RAMAZAN GERÇEKLERİ VE ORUÇ KONUSU

RAMAZAN GERÇEKLERİ VE ORUÇ KONUSU

“savm, siyam” olarak ifade ediliyor. “oruç” Farsçadır. Kur’an’da 11 yerde geçiyor.

“siyam” > “sume” damga demek.

“saim”; damgalanıp meraya bırakılan hayvan demek. Bu tür hayvanlara bir süre yemek verilmiyor. Buradan benzetme yapılarak – Türkçe’de de kullanılır; “saim, Saime” (oruç tutan erkek-kadın) oradan türemiştir. 

3 çeşit oruç vardır Kur’an-ı Kerim’de:

  • Ramazan orucu (Bakara 183-187)
  • Keffaret orucu (“kefaret” küfürden gelir.); yapılan yanlışın üstünü örtmek adına tutulan oruç. (Mücadele 4, Nisa 92) 60’ar gün “zıhar” cezası
  • Adak orucu (Meryem 26) > susma orucu

Ramazan orucunu 4 ayette toplayabiliyoruz.

Bakara 183: “Ey inanıp güvenenler, “el Sıyam” sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin de üzerinize yazıldı ki sakınasınız / muttaki olasınız diye”

“sizden öncekilere” > Bu oruç tutma olayı Ramazan aylarında sadece son nebi ve ona tabi olanlara değil, tüm insanlık tarihi boyunca farzdır. Oruç, tutulan bir şeymiş insanlığın ilk başlangıcından kıyama kadar.

Tevrat Yeşaya 58, 3-9

İncil Matta 6:16: “Oruç tuttuğunuz zaman ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar tuttukları orucu insanlara göstermek için kendilerini perişan bir görüntüye sokarlar.”.

Bizden öncekilere farz olduğunu Tevrat ve İncil’den de biliyoruz. İnsanlık tarihi boyunca Allah’a inananlara, müminlere, kadın-erkek farzmış bu oruç ramazan ayında.

Bakara 184: “Bu öyle bir farzdır ki, peşpeşe dizilmiş günlerdedir. Sizden kim hasta yahut yolculuk halinde ise, tutmadığı günler sayısınca sonraki günlerde tutsun orucunu. Orucu tutabilecek güçte olanların bir miskine, bir yoksuna onu doyuracak kadar fidye vermesi üzerinedir, bu da farzdır, Allah’ın bir emridir. Kim içtenlikle bunu yaparsa bu onun hayrına olur. Bilesiniz ki oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.”

Fitre konusu; zekat dedikleri şey Kur’an’da “sadaka”dır, fitre dedikleri şey de Kur’an’da “fidye”dir. Biz Kur’an’dan ayrılmayacağız.

“fidye” > “feda” kelimesi buradan gelir. Fidye, Ramazan geldiğinde orucu tutabilen kadın-erkek herkesin 1 defaya mahsus bir miskine, bir yoksuna iaşesini vermesidir. Yani Ramazan ayında bize 2 şey farz kılınmış; oruç ve fidye.

“fitre” > “iftar, fatır” kelimeleri buradan gelir. Yarmak, açmak demektir. “Orucu yardı, açtı”. Bugün orucu tutamayanlar veriyor fidyeyi. Böyle bir terslik var bizde.

“zekat” her mümine farzdır. Salat ve zekattan kaçamazsınız. “Müminler öyle kimselerdir ki, namazlarını kılarlar ve zekatlarını verirler, temizlenmek için”.

“sadaka” Tevbe 60’ta farzdır. “el” takısı vardır.

“maraz” kelimesini kullanıyor Rabb’imiz. Kur’an-ı Kerim, ağır hastalıklara “maraz”, hafif rahatsızlıklara “eza” kelimesini kullanır. Bu şuna cevap: “özel günlerinde kadınlar oruç tutabilir mi?”. Tutabilir mi sorusu çok abes; farzdır. 2 şeyi söylüyor Allah; “maraz”, hastalık olacak ve “sefer”de, yolculukta olacaksınız. Bu da en az 1 günlük yolculuk. Bunu da şuradan anlıyoruz;

“sefer” > “süpür, süpürge” oradan gelir. Sabah insanlar erken yola çıktıklarında evlerin kapılarını temizlerler, süpürürler öyle çıkarlar. En az 1 günlük uzak mesafeye gidiyorsanız, işte o zaman siz yolcu olursunuz.

Her oruç tutana “fıtır” vermek farzdır, 1 defaya mahsus verilir. Oruç, bir garibi doyurmak… Demek ki siz miskin olmayacaksınız. Miskinseniz size fidye düşmez. Miskinin üstündeki maddi derecelerde kim varsa onlar çevresindeki miskinlere verecek.

Hastada “el” takısı var mı? Yok. Yani belirli bir hastalıktan bahsetmiyor. Siz karar vereceksiniz. Belirsiz, kişiye göre değişir. Sinir hastaları, nevrotik hastalıklarda; oruç tutarken kırıp döküyorsanız, insanları incitiyorsanız tutmayın. Bu da hastadır.

“Orucu tutabilecek güçte olanlar” > “takat”

Türkçe’de “takat” olduğu gibi kullanılır. “senin bu işe takatin, gücün yetiyor mu?”.

“takat” > kökü “tavk”; kök anlamıyla kullanıldığı ayet; Al-i İmran 180

Boyna geçirilen halka, boyna dolanmak demek. Boyna geçirilen ağır halka.

“takat” olarak geçtiği ayetler: Bakara 186, 249, 286, Araf 157

Diyanetin çevirisi: “Oruca güç yetiremeyenler”. Eğleniyorlar herhalde. Arapça bilmemeleri mümkün değil. Allah’a iftira atıyorlar, ataları Allah’tan daha büyük ilah olduğu için vazgeçemiyorlar. Olumsuz bir edat yok. Olumsuzu şöyle: “Kâlu lâ takate lenâ” (Bakara 249) “Dediler ki, takat yok, kalmadı bizde.”

Burada “yudigunehu” > “takat getirenler”

Zorlanmak, zorlanacaksın tabii. Burada gücünü aşıyor mu, aşmıyor mu ondan bahsediyor. Fetişizm var; namaz fetişizmi, oruç fetişizmi, hac fetişizmi… Büyütüyoruz gözümüzde ve en büyük iman meselesi haline getiriyoruz.

Bakara 286: “Rabbenâ vela tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih” (Rabbimiz, bize takatimizi aşan hamal / yük yükleme.”

184’te olumsuzluk belirten “lâ” yok.

Bakara 185: “O sayılı günler Ramazan ayıdır. O insanlığa hidayet olan ve hidayetin açıklayıcısı olan Kur’an’ın indirildiği…”

Oruç tutmanın amacı nedir? Allah bize hidayet verdi. “el Hâdi” olan Allah’a teşekkür etmek için. Oruç tutmak müstakil / bağımsız / tek başına bir ibadet değildir. Kur’an’ı, sözlerini bize gönderdiği için Allah’a bir şükran borcudur.

Bakara 185: “Sizden kim o aya şahitlik ederse o ayı oruçlu geçirsin. Kim de hastalık yahut yolculuk durumunda ise, o günlerin adedince sonraki günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bunlar sayıyı kemale erdirmeniz / tamamlamanız ve size hidayet verdiği için Allah’ı yüceltmeniz ve O’na karşı şükretmeniz içindir.”

Oruç tutmanın sebebi, Allah’ın indirmeye başladığı Kur’an’a saygıdan, “o hidayet rehberini gördük, tanıdık, bildik” diye Allah’a şükretmek içinmiş. Türkiye’nin % 94’ü Kur’an’ı bilmiyor. Türkçesiyle bir kere okumamış. Yarısından fazlası oruçlu… Eee? Teşekkür ediyor Rabb’ine oruç tutarak. Gerçek neymiş? İnsanlara oruç tutturmadan önce Kur’an’ın öğretilmesi lazım. Aramızdan birine bir hediye göndersem, hediye ona ulaşmasa, arasam desem ki “geldi mi?” Cevap: “Gelmedi, teşekkür ederim” dese saçma olmaz mı? Sen Allah’ın indirdiği Kur’an’dan habersizsin; “ama bize Kur’an’ı gönderdin, Sana teşekkür etmek için aç-susuz kalacağız, cinsel bağ kurmayacağız.” Örfmüş bu. Atalar dini böyle işte. Ramazan, Kur’an ayıdır. “Bu ay indirildi” diyor Kur’an.

“şehr” > ay demek. Bize “şehir” olarak yerleşti. Tanıdık, bilindik: “meşhur”.

Bilinen ay Ramazan “Allah katında ayların sayısı 12’dir” Ay takvimi olduğu için, yılın 12 ayında onar gün onar gün şeklinde, sonunda bütün bir mevsimi 32 yılda döner. 4 mevsimi tamamen kapatır, uzun da tutmuş olursun, çok kısa da…

Nisa 92’de keffaret orucundan bahseder. Taksirli, kusurlu adam öldürmenin cezası; hataen yapıldıysa, para varsa kan parası ödenir. Yoksa 60 gün kesintisiz oruç, peşpeşe… Bir kadın, arabayla bir yayayı vurdu; 60 gün oruç tutarken regl olmayacak mı?

Oruçta Allah “maraz”ı kullanır, kadının iddet dönemi için “eza”yı kullanır. Demek ki regl olması bir engel değil oruca.

Meryem 26’da Meryem annemiz İsa nebiyi doğuruyor, loğusa başlıyor. İlk gün diyor ki: “Ben Rabb’ime susma orucu adadım” Adak orucu da lohusayken oluyormuş.

“Gecenin üçünde yemek yenir mi? Sonra adam yatıyor, vücuda zararlı”. Doğru söylüyor. Kur’an’da gece yemeden bahsetmiyor ki, onu diyanet yaptırıyor.

“sahur” kelimesi > “seher”den geliyor. Biraz ışık olacak.

“Siyah iplikle beyaz iplik sizce birbirinden iyice ayrılıncaya kadar yiyin, için” buyuruyor. Doktorlar diyor ki; “beden ışığı görünce canlanıyor.”

Kur’an-ı Kerim, sabah-akşam yemenin çok faydalı olduğunu Cennet’teki yemekten bize anlatır: “Sabah akşam yemekleri hazırdır onların” 2 öğün. Oruç nasıl tutulur; seher vakti kahvaltının en erken yapılacağı vakit, bir de akşam yemeği. Arada sadece öğle yemeyeceksin.

Bizden önceki toplumlarda 1 ay boyunca iftardan sonra da cinsel bağ kurulmuyordu.

Bakara 187: “Oruç gecelerinde kadınlarınızla cinsel tatmin yaşamanız size helal kılındı. Onlar sizin için birer elbisedir ve siz de onlar için birer elbisesiniz, örtüsünüz. Allah biliyor sizin kendinize ihanet ettiğinizi ve size geri dönüyor, yüzünüze bakıyor. Sizinle ilgileniyor ve sizi affediyor. Mescitlerde itikaftayken bunu yapmayın.”

“ramazan” > tek burada geçer. “rafadan” kelimesi; “rafid” atık demek. İnsanda gereksiz atıkların dışa atılması… “fayd” çağlayan su demek. “feyedan, rafadan”; “ramazan” da kirlerin atılıp temizlenmek, temiz sularla yıkanmak demek. Kur’an-ı Kerim, bizi tertemiz hale getiren ilahi bir su, bizi ilahi suyun kalbimize, toprağımıza dökülme vakti Ramazan’dır. Kur’an bu ayda indirilmiştir. Çirkinliklerden arınmak, Allah’ın kitabıyla yıkanmak, vahiy suyuyla yıkanmak, ruhumuza gusül abdesti aldırmak için… Tüm nebilere Ramazan ayında ilk vahiy geliyor. Öyle olduğu için bizden önceki tüm toplumlara, inanmış toplumlara oruç farz kılındığı gibi, onların da, bizim de üzerimize yazılmış. Allah’ın hidayetiyle hidayetlenmeden oruç tutmak, ne yaptığını anlamamak demektir.

Büyük günahlar orucu bozar mı? Rabb’imiz teşekkür etmek için orucu tutmamızı emrettiği gibi, sakınmamız için de; “Umulur ki sakınırsınız.” Diyor. “la allekum yettekun”. Hem şükretmiş olacağız, hem muttaki olacağız. Sakınmak için oruç tutan bir insan, evine haram lokma götürür mü? Helal olan eşinle gündüz ilişki yasak, eşin olmayan birinle olunca oruç devam mı edecek? Hırsızlık yapacaksın, orucun devam mı edecek? Büyük günahların hangisini işlersen işle, boşa aç kalma artık. Teneke de olmaz, bozulur.

Kur’an’da 60 günlük keffaret orucu sadece 2 yerde geçer: Mücadele 4 ve Nisa 92. Orucu bozmanın 60 gün cezası yoktur.

“itikaf” > “akif, Akife”; hapsetmek, alıkoymak, bağlanıp kalmak demektir.

Bakara 187: “Mescitlerde itikafa çekildiğinizde…”

Bakara 125: “Ya İbrahim, Ben’im mescitimi temiz tut; rüku edenler, secde edenler, itikafa çekilenler…”

“itikaf” Allah yolunda ibadet biçimidir. Ramazan ayında özellikle yapılır. O yüzden diyor: “itikafa çekildiğinizde eşlerinize dokunmayın.” İtikafa kapandıysanız, Allah ile başbaşasınız, düşünmeyin bunları o zaman.

Bakara 186: “Kullarım sana Ben’i sorarlarsa…”

Geleneksel dinde ne diyor? “Allah hakkında konuşmak? Çok büyük günah”

“Kullarım sana Ben’i sorarlarsa, Ben Karib’im, onlara çok yakınım, dua edenin duasına cevap veririm.”

“Sor onlara Allah hakkında düşünceniz nedir?”

Kur’an’da 15 soru biçimi vardır. “Aydan sorarlar, hayızdan sorarlar, yetimden sorarlar, neyi infak edeceğini sorarlar, dağları sorarlar, Ruh’u sorarlar.”

Ama; “Kullarım sana Ben’i sorarlarsa, Ben onlara yakınım.”

Videoyu izlemek için tıklayınız.