu ne uyuklama ne de uyku yakalar! Demek ki neymiş? İnsan uyumazmış, uyku insanı yakalarmış. Hepimizde o problem vardır, öyle benim canım istedi mi ben uyuyamıyorum. Allah da bilgi veriyor sürekli, Te'vil yaparsanız sürekli gözünüzün önünde sürekli apaçık bilgiler veriyor. Uyku kişiyi yakalar, bunun bir anlamı var; Biz canları iki biçimde alırız. Diyor, bir uykularında iken, iki ölümleri esnasında. Vakti gelmemiş süresi dolmamış olanı geri Bırakırız, eğer süresi dolmuş ise o uyuyanın, uyku da alır Götürürüz.
Zümer 42, Enam 60-61-62
O yüzden sen karar veremezsin ona. Bu şöyledir; gece 1 de, yanında bir-iki kişi var oturmuş süreni bekliyor, sen sınavın devam ediyor sen sınavın devam ettiği için canın çektiğini durduramıyorsun kolay kolay. Beyinde bir hücre var, beyinle hücrenin bağlantısını kuran bir hücre, düğmeye bastığı an kapanıyor. Ölüm de öyle bir şeydir zaten. Göklerin içinde ne varsa yerin içinde ne varsa O'nundur, sema hayvanın sırtıdır, arz hayvanın karnıdır buradan türemiştir. Yani köpeği düşünün atı düşünün deveyi düşünün ineği düşünün dört ayaklı hayvanları düşünün, sırt tarafına sema, alt-karın tarafına arz diyor Araplar... Rabbimiz; üsttekiler ve alttakiler diyor. Semalar ve arz, arz'ı ayırıyor. Çünkü insan var orda. Es-semavat olunca dişi çoğul kullanıldığı için, Arapça da dişi çoğul gördünüz mü, anlayın ki bir sistemler bütünü var orda. El-arz da sistemler bütünüdür eko sistemler denir, göklerde de galaksi sistemi güneş sistemleri denir. Bilerek veya bilmeyerek bir sisteme bağlı olduğunu yarattığını anlatmak için, bir sistemler olarak el-semavat el-arz.
Sema sistemi: Tekvir 1 Saffat 6
Yeryüzü göklerin farklı bir şeyi değildir, onun parçasıdır. Ama Allah yeryüzünü özel donatmıştır... Çevrenize bakınca görüyorsunuz değil mi? Şuan en yakınımızdaki yıldızlara göz atabiliyoruz. Uzaklara da atabiliyoruz da, kesinleşmiş bakışla diyoruz ki ya hala şu dünya gibi bir yer göremedik yakınlarda. Özel bir yaratım var...
Allah işlemiş insan için! O'nu bu dünya da bir belik yaptık sizin için diyor dünya'yı, süsledik. Dağlar, hayvanlar, bitkiler.
- Şef kelimeleri: Fecr 3, Beled 9, Taha 109, Bakara 255, Zümer 43-44, Enam 94, Sad 38
El-Muhit olan Allah! İhata etmek, çevrelemek, O'nun inşası olmadan hiçbir şey kavrayamazsınız diyor.
- Kürsi; Bakara 255, Sad 34
Kürsi; yuvarlak arş yuvarlak, yönetim katı yuvarlak. Her yuvarlağın bir çemberi merkezi vardır... Allah tüm çemberlerin üzerindedir. O arşın Rabbi'dir. Yönetimin bile üzerindedir. Allah'ın bir kürsüsü biçimi yok, Allah'ın kürsüsü her şeyi kuşatmıştır! Peki nasıl? Semaları arzı kuşatmıştır, arşı kuşatmıştır, dikkat ederseniz arşı taşıyan melekler arşı kuşatan meleklerden de bahseder, yuvarlaklık bakın çevreleme çember den bahseder. Gerçekten de dünya yuvarlaktır kaint yuvarlaktır, arş yuvarlaktır, Kürsi yuvarlaktır. Allah tüm alemlerden müstağnidir. İşte Müteal olmak var ya, “Müteal” ismini bile bilmiyor adamlar ne diyeyim ben, hala Allah'ı zamana-mekana bağlı zannediyorlar. Allah kendisi hariç hiçbir şeye bağlı değildir... Senin görüşün O'nun görüşü gibi olmaz, gözü yaratandır O. O'nun duyuşu senin kulağın gibi olmaz, kulağı yaratandır O. Öyle bir varlıktan bahsediyoruz ki; görme, işitme, hissetme duygularını duyularını yaratandır O.
Hakkı-gereği gibi takdir edemediler O'nu-Allah'ı: Enam 91, Hac 74, Zümer 67
Müteal demek bu. Aşkın! Sokamazsın O'nu her hangi bir varlığa, evrene şuna buna, çıldırdın mı, Ben kuşattım onu diyor. Senin kuşattığın şey seni kuşatabilir mi artık? Gökleri yer ayırıyor. Senin buna gücün yeter mi düşündün mü hiç ya? Sen elmayı ikiye ayırmaya çalışıyorsun, gökler yer bitişikti Ayırdım onu diyor, orada ki gücü biliyor musun? Kaç katrilyon-milyon enerji gerekiyor farkında mısın? Ama tefekkür etmiyorsun. O yüzden Rabb’imiz diyor ki;
“Azim Kerim olan arşın Rabbi'dir O, Allah bir şeyin içine sokamazsınız O'nu haşa. Etkiler her şeye yakındır O her şeye komşu'dur ama her şey O'na komşu olamaz.”
- “vesia”; ğus, geniş demektir! Suğa geniş derin tabak demektir! O'nun Kürsü'sü semaları kuşatmıştır. Bir tabak düşünün hepsini sarmıştır diyor. Yuvarlak üstüne yuvarlak, tüm bu çemberler den uzak olan Allah onları yönetiyor.
Zariyat 47 !! 3-4-5 Boyutlu yuvarlak uzay'dır bu, bunu Kur'an bildiriyor. Daha bunu bilim-astronomi bilmiyor. Kur'an da Rabb’imiz diyor ki; yuvarlak! Dünya gibi galaksiler de, gerçekten uzaktan baktığınız da görüntüyü görürsünüz helezon. Dünya da böyle yuvarlak evren de böyledir diyor, 4 boyutta böyledir 5 boyut da böyledir diyor. Genişleme için Schrödinger’in formülüne bakabilirsiniz. astronom bu arkadaş.
Azim mekan içinde büyük olmayı, Kebir ise zaman içinde büyük olmayı ifade eder. Zamandan ve mekandan büyüğüm diyor Allah. El-Kebir olan Allah.
Bakara 255, Taha 109-110-111, Mümin 65-66
0 Comments
Yorum Gönder