BAKARA 214 ÇEVİRİSİ VE TE’VİLİ

BAKARA 214 ÇEVİRİSİ VE TE’VİLİ

"Em hasibtum"; yoksa hesap mı ediyorsunuz; Türkçe de hesap kelimesi var muhasebe yoksa şöyle mi hesap ediyorsunuz Burada hesap etmek; öyle sanmak yoksa siz böyle mi hesap ediyorsunuz peki insanlar neyi hesap etmiş düşünüp tartışıp; cennete girebileceğinizi mi hesap ettiniz? Allah bu dünyayı cenneti, affını, rızasını kazanmak için yaratmıştır insanları...

Mülk 2: Hanginizin daha güzel iş, amel yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur.

Dünya sınavını kazanmadan cennete gitmek mümkün değildir, dünya sınavına girmeden dünya sınavını aşmadan, cennete gitmek yoktur. Bu çok laf olarak kalmasın, yeryüzünde yaşayıp öğüt alacak bir ömür, bize verildiğinde mutlakasınanacağız.

  1. Sınav dan kaçış yok.
  2. Sınavı geçemezsek cennet yok.

Kimin tartıları ağır gelirse; ona hoşnut edici bir hayat var.

Kimin tartıları hafif gelirse; o'nun annesi artık Haviye'dir/uçurumdur.

Cenneti kazanabilmeniz için, daha öncekilerin başına gelenler sizinde başınıza gelecektir

HİSBE; kelimenin kökü burdan geliyor, HİSBE; bir yeri vurmak için atılan taştır, çocuk iken oynardık böyle tenekeler konurdu taş atılırdı isabet edilirdi... Hedeflediğiniz şeyi vurmak için hesaplarsınız ve ona göre elinizi ayarlayıp, taşı atarsınız bu kavram günümüzde sayıların bilimi olmuştur, muhasebe bilimine dönüşmüştür. Hesap'ta kesinlik vardır ama kelime olarak sanmak da vardır, Türkçe'de saymak kullanılıyor onun karşılığı gelir giderinizi bir hesapla şu parayı bir hesapla, şu Matematiği formülü bir hesapla şeklinde rutin günlükte kullanıyoruz. İnsanlar düşünerek ve tartışarak kararlar alırlarsa; bunu hesap etmiş olurlar, düşünüp karar alırlarsa yani tartışmazlarsa o zaman zanda bulunmuş olurlar. Şöyle derler; bu benim düşüncem, düş, düşmek, düşünmek, düş kurmak var ya... Burada hasibtum kullanılıyor; demek ki düşünüp tartıştınız sonra cennete gireceğinizi mi hesapladınız Kendi kendinize? Allah Hasib'tir (Nisa 6-86)

Ahzab 39’da Rabbimize nisbetle 'nu kastederek geçer. Allah seri-ul Hisab'tır. Azıcık seri ol denir ya; hızlı ol, yani hesabı çabuk görendir. 14 İbrahim 51 ayet Allah tüm nefslerin kazandıklarının karşılığını verecek, Allah hesabı çabuk Gören'dir. Diye buyuruyor... Diğer 3 ayetler de ise Allah'ın Hasib olduğunu her şeyi bir hesaba göre var ettiğini düzenini ona göre kurduğunu yönettiğini öğreniyoruz.

HALEV; boş bırakıldılar demek, hali demek; kimsenin olmadığı yer demek, yani yerlerini boşalttılar... sizden önce gelip yerlerini boşaltıp gidenler, Rabbimizin seçtiği kavramlara şahit oluyoruz değil mi? Sizden önce diye çeviriyorlar, oysa ne büyük incelikler var... Çünkü topluluklar doğar büyür gelişir ve ölürler. İnsan gibidir birey doğar yaşar büyür gelişir ve ölür. Solup gider. Toplumlar da öyledir; bireylerin eceli olduğu gibi biliyorsunuz her ümmetinde bir eceli vardır... Geldiği zaman ne geri gider ne ileri gider. Buyuruyor Allah;

Araf 34

Mesela bizden önce atalarımız vardı bu topraklar da, kurtuluş savaşını verdiler, çok sert sınandılar... Ölümle açlıkla korkuyla, candan maldan azaltmayla, vatanı savundular, onların dönemi onlara denk geldi, tıpkı bizim virüsle mücadele ettiğimiz şu günleri görmedikleri gibi... Bizde onların yaşadığı acıları bilmiyoruz. Öyledir; yani ümmet denince şöyle anlamayın, bir toplum nesiller boyu akıp gidiyor anlamında değil, bir çağ'a bakın 120-130 yıl sonra o çağ da hiç kimse kalmaz. İşte o ümmet gider yerine başkası gelir... Allah dilerse sizi yok eder yerinize başka bir topluluk getirir. Buyuruyor. Bizden öncekiler yerlerini boşaltıp gittiler şimdi ülke bize kaldı atalarımız gitti şuan Türkiye de biz yaşıyoruz. 3 nesil toplamdır bunlar; dede, evladı ve torunu öyle yaşar klasik. Şimdi Allah günleri yılları aramızda çevirip duruyor; bizden önce ki nesiller bizde ölüp gideceğiz... Bizden sonra da, nesiller gelecek bizim gibi konuşmuş olacak. Sizin başınıza gelen virüs benzeri bir şey, çatışma benzeri bir şey ekonomik sıkıntılar benzeri şeyler sizin başınıza gelmeden cennete mi gireceğinizi hesap ediyorsunuz. Diye Kur'an sormaya devam edecek... Biz yeri boşaltmış gitmiş atalar olacağız, tıpkı bizden önce ki atalar gibi.  Yani tüm bu olup bitenler kıyam'a kadar sürecek. Nesiller günler aramızda çevirecek insanlar toplumlar ölecek, arkasından bıraktığı eserler nesiller devam edecek bir gün aniden bitecek. İnsan bir damla su aramızdan bundan kimsenin kuşkusu yok, ama bir damla suyun içinde binlerce hasret, hüzün, sevinç, merak ne çok şeyi barındırıyor bir damla, pek çok duygu içinde... Görevini tamamlıyor Allah'ın kendisine sorduğu ontolojik sorulara cevaplar veriyor, varlıksal sorulara fıtratına yaratılışına uygun davranıyor, yahut azgınlık edip gidiyor. Herkes de kendi yaptığından sorumlu. Peki bizden öncekilerin başına neler gelmiş; messet temas etmek dokunmak, onlara dokundu diyor Rabb’imiz, sizden önce ki herkese ayırmadı bak, yerlerini boşaltıp gidenler boşalttığınız yerlere yerleşen insanlar var ya peşpeşe, geriye doğru atalarınız hepsi bundan nasibini aldı... Sizde alacaksınız bir sınav çünkü kaçamazsınız.

BE'SA; sıkıntı demektir, burda sosyal sıkıntı dan bahseder.

DARRA; darlık, darda kaldım kıtlıktır ekonomik zorluktur, dar ekonomi param daraldı, yani ekonomik sosyal darlıklarla zorluklarla karşılaşmaktır... Tamda bu gün yaşadığımız şey şu an dışarı dan bize sıkıntı var, bunun ekonomik sosyal boyutu var mı? Var evlere kapanıyoruz, çalışmıyor bir çok insan, milyonlarca aç'ımız var doğru düzgün ilgilemilmeyen ulaşılamayan nice insanlar var, göz yaşı döküyor.

"Messetumul" onlara dokundu zorluk ve darlık, "ve zulzilu" ve sarsıldılar, zelzele sarsılmak demek Türkçe de kullanıyoruz deprem oldu zelzele oldu diye... Zelle ayağın kayması demek, Kur'an da hem fiziki sarsıntı olarak kullanılır, hem de psikolojik sarsıntı olarak. Zilzal suresi 1-2 ayet zaten ismini burdan alır yeryüzü kendine özgü sallanışla sarsıldığında zelzele olduğunda. Birde bunun psikolojik sarsıntısı vardır; bu olay beni çok sarstı kullanmayanınız yoktur hepimiz kullanıyoruz, bu yaşadıklarım beni çok sarstı içimde depremler oluyor. Gibi kullanılıyor. Burda Bakara 214 te'vil ayetinde de zelzele psikolojik olarak kullanılıyor... Ne demek o? Ve sarsıldılar zorluklar darlıklar onlara temas etti dokundu sizden öncekiler ve sarsılmaya başladılar, ileriye gidecek olan toplumlar sıkıntı içinde ilerleme kaydederler, doğum sancılıdır, gelişme sancılıdır ölüm de sancılıdır çöküşte sancılıdır. Bireylerin doğumu gelişmesi ölümü sancılarla oluştuğu gibi toplumların da doğumu toplumun oluşması savaşlarla kavgalarla gelişmesi ve sona varması yıkılışı, hep böyledir sarsıntılarla olur. Şuan biz sarsılıyoruz zaten toplum olarak, dışarı dan bir düşman var virüs ekonomik sıkıntı var, sosyal sıkıntı var, şiddet, öfke, sabırsızlık artıyor. Sarsılıyoruz hem kıtlık var bir çok aile için ekonomik durum, bina dolu çünkü asgari ücretlilerin derdi çok büyük garip gureba ortada kaldı hastası olan ortada kaldı, çok acı ve dramatik sahneler oluyor yeryüzünde... Burda Allah neden zelzeleyi ayırdı; zelzele darlık ve zorlukla farklı bir durum demek ki, ayırdığına göre Rabbimiz... Bu dışarı dan gelen zorluk ve darlık dışarı dan gelenleri ifaide ediyor, zelzele sarsıntı ise toplumun dağılmaya doğru gitmesidir. Hani biz feryat ediyoruz ya; hani daha çok yoğun bir karantina uygulayın ki bir an önce kıralım belini ne kadar içerde kalırsa insanlar evlerinde, %6o oranında işsizim var artık afete bağlı olarak... Ekonomi daha da hızlı çökecek böyle, işi uzatmamak lazım, madem böyle bir virüsle karşı karşıyayız önleyici hareket yapmamız gerekiyor. Diye anlatıyor... Çünkü sarsıntı başladı yani toplum dağılmaya başladı yavaş yavaş, işte şimdi millet olarak zengini fakiri bir araya gelebilir, manevi olarak birbirine omuz verebilir, maddi olarak destek olursak bu sarsıntıyı kolay atlarıtız. Gördünüz mü? Cennete girmek öyle kolay değil, eğer biz omuz omuza verirsek bu sınavı aşacağız beraber İnşaAllah.

"Vellezine eemenu meahu Hette kalurrasul" iş öyle bir noktaya geldi ki diyor atalarımızdan bahsediyor Hatta Rasul bile ve yanında ki Müminler dediler ki; "metee nesrullah" Allah'ın yardımı nerede ne zaman şimdi değilse ne zaman? Peki neden Allah'tan yardım bekliyorlar neden böyle bir şey yapıyorlar? Bakın darlık, yokluk, zelzele sarsıntı varken artık ölüm gırtlağa gelmişken ne Rasul Allah'tan vazgeçiyor, ne onun yanında ki Müminler. Allah dışında hiç kimseye   yalvarmıyorlar tek soru soruyorlar; Allah'n yardımı ne zaman? Şirk yok, yüzü suyu hürmetine yardım yok, şu şefaatçi bu yakınlaştırıcı yok, Rasul de Müminler de şöyle dediler; Allah'ın sadece Allah'ın yardımı ne zaman? Peki neden? "İnne nesrullahi karib" Allah'ın yardımı pek yakındır.

"İyyeken'budu ve iyyekenestein" yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Fatiha 4

Müminler biliyor Kur'an'ı Enfal 10 da buyruluyor ki; Yardım yalnız Allah katındandır.

Yardımı istediler, şimdi bizde isteyeceğiz bunu kendimize bağlamamız lazım çünkü. bizden önce ki ataların başına gelenler bizim başımıza geldi yokluk, darlık, sıkınt, virüs günleri tamam, sosyolojik ekonomik darlık sıkıntı dedik can derdine düştük hepsi bir arada.

AVN; avene işlere karşılık yardımdır Müminlerin işleri vardır bir şey yapıyorlardır Allah onlara yardımcı olur,

NUSRET ise; her konu da yardım'dır el-Nasir olan Allah. Savaşa karşı da düşmana bu virüs de olur, karşı da bir insan da olur... Nusret her yönden yardım demektir, her yönden isteyin bunu. Farkında mısınız? Ölüm buruna gelmiş boğazına dayanmış hala Rabbinden başka hiç bir yere yalvarmıyor... Biliyor ki yardım sadece Allah katındandır, ama bir şey daha biliyor;

Muhammed 7: “Siz Allah'a yardım ederseniz Allah da size yardım eder.”

Allah'a yardım ederseniz fıtrata uygun bir duruş sergilemeye çalışırsanız Allah da size dar gününüzde yardım eder. Yoksa Allah'ın yardıma ihtiyacı yok. O yüzden İsa Nebi Saf 14, Al-i İmran 52 de soruyor; Allah yolunda benim yardımcılarım diyor ya; işte başkan o yardımcılar da biziz... İlkemiz dürüstlük Adalet ama her yöne Adalet, korkusuzluk, Allah korkusu bir aslan gibi gelecek bizi saracak diğer bütün dünyevi açlık, susuzluk, o, bu yalan olur. Onlar gelirse Allah korkusu yalan olur, ağızda gargara olur lak lak yaparsın ama korkmuyorsundur.

Sıkıştığında birine dersin ki Allah'tan kork ama kendin için hiç o kelimeyi kullanmazsın... Bu virüs zamanında da doktorlarımıza bir omuz versek başaracağız, birlik olsak başaracağız, garipleri yoksunları kollasak ağır yaralı olmaktan çıkıp hafif yara ile bu işleri bir şekilde atlatacağız... Dünya sahnesine çok daha güçlü çıkacağız.

Ankebut 2: Yoksa insanlar iman ettik demekle imtihana çekilmeden başıboş bırakılacakların mı zannediyorlar?

Zariyat 56: Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.

Mülk 2: Hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü hayatı yaratan O'dur.

Bakara 155: Yemin olsun Biz sizi açlık korku maldan meyvelerden ekinlerden eksiltmeyle belalandıracağız, direnenleri müjdele.

Al-i İmran 146; Nebilerin yanında ki Müminlerle kendini Rabbe adamış Rabbanilerle savaştığını susmadığını sabretmenin ne olduğunu anlıyorsunuz bu ayet sabrın susmak değil konuşmak olduğunu oturmak değil direnmek olduğunu anlatan bir ayettir. Sabır nedir öğrenmek istiyorsanız bu ayete bakın "susmadılar yılmadılar" diyor, sabrı bize nasıl öğretiyorlar "azıcık sus boynunu bük", Allah ayağa kalk mücadele et devrim yap diyor adam diyor ki sabret, İsa Nebi Kudüs'e girdiğinde cami'nin içinde ki tezgahları tekmeledi önce, ticaret yapıyorlardı Kudüs de mescid de...

Süleyman mabedi'nin önünde bir koydu tekmeyi, o zannettiğiniz İsa var ya hristiyanlığın yedirmesi sağ yanağını yiyince sola döndü bak öyle yapmadı işte, Allah'ın evinde sadece O'nun ismi anılacak dedi. Eldeki İncil den okuyorum barnaba falan aramayın. Siz burda din ticareti yapıyorsunuz. Allah'tan daha çok korkutacak var mı? Bana ebedi azabı vaad edecek bir delikanlı var mı aranıza? Seni ebedi cehennemime atarım var mı öyle bir şuursuz? Sırtında sivilce çıkıyor haberi yok adamın her şeyi bilmişlik taslıyor bize.

Şimdi 2.Model başkanlık var ya Rasulluk; yani bir toplum oluşturmak Mekke'de ortaya çıkıyor 40 yaşına kadar ses yok, kendisi vahiy almaya başlıyor Nebi Rasul oluyor ve sesleniyor; La ilahe illAllah ile açıyor kapıyı, ve insanlar diyor ki ne diyorsun ya nerden çıktı şimdi bu? Tek başına yahut toplumu koruyor tek başına ümmet İbrahim. Yahut örgütleyen teşkilatçı İsa kimdir benim Allah yolunda yardımcılarım? Havariler dediler ki biziz. Örgüt böyle kurulur başkan seslendi Nebi Rasul başkan "vellezine eemenu meahhu" buyurduğu Rasul ve onunla beraber olan Müminler 2.3.Kişilerdir 1.Başkan o'dur 2.3.Şahıslarla bu topluluk büyür tekte başlar yeni bir toplum oluşacaksa, bu gün yeni bir toplumun oluşmasına ihtiyaç var... Ama çok zor, her yöne Adalet pek az kişinin işine gelen bir cümledir, sağcı'sının da solcu'sunun da, karşı tarafı suçlar her türlü iftirayı atar... Kanıtsız konuşur her iki tarafta. Yürek olarak bunlar dan bir cacık olmaz, neden? Bu kızdığı zaman sana da aynı iftirayı atacak. Hazır ol.

Maide 8: “Bir topluma olan öfkeniz, sakın sizi adaletsizliğe sevk etmesin”

Bir topluma olan sevginiz de sizi onların lehi'ne Adaletsizliğe sevk etmesin. Sınama dedik ya; Allah bizi sevgiyle öfkeyle sınıyor... Neden seviyorsunuz neden öfkeleniyorsunuz demedi. Sevginiz yahut öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin dedi. Arada ki fark budur... Demek ki başkan ve çevresindekiler, başkan örgütler çevresindekiler de toplanır.

Toplumların 2 çeşit başkanı vardır; Rasul burda en geniş anlamı ile kullanılır, Rasul önder'dir, imam'dır, 2 türlü başkanlar olur toplumlar da 1.Hazır topluma liderlik yapar, 2.Başkan ise en zorlusudur tek başınadır... evresinde bir topluluk oluşur yep yeni bir toplum oluşturmuş olur 1 dava oluşturur sahtekarlara, kapitalizm'e, onun onursuz uşaklarına, gazetecilerine, din adamlarına, bürokratlarına karşı meydan okur. Mekke oligarşisi'ni yıkar tek başına Muhammed Mustafa, İbrahim tek başına toplum yok, Mustafa Kemal, tek tek dolaşır ama sen bilmezsin Kur'an'ı o yüzden atana söveceksin yine.

Yoksa siz böyle mi hesap ediyorsunuz sizden öncekilerin başına gelenlerin sizin başınıza gelmeden cennete girebileceğinizi mi hesap ediyorsunuz?

Rabbimiz diyor ki; siz 3 sınıfsınız; bu dünya hayatı bitecek, kıyam gelecek, sur'a üflendiğinde ayağa kalkacaksınız

  1. Ashab-ul meymene doğrunun adamları
  2. Ashab-ul meşeme yanlışın adamları

"ashabı meymene" sağın adamları solun adamları diye çeviriyorlar hayır o yanlış

"ve vesseebigune" musabakada sürekli önde olanlar, musabaka'nın 27.Dakika'sı diyor ya bir yarış var önde gidenler

hep öncü olanlar 3 sınıf şom ağızlı dediğiniz o'dur işte yine açtı şom ağzını ashab-ul meşeme uğursuzluk yaranı adamları, ashab-ul meymene sağın adamları yeminin gücün, aslında Vahyin fıtratın adamları... Son musabakada öne geçip kazananlar. Allah bizi ya sağın adamların dan yani Vahyin yeminin helal olan adamlarından kılsın. ya da musabakada öne geçenler den.

Ya birinci ol ya ikinci ol, sonuncu olma o son cehennemlik işte. Ashabın adamları olur bunlar. Zayıf kaldım iyi bir de takdirname ile teşekkürname ile gidenler var. Öyle derece derece hepimizi sınıyor, içimizdeki duruşu görüyor kalpler de olanı, davranışlarımızı yazıyor ona göre hayat bize vaad ediyor.

Müminler Allah'ın yardımına inandıkları için Allah bu dünyada da ahirette de Müminlere yardım edeceğini vaad etmiştir. Herkes vaadinden döner sadece Allah vaadini yerine getitir... Çünkü bunun için bir yerlerden para güç toplamasına haşa gerek yoktur, gücünü de kendin den alır kudreti de O'na aittir O'ndan başka da hiç kimse de güç ve kuvvet diye bir şey yoktur, her şey sınav gereği güç parçacıkları olarak dağıtılmıştır. Bunlar sınav olduğu için verilmiştir elimize tutuşturulan kağıtlara benzer sınav kağıtlarına başka hiç bir özelliği yoktur Bütün malı mülkü çekip elimizden alacak o gün. Ve buyuracak ki; işte seni ilk yarattığım gibi ıssız, yapayalnız karşımdasın, ah saltanatım malım bana fayda vermedi diyen ayetleri okursun, yahut bizi dünyaya geri gönder salih amel bizde yok Rabbimiz bize izin verir misin reeankarnasyon, yok! Diyor.

Araf 164 Diyorlar ki tebliğ yapanlara;

Allah'ın azab edeceği helak edeceği bir topluma neden ha bire vaaz? Hesap günü mazeretimiz olsun diye diyor, onlar döner dönmez biz bilemeyiz.

Biz uyardık diyelim yöneticileri uyardık devlet kısmını uyardık, gariplerin en çok ezildiği en zor günler de biz susarsak namerdiz zaten ya, böyle onurlu bir hayat olur mu?