İSRAİL HAMAS SAVAŞINDA AMALEK MESELESİ: ALLAH KADIN VE ÇOCUKLARI DA HEDEF ALIR MI?

İSRAİL HAMAS SAVAŞINDA AMALEK MESELESİ: ALLAH KADIN VE ÇOCUKLARI DA HEDEF ALIR MI?
7 Ekim 2023’te başlayan İsrail-Hamas savaşının ilk dönemlerinde İsrail devlet başkanı Netanyahu, askerlerine moral amacıyla yaptığı Amalek çıkışıyla gündem oldu. Verdiği savaşa dini bir meşruiyet kazandırmak isteyen başkan Netanyahu, kendisini destekleyen rabbilerle birlikte, Filistinlileri Tevrat’taki Amalekoğulları ile denk tutarak bu çıkışını gerçekleştirdi. Allah'ın 3 kitabına da iman edip üzerlerinde aktif bir şekilde çalışan bir sayfa olarak biz de bu Amalek meselesinin ne olduğunu, Allah'ın bir kavmi nasıl helak ettiğini, Allah'ın kitaplarında toplulukları ne şekilde ve neden helak ettiğini, Allah'ın kitaplarına küfretmeyi kendine iman şartı sayan müslümanların iddialarına karşı söz konusu meselenin vahye uygun olup olmadığını irdeleyeceğiz inşAllah.

Amalek ve İsrail Arasındaki Mesele

Amalek ve İsrail Arasındaki Mesele

Amalek Kimdir?

Önce Amalek kimdir ve Amalekoğulları kimlere nispet edilmiştir, bunu öğrenelim:

Tekvin 14:7: Oradan geri dönüp Eyn-Mişpat'a –Kadeş'e– gittiler. Amalekliler'in bütün topraklarını alarak Haseson-Tamar'da yaşayan Amorlular'ı bozguna uğrattılar.

Tekvin 36:12: Timna Esav'ın oğlu Elifaz'ın cariyesiydi. Elifaz'a Amalek'i doğurdu. Bunlar Esav'ın karısı Âda'nın torunlarıdır.

Tekvin 36:16: Korah, Gatam, Amalek. Bunlar Edom ülkesinde Elifaz'ın soyundan beylerdi ve Âda'nın torunlarıydı.

1.Tarihler 1:36: Elifaz'ın oğulları: Teman, Omar, Sefi, Gatam, Kenaz ve Timna'dan doğan Amalek.

Amalekoğulları ile ilgili birçok vahiy dışı zanlar ortaya atılmıştır; bir Arap toplumu olduğu, İbrahim nebiden bile daha öncesinde yaşadığı, hatta Nuh nebinin oğlu Ham’a bile nispet edilen bir topluluk olduğuna dair iddialar vardır. Vahiy ise çok net bir şekilde bu kavmi ve yaşadığı yeri Yakup nebinin kardeşi Esaw’ın torunu olan Amalek’e dayandırır. Yani Amalekoğulları'nın Arap olduğuna dair yaygın iddia İsmail'in değil, İshak'ın soyundan bir kavim olmasından ötürü boşa çıkar.

Amaleklilere Dair Tüm Ayetler

Amalekliler ile ilgili Tevrat’taki tüm ayetleri sırayla okuyalım. Sonrasında önemli kavramlara değineceğiz.

Çıkış 17:8-16: Amalekliler gelip Refidim'de İsrailliler'e savaş açtılar. Musa Yeşu'ya, “Adam seç, git Amalekliler'le savaş” dedi, “Yarın ben elimde Tanrı'nın değneğiyle tepenin üzerinde duracağım. ”Yeşu Musa'nın buyurduğu gibi Amalekliler'le savaştı. Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar. Musa elini kaldırdıkça İsrailliler, indirdikçe Amalekliler kazanıyordu. Ne var ki, Musa'nın elleri yoruldu. Bir taş getirip altına koydular. Musa üzerine oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda Hur Musa'nın ellerini yukarıda tuttular. Güneş batıncaya dek Musa'nın elleri yukarıda kaldı. Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip kılıçtan geçirdi. Allah Musa'ya, “Bunu anı olarak kayda geç” dedi, “Yeşu'ya da söyle, Amalekliler'in adını yeryüzünden büsbütün sileceğim.” Musa bir sunak yaptı, adını “Yahve nissi” koydu. “Eller Rab'bin tahtına doğru kaldırıldı” dedi, “Allah kuşaklar boyunca Amalekliler'e karşı savaşacak!”

Sayılar 13:29: Amalekliler Negev'de; Hititler, Yevuslular ve Amorlular dağlık bölgede; Kenanlılar da denizin yanında ve Şeria Irmağı'nın kıyısında yaşıyor.”

Sayılar 14:25: Amalekliler'le Kenanlılar ovada yaşıyorlar. Siz yarın geri dönün, Kamış Denizi yolundan çöle gidin.”

Sayılar 14:43-45: Amalekliler'le Kenanlılar sizinle orada karşılaşacak ve sizi kılıçtan geçirecekler. Çünkü Allah’ın ardınca gitmekten vazgeçtiniz. Allah da sizinle olmayacak.” Öyleyken, kendilerine güvenerek dağlık bölgenin tepesine çıktılar. Allah’ın Antlaşma Sandığı da Musa da ordugahta kaldı. Dağlık bölgede yaşayan Amalekliler'le Kenanlılar üzerlerine saldırdılar, Horma Kenti'ne dek onları kovalayıp bozguna uğrattılar.

Sayılar 24:20-25: Balam Amalekliler'i görünce şu bildiriyi iletti: “Amalek halkı uluslar arasında birinciydi, Ama sonu yıkım olacak.” Kenliler'i görünce de şu bildiriyi iletti: “Yaşadığınız yer güvenli, yuvanız kayalarda kurulmuş; ama, ey Kenliler, Asurlular sizi tutsak edince, yanıp yok olacaksınız.” Balam bildirisini iletmeyi sürdürdü: “Ah, bunu yapan Tanrı'ysa, kim sağ kalabilir? Kittim kıyılarından gemiler gelecek, Asur'la Ever'i dize getirecekler, kendileri de yıkıma uğrayacak.” Bundan sonra Balam kalkıp evine döndü, Balak da kendi yoluna gitti.

Tesniye 25:17-19: “Siz Mısır'dan çıktıktan sonra Amalekliler'in yolda size neler yaptığını anımsayın. Siz yorgun ve bitkinken yolda size saldırdılar; geride kalan bütün güçsüzleri öldürdüler. Tanrı'dan korkmadılar. Tanrınız Allah mülk edinmek için miras olarak size vereceği ülkede sizi çevrenizdeki bütün düşmanlardan kurtarıp rahata kavuşturunca, Amalekliler'in anısını gökler altından sileceksiniz. Bunu unutmayın!”

Hakimler 3:13: Kral Eglon Ammonlular'la Amalekliler'i kendi tarafına çekerek İsrail'e saldırdı. Onları bozguna uğratarak Hurma Kenti'ni ele geçirdi.

Hakimler 5:14: Amalek kökünden olanlar Efrayim'den geldi, Benyaminliler de seni izleyenlerin arasındaydı. Yöneticiler Makir'den, başbuğ asasını taşıyanlar Zevulun'dan geldi

Hakimler 6:3-4: Ekin ektikleri vakit, Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar topraklarına girip ordugah kurarlardı. Gazze'ye dek ekinleri yok eder, koyun, sığır, eşek gibi geçim kaynağı olan her şeyi alırlardı.

Hakimler 6:33: Bu arada Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar birleşerek Şeria Irmağı'nı geçtiler, gidip Yizreel Vadisi'nde ordugah kurdular.

Hakimler 7:12: Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar çekirge sürüsü gibi vadiye yayılmışlardı. Kıyıların kumu kadar çok, sayısız develeri vardı.

Hakimler 10:12: “Saydalılar, Amalekliler, Maonlular size baskı yaptıklarında bana yakardınız, ben de sizi onların elinden kurtardım.

Hakimler 12:15: Piratonlu Hillel oğlu Avdon ölünce Amalekliler'e ait dağlık bölgenin Efrayim yöresindeki Piraton'da gömüldü.

1.Samuel 14:48: Yiğitçe savaşarak Amalekliler'i yenilgiye uğrattı, İsrailliler'i düşmanın yağmasından kurtardı.

1.Samuel 15: Samuel Saul'a şöyle dedi: “Allah seni kendi halkı İsrail'in Kralı olarak meshetmek için beni gönderdi. Şimdi Allah’ın sözlerine kulak ver. Her Şeye Egemen Allah diyor ki, ‘İsrailliler'e yaptıkları kötülükten ötürü Amalekliler'i cezalandıracağım. Çünkü Mısır'dan çıkan İsrailliler'e karşı koydular. Şimdi git, Amalekliler'e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.’ ”Bunun üzerine Saul askerlerini toplayıp Telaim Kenti'nde saydı. İki yüz bin yaya askerin yanısıra Yahudalılar'dan da on bin kişi vardı. Saul Amalek Kenti'ne varıp vadide pusu kurdu. Sonra Kenliler'e şu uyarıyı gönderdi: “Haydi gidin, Amalekliler'i bırakın; öyle ki, sizi de onlarla birlikte yok etmeyeyim. Çünkü siz Mısır'dan çıkan İsrail halkına iyilik ettiniz.” Bunun üzerine Kenliler Amalekliler'den ayrıldılar. Saul Havila'dan Mısır'ın doğusundaki Şur'a dek Amalekliler'i yenilgiye uğrattı. Amalek Kralı Agak'ı sağ olarak yakaladı. Halkının tümünü de kılıçtan geçirdi. Ne var ki, Saul ile adamları Agak'ı ve en iyi koyunları, sığırları, besili danaları, kuzuları –iyi olan ne varsa hepsini– esirgediler. Bunları tümüyle yok etmek istemediler. Ancak değersiz ve zayıf ne varsa hepsini yok ettiler. Allah Samuel'e şöyle seslendi: “Saul'u kral yaptığıma pişmanım. Beni izlemekten vazgeçti. Buyruklarımı yerine getirmedi.” Samuel öfkelendi ve bütün geceyi Allah’a yakarmakla geçirdi. Ertesi sabah Samuel Saul'la görüşmek için erkenden kalktı. Saul'un Karmel Kenti'ne gittiğini, orada kendisine bir anıt diktikten sonra aşağı inip Gilgal'a döndüğünü öğrendi. Saul kendisine gelen Samuel'e, “Allah seni kutsasın! Ben Allah’ın buyruğunu yerine getirdim” dedi. Samuel, “Öyleyse nedir kulağıma gelen bu koyun melemesi? Nedir bu duyduğum sığır böğürmesi?” diye sordu. Saul şöyle yanıtladı: “Halk bunları Amalekliler'den getirdi. Tanrın Allah’a kurban sunmak üzere davarların, sığırların en iyilerini esirgediler. Ama geri kalanları tümüyle yok ettik.” Samuel, “Dur da bu gece Allah’ın bana neler söylediğini sana bildireyim” dedi. Saul, “Söyle” diye karşılık verdi. Samuel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kendini önemsiz saydığın halde, sen İsrail oymaklarının önderi olmadın mı? Allah seni İsrail'e kral meshetti. Allah seni bir göreve gönderip, ‘Git, o günahlı Amalekliler'i tümüyle yok et; hepsini ortadan kaldırıncaya dek onlarla savaş’ dedi. Öyleyse neden Allah’ın sözüne kulak asmadın? Neden yağmalanan mallara saldırarak Allah’ın gözünde kötü olanı yaptın?” Saul, “Ama ben Allah’ın sözüne kulak verdim!” diye yanıtladı, “Allah’ın beni gönderdiği yere gittim. Amalekliler'i tümüyle yok ettim, Amalek Kralı Agak'ı da buraya getirdim. Ne var ki askerler, Gilgal'da Tanrın Allah’a kurban sunmak üzere yağmalanmış bazı malları, yok edilmeye adanmış en iyi davarlarla sığırları aldılar.” Samuel şöyle karşılık verdi: “Allah kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar yakmalık sunulardan, kurbanlardan hoşlanır mı? İşte söz dinlemek kurbandan, sözü önemsemek de koçların yağlarından daha iyidir. Çünkü başkaldırma, falcılık kadar günahtır ve dikbaşlılık, putperestlik kadar kötüdür. Sen Allah’ın buyruğunu reddettiğin için, Allah da senin kral olmanı reddetti.” Bunun üzerine Saul, “Günah işledim! Evet, Allah’ın buyruğunu da, senin sözlerini de çiğnedim” dedi, “Halktan korktuğum için onların sözünü dinledim. Ama şimdi yalvarırım, günahımı bağışla ve benimle birlikte dön ki, Allah’a tapınayım.” Samuel, “Seninle dönmem” dedi, “Çünkü sen Allah’ın buyruğunu reddettin, Allah de İsrail Kralı olmanı reddetti!” Samuel dönüp gitmeye davranınca, Saul onun cüppesinin eteğini tuttu. Cüppe yırtıldı. Samuel, “Bugün Allah İsrail Krallığı'nı elinden aldı ve senden daha iyi birine verdi” dedi, “İsrail'in yüce Tanrısı yalan söylemez, düşüncesini de değiştirmez. Çünkü O insan değil ki, düşüncesini değiştirsin.” Saul, “Günah işledim!” dedi, “Ama ne olur halkımın ileri gelenleri ve İsrailliler karşısında beni onurlandır. Tanrın Allah’a tapınmam için benimle dön.” Böylece Samuel Saul'la birlikte geri döndü ve Saul Allah’a tapındı. Samuel, “Amalek Kralı Agak'ı bana getirin” diye buyurdu. Agak güvenle geldi. Çünkü, “Ölüm tehlikesi kesinlikle geçti” diye düşünüyordu. Ama Samuel, “Kılıcın kadınları nasıl çocuksuz bıraktıysa senin annen de kadınlar arasında çocuksuz bırakılacak” diyerek Agak'ı Gilgal'da Allah’ın önünde kılıçla parçaladı. Samuel Rama'ya, Saul da Giva'daki evine gitti. Samuel ölümüne dek Saul'u bir daha görmediyse de, onun için üzüldü. Allah da Saul'u İsrail Kralı yaptığına pişmandı.

1.Samuel 27:8: Bu süre içinde Davut'la adamları gidip Geşurlular'a, Girizliler'e ve Amalekliler'e baskınlar yaptılar. Bunlar uzun zamandan beri Şur'a, hatta Mısır'a dek uzanan topraklarda yaşıyorlardı.

1.Samuel 28:16-18: Samuel, “Allah seni terk edip sana düşman olduğuna göre, neden bana danışıyorsun?” dedi, “Allah benim aracılığımla söylediğini yaptı, krallığı senden alıp soydaşın Davut'a verdi. Çünkü sen Allah’ın buyruğuna uymadın, O'nun alevlenen öfkesini Amalekliler'e uygulamadın. Allah bugün bunları bu yüzden başına getirdi.

1.Samuel 30:1: Davut'la adamları üçüncü gün Ziklak Kenti'ne vardılar. Bu arada Amalekliler Negev bölgesiyle Ziklak'a baskın yapmış, Ziklak Kenti'ni yakıp yıkmışlardı.

1.Samuel 30:18: Davut Amalekliler'in ele geçirdiği her şeyi, bu arada da iki karısını kurtardı. Gençler, yaşlılar, oğullar, kızlar, yağmalanan mallar, kısacası Amalekliler'in aldıklarından hiçbir şey eksik kalmadı. Davut tümünü geri aldı.

2.Samuel 1:1: Saul'un ölümünden sonra Amalekliler'e karşı kazandığı zaferden dönen Davut Ziklak'ta iki gün kaldı.

2.Samuel 1:8: “Saul, ‘Sen kimsin?’ diye sordu. “ ‘Ben bir Amalekli'yim’ diye yanıtladım.

2.Samuel 1:13: Davut, kendisine haber getiren genç adama, “Nerelisin?” diye sordu. Adam, “Ben yabancıyım, bir Amalekli'nin oğluyum” dedi.

2.Samuel 8:11-12: Kral Davut bu armağanları yendiği bütün uluslardan –Aram, Moav, Ammonlular, Filistliler ve Amalekliler'den– ele geçirdiği altın ve gümüşle birlikte Allah’a adadı. Bunun yanısıra Sova Kralı Rehov oğlu Hadadezer'den yağmalanan altınla gümüşü de Allah’a adadı.

1.Tarihler 4:42-43: Yişi'nin oğulları Pelatya, Nearya, Refaya, Uzziel önderliğinde Şimon oymağından beş yüz kişi Seir dağlık bölgesine gidip ****Amalekliler'den sağ kalanları öldürdüler. Bugün de orada yaşıyorlar.

1.Tarihler 18:11: Kral Davut bu armağanları bütün uluslardan –Edom, Moav, Ammonlular, Filistliler ve Amalekliler'den– ele geçirdiği altın ve gümüşle birlikte Allah’a adadı.

Mezmurlar 83:5-8: Hepsi sözbirliği etmiş, düzen kuruyor, sana karşı anlaşmaya vardı: Edomlular, İsmaililer, Moavlılar, Hacerliler, Geval, Ammon, Amalek, Filist ve Sur halkı. Asur da onlara katıldı, Lutoğulları'na güç verdiler.

Allah’a Adanmışlık ve Kavimlerin Helakı

Amalek kavminin İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışı sonrasında kendilerine saldırması ve katliama girişmesinden ötürü helak edilecek kavimler arasına alındığını görüyoruz. Peki İslam’ın kutsal kitaplarından biri olan Tevrat’ta “annelerinin karınlarının parçalanacağı, çocukların bile öldürüleceği” şekilde Rabb’imizin verdiği ağır emirlerin nedeni nedir? Bu emirlerin arka planında neler var?

Kavimlerin Helak Edilmesine Dair Kur’an Ayetleri

Bizim öncelikle toplumların Allah tarafından helak edilmesi konusunu irdelememiz gerekir. Kur’an’da da pek çok kavmin helak edildiğini okuruz, bunlardan bazılarının isimleri de verilir. Bu konunun muhkemlerini ve detay ayetlerini görelim:

En’am 133: Senin Rabb’in Gani’dir, Rahmetin Sahibi’dir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun soyundan vücuda getirdiği gibi ardınızdan da dilediğini sizin yerinize getirir.

İsra 17: Nuh’tan sonra nice kuşakları helak ettik. Kullarının günahlarını haber alıcı ve görücü olarak Allah yeter.

Kehf 59: İşte zulmettikleri zaman helak ettiğimiz kentler… Biz onların helak edilmeleri için de bir zaman belirlemiştik.

En’am 6: Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmüyorlar mı? Yeryüzünde size vermediğimiz imkanları onlara vermiştik. Üzerlerine bol bol yağmurlar göndermiş ve yerlerde ırmaklar akıtmıştık. İşledikleri günahları nedeniyle kendilerini helak ettik. Onlardan sonra başka nesiller meydana getirdik.

Sad 12-14: Onlardan önce Nuh toplumu, Ad, kazıklar sahibi Firavun da yalanlamıştı. Ve Semud, Lut’un toplumu ve Eyke halkı; işte onlar da işbirlikçi gruplardır. Onların hepsi de elçileri yalanladı. Bu nedenle azabımı hak ettiler.

Kaf 12-14: Onlardan önce Nuh toplumu, Ress’liler ve Semud yalanlamıştı. Ve Ad ve Firavun ve Lut’un kardeşleri de. Ve Eykeliler ve Tubba kavmi. Hepsi elçileri yalanladılar. Böylece uyarım gerçekleşti.

Hac 42-45: Eğer seni yalanlıyorlarsa bilesin ki, senden önce Nûh kavmi de Âd da, Semûd da yalanladı. İbrahim'in kavmi de Lût'un kavmi de... Medyen halkı da. Mûsa da yalanlanmıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım. Nasılmış benim azabım! Zalim olduğu için helâk ettiğimiz nice kent var ki, duvarları, tavanları üzerine çökmüş halde. Nice kullanılmaz halde bırakılmış su kuyusu, nice sağlam köşk var.

Rabb’imiz yanlış yapan, uyarıcıları dinlemeyen, sapkın ve bozguncuları kavim olarak cezalandırabiliyor. Bütünüyle bir kavim yok ediliyorsa ve sadece resullerin uyarılarını dinleyip onlara itimat eden az insan kurtulabiliyorsa, bu yok olanların içine yok olanların çocukları ve eşleri de dahil olur. Vahiy bu noktada özel bir ayrım yapmaz. Kur’an’ın açıklamasına güvenin, ne dediyse odur.

Çıkış 20:5, 34:7, Sayılar 14:18, Tesniye 5:9: Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.

Allah toplumları çeşitli şekillerde helak edebilir.

  • Nuh kavmini tufan ile, (Araf 64, Hud 36-44, Enbiya 77, Ankebut 14, Saffat 82, Zariyat 46, Kamer 11, Nuh 25)
  • Ad kavmini kavurucu rüzgar ile (Zariyat 41-42, Hakka 6-7, Araf 72)
  • Semud kavmini şiddetli deprem ile (Araf 78, Hakka 5, Neml 51, Şems 14)
  • Medyen-Eyke kavmini şiddetli bir ses ve sarsıntı ile (Hud 94, Araf 91, Ankebut 37)
  • Lut kavmini sıcak taş yağmuru ile (Hud 82, Kamer 34, Şuara 173, Ankebut 33)
  • Hicr kavmini ses-sayha ile (Hicr 83)

Halbuki sadece bunlar ile değil; Allah savaş yoluyla da bir topluluğa azap edebilir, onları helak edebilir. Başka insan topluluklarını hedeflediği kavme saldırtabilir, ki yukarıda Amalek ile ilgili ayetlerde bunu görmüştük. Tevrat ayetlerine geçmeden önce Kur’an’daki şu ifadelere bakalım:

Bakara 193: Zulüm ve işkence ortadan kalkıncaya ve din Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Son verirlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Enfal 39: Fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse kuşkusuz Allah onların ne yaptığını görmektedir.

Tevbe 14: Onlarla savaşın ki, Allah ellerinizle onları cezalandırıp rezil etsin, sizi zafere ulaştırsın ve güvenen toplumun başını ferahlatsın

Al-i İmran 125-127: Evet, güçlüklere karşı direnir ve erdemli davranırsanız size şu anda ani bir baskın yapsalar, Rabbiniz sizi eğitilmiş beş bin melek ile destekler. Allah bunu sadece, kalbinizi yatıştıracak bir müjde olsun diye anlatıyor. Yardım, yalnızca Aziz ve Hakim olan Allah katındandır. Böylece kafirlerin bir kısmını imha eder veya onları etkisiz hale getirip bozguna uğratır.

Nisa 84: Allah yolunda savaşmalısın. Sen ancak kendinden sorumlusun. İnananları da aynı şeye özendir ki Allah kafirlerin gücünü etkisiz hale getirsin. Allah'ın gücü daha şiddetli, cezası daha çetindir.

Enfal 7: Allah iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa Allah kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.

Tevbe 5: Haram aylar çıktığı zaman, artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin, bütün geçit yerlerinde onları gözetleyin. Eğer tevbe edip, namazı tam kılar, zekatı yaparlarsa diledikleri yolu seçsinler. Kuşkusuz Allah, Gafur’dur, Rahim’dir.

Muhammed 4: Kafirlerle savaşa giriştiğiniz zaman, boyunlarını vurun. Güçlerini yok edince, bağı sıkıca bağlayın . Ondan sonra bir bağışlama olarak veya fidye karşılığında savaş sona erince onları serbest bırakın. Eğer Allah isteseydi onlardan savaşsız da intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını asla karşılıksız bırakmaz.

amalek savaşı

Aşina Olduğumuz, Ama Yeterince Bilmediğimiz Kavram: HARAM (XEREM)

Çok kullanırız, ama ne kadar biliriz? Evet, “haram” kavramından bahsediyoruz. Arapça’da iki farklı kökmüş gibi bilinen “ḣaram” (خرم) ve “haram” (حرم) kelimeleri aslında İbranice’de ḣerem (חרם) ortak köküne dayanıyor. Bu kökün anlamını “hayvanı kontrol etmek için burnuna halka takmak” şeklinde görüyoruz. Buradan hareketle “balık tutmak için ağ atmak”, yine buradan “delmek” gibi anlamlar kazanmıştır. Kavram; kök anlamından ötürü burun ile ilişkisinden Levililer 21:18'de anormal burunlular için kullanılmış, kelime farklı çevirilerde farklı çevrilmiş;

“Bir kusuru olan hiç kimse oraya yaklaşmayacak; kör, topal, BURNUNDA SAKATLIK OLAN, uzuvlarından biri aşırı büyümüş olan” (Yehova Şahitleri Yeni Dünya Çevirisi)

“Çünkü kendisinde kusur olan hiç bir adam yaklaşmıyacak; kör, yahut topal, yahut YASSI BURUN, yahut fazlalığı olan adam” (KM Eski Çeviri)

“Kusurlu olan, sunağa yaklaşamaz: Kör, topal, YÜZÜ ARIZALI, organlarından biri aşırı büyümüş” (KM Yeni Çeviri)

Bu eylem hayvanı kontrol etmek amaçlı yapıldığından anlam vahyen birtakım şeylerin kutsanarak kısıtlanması şeklinde insana dönmüştür. Allah insana Efendi’liğini, Tanrı’lığını kabul ettirmek ve Kendi emrinde-kontrolünde yaşamasını sağlamak için ona görev ve sorumluluklar verir. Bu görevlerin tümü “haram” kapsamına girer. Enam 151'de Allah'ın yasaklar ile birlikte “farz” kıldığı şeylerin de “haram” başlığıyla verilmesinin sebebi budur. Ayetteki haram ifadesi bu bağlamda Kur'an'a yönelik cehaleten eleştirilere sebep olmuştur, aslında kelimenin kök anlamı net bir şekilde meseleyi açar.

En’am 151-153: De ki: “Gelin, Rabb’inizin size HARAM KILDIĞI şeyleri tilavet edeyim: O’na şirk koşmayın. Anaya babaya iyilik edin. Yoksulluk endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızıklarını Biz veririz. Fuhuşların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir gerekçe olmadıkça Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. İşte O, size bunları tavsiye etti, umulur ki aklınızı kullanırsınız.” Olgunluk çağına erişinceye kadar, iyiliği için olmadıkça yetimin malına dokunmayın. Ölçü ve tartıyı hakkaniyetle yapın. Biz, gücünün yettiğinden fazlasını kişiye teklif etmeyiz. Yakın akrabanız da olsa konuştuğunuz zaman adaleti gözetin. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. O, size bunları böylece tavsiye etti, umulur ki hatırlarsınız. Gerçekten bu, Ben’im dosdoğru yolumdur. Ona uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi, O’nun yolundan uzaklaştırır. O, size bunları tavsiye etti, umulur ki sakınırsınız.

Yine kavramın kısıtlayıcılık anlamıyla ilintili olarak Kur'an içerisinde yapılması yasak olan şeyler de farzdan ayrı haram olarak açıklanmıştır. Örnek ayet;

Nahl 116: Kendi yalanlarınızı, Allah’a dayandırarak, dilinize geldiği gibi yalan yanlış, “Şu helâldir, şu haramdır.” demeyin. Uydurduğu yalanı Allah’a dayandıranlar, kurtuluşa eremezler.

Nisa 160: Böylece, zulümleri ve Allah yolundan çokça alıkoymaları nedeniyle daha önce helal olan temiz birçok şeyi Yahudilere haram kıldık.

İnsan için diğer zamanlara göre bazı şeylerin dinen yasak olduğu, insanın daha kontrol altında tutulduğu zamanlar vardır; haram aylar:

Tevbe 36: Gökleri ve yeri yarattığı gün, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde nefislerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

Bakara 217: Sana, haram ayda savaşmanın durumunu soruyorlar. De ki: “O ayda savaşmak, büyük bir günahtır.”. Ancak, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu örtmek, Mescid-i Haram’a gitmeyi engellemek, onun halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır. Zira fitne, öldürmekten daha kötüdür. Onlar, eğer güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar, sizinle savaşmak isterler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse dünyada da ahirette de yaptıkları boşa gitmiş olur. İşte onlar, ateşin ehlidir. Ve orada sürekli kalacaklardır.

İnsanın kontrol altında tutulduğu ve Allah'ın kutsal sayarak işaret ettiği (bu kutsallık biraz sonra detaylı açıklanacak) yine diğer yerlerden farklı haram yerler vardır:

İsra 1: Kulunu, ayetlerimizden gösterelim diye, Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya bir gece yürüttü. Ki O sübhandır. Her Şeyi Duyan’dır, Her Şeyi Gören’dir.

Bakara 149: Her nereden çıkarsan çık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Çünkü bu emir Rabb’inden gelen haktır. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

İnsanların Haram Olması; Allah'a Adanarak Öldürülmesi

Kök anlama binaen adaklık hayvanların kesime giderken dizginlenerek kontrol edilmesinden hareketle; bir şeyin Allah'a adanması, kurban edilmesi anlamı kazanır ki yazımızın konusunun söz konusu kavramın bu anlamına bağlı olduğunu söylemeliyiz. Çünkü Tevrat'ta sadece hayvanlar değil, insanlar da birtakım sebeplerden dolayı Allah'a adanır. Yani adaklık hayvanların başına gelen şey insanların da başına gelir; Allah için öldürülür, yok edilirler. 1.Samuel 15.bapta “her şeyi tümüyle yok et” diye çevrilen ifade “haram” kavramıdır.

Bu konunun muhkem ayeti;

Levililer 27:28-29: “ ‘İster insan, ister hayvan, ister aileden kalma tarla olsun, Allah’a koşulsuz adanan (haram olan) hiçbir şey satılmayacak ve geri alınmayacaktır. Çünkü Allah’a koşulsuz adanan her şey Allah için çok kutsaldır. Allah’a koşulsuz adanan insan para karşılığında kurtarılamayacak, kesinlikle öldürülecektir.

Enbiya 95: Helak ettiğimiz bir kent halkının geri dönmesi haramdır.

Allah'a adanan Allah için kutsal (kuddus, kodeş) olur. Allah bu kutsallığı günahkar insanlar ve kavimlerin dünyadan uzak kalmaları için koyar; yani onlara “dünyayı haram eder”.

İşte Amalek’in, Kenan'ın başına gelen de budur. Allah onlara kendi kavmi olan İsrailoğullarının eliyle dünyayı haram etmiştir. Bu helak kendisine ve İsrailoğullarına yanlış yaptıkları için verdiği toplu cezadır; aynı Ad, Semud, Lut kavimleri gibi… Burada doğal afetle değil, insan eliyle bu günahkar kavimleri helak etmiştir. Farkı sadece budur.

Allah'a adanan kavimler

İsrailoğulları Eliyle Allah'a Adanmış Kavimler

Tesniye 2:26-35: “Bundan sonra Kedemot Çölü'nden Heşbon Kralı Sihon'a barış önerileriyle ulaklar gönderdim. Öneriler şöyleydi: ‘İzin ver, ülkenden geçelim. Dosdoğru ana yoldan, sağa sola sapmadan geçeceğiz. Yiyeceğimizi, içeceğimizi para karşılığında bize vereceksin. Yeter ki ülkenden geçelim. Seir'de yaşayan Esavoğulları ile Ar Kenti'nde yaşayan Moavlılar sınırlarından geçmemize izin verdiler. Şeria Irmağı'ndan geçip Tanrımız Allah'ın bize vereceği ülkeye gitmemize sen de izin ver.’ Ne var ki, Heşbon Kralı Sihon ülkesinden geçmemize izin vermek istemedi. Tanrınız Allah, şimdi olduğu gibi, Sihon'u elinize teslim etmek için yüreğini duygusuzlaştırıp onu inatçı yaptı. “Allah bana, ‘İşte Sihon'u ve ülkesini senin eline teslim etmeye başladım. Haydi, ülkeyi ele geçir ve mülk edinmeye başla’ dedi. Sihon bizimle savaşmak için Yahesa'da bütün halkıyla karşımıza çıktı. Tanrımız Allah onu elimize teslim etti. Onu, oğullarını ve bütün halkını yok ettik. Bütün kentlerini ele geçirdik, hepsini yok ettik. Kadın, erkek, çocuk, kimseyi sağ bırakmadık. Hayvanlara ve ele geçirdiğimiz kentlerdeki mallara ise el koyduk.

Tesniye 20:16-18: “Ancak Tanrınız Allah’ın miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız. Tanrınız Allah’ın size buyurduğu gibi, onları –Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus halklarını– tümüyle yok edeceksiniz. Öyle ki, ilahlarına taparken yaptıkları iğrençliklere uymayı size öğretemesinler, siz de Tanrınız Allah’a karşı günah işlemeyesiniz.

Yeşu 6:16-21: Kâhinler yedinci turda borularını çalınca, Yeşu halka, “Bağırın! Allah kenti size verdi” dedi, “Kent, içindeki her şeyle birlikte, Allah'a koşulsuz adanmıştır. Yalnız gönderdiğimiz ulakları saklamış olan fahişe Rahav'la evindekiler sağ bırakılacak. Sakın Allah'a adanan herhangi bir şeye el sürmeyin. Adadığınız şeyleri alırsanız İsrail'in ordugahını felakete ve yıkıma sürüklersiniz. Bütün altınla gümüş, tunç ve demir eşya Allah'a ayrılmıştır. Bunlar Allah’ın hazinesine girecek.” Halk bağırmaya başladı, kâhinler de borularını çaldılar. Boru sesini işiten halk daha yüksek sesle bağırdı. Kentin surları çöktü. Herkes bulunduğu yerden dosdoğru kente girdi. Böylece kenti ele geçirdiler. Kadın erkek, genç yaşlı, küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek, kentte ne kadar canlı varsa, hepsini kılıçtan geçirip yok ettiler.

Yeşaya 13:11-22: Allah diyor ki, “Kötülüğünden ötürü dünyayı,Suçlarından ötürü kötüleri cezalandıracağım.Kibirlilerin küstahlığını sona erdirecek,Zalimlerin gururunu kıracağım. İnsanı saf altından,Ofir altınından daha ender kılacağım. Ben, Her Şeye Egemen Allah. Gazaba geldiğim, öfkemin alevlendiği gün gökleri titreteceğim, yer yerinden oynayacak. “Herkes kovalanan ceylan gibi, çobansız koyunlar gibi halkına dönecek, ülkesine kaçacak. Yakalananın bedeni delik deşik edilecek, ele geçen kılıçtan geçirilecek. Yavruları gözleri önünde parçalanacak, evleri yağmalanacak, kadınlarının ırzına geçilecek. “Gümüşe değer vermeyen, altını sevmeyen Medler'i onlara karşı harekete geçireceğim. Oklarıyla gençleri parçalayacak, bebeklere acımayacak, çocukları esirgemeyecekler. Ben Tanrı, Sodom ve Gomora'yı nasıl yerle bir ettimse, Kildaniler'in yüce gururu, krallıkların en güzeli olan Babil'i de yerle bir edeceğim. Orada bir daha kimse yaşamayacak, kuşaklar boyu kimse oturmayacak, bedeviler çadır kurmayacak, çobanlar sürülerini dinlendirmeyecek. Orası yabanıl hayvanlara barınak olacak, evler çakallarla dolacak,Baykuşlar yuva yapacak, tekeler oynaşacak orada. Kalelerinde sırtlanlar,Görkemli saraylarında çakallar uluyacak. Babil'in sonu yaklaştı, günleri uzatılmayacak.”

Kur’an'dan Önceki Kitaplara Hakaret Eden Müslümanlar

Bunun için Tevrat'a bildiği halde küfür eden, Allah'ı adaletsizlikle suçladığını iddia edip sosyal medyada Allah'ın kitabına hakaret eden Müslümanlar, ateistler ve diğerleri bunun hesabını çok ağır verecekler. Utanmadan, arlanmadan salyalarınızı akıtarak hıyanet dolu nefeslerinizle sosyal medyada iman etmek zorunda olduğunuz kitaplara iftira atmanın bedeli o iftiralarınızdan daha da ağır olacak! Allah'a din öğretmeye çalışan zavallı ahmaklar sizi! Yahudilerin kendi çıkarları için elleriyle kitabı değiştirdiğini iftira ederken cehaletiniz paçalarınızdan akıyor! Ancak şimdi vereceğimiz ayetlerde Aziz, Cabbar, Mütekebbir olan Allah-u Teala bu dünyayı haram etme emrini Kendi zikrinden yüz çeviren İsrailoğulları (yani kendi kutsal halkı/kavmi) aleyhinde bakın nasıl veriyor; Amalek, Babil ve Kenan'dan farksız bir sertliğe sahip şu emirlere bakın! Yahudiler bu kitabı değiştirmiş olsa önce bu ayetlerden başlamazlar mıydı?

İsrailoğullarına Da Dünya Haram Ediliyor! Onlar İçin De Toplu Katliam Emri Var!

Hezekiel 9:1-11: Sonra yüksek sesle, “Kenti cezalandıracak olanlar, ellerinde yok edici silahlarıyla buraya gelsin” diye seslendiğini duydum. Kuzeye bakan yukarı kapı yolundan altı kişinin geldiğini gördüm. Her birinin elinde ölümcül bir silah vardı. Aralarında keten giysili, belinde yazı takımı olan bir adam vardı. İçeriye girip tunç sunağın yanında durdular. İsrail Tanrısı'nın görkemi bulunduğu yerden, Keruvlar'ın üzerinden ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. Allah keten giysili, belinde yazı takımı olan adama seslendi: “Yeruşalim Kenti'nin içinden geç, orada yapılan iğrenç şeylerden ötürü dövünüp ağlayanların alınlarına işaret koy” dedi. Öbürlerine, “Kent boyunca onu izleyin ve kimseye acımadan, kimseyi esirgemeden öldürün” dediğini duydum. “Yaşlıyı, genci, genç kızı, kadını, çocukları öldürün. Yalnız alınlarında işaret olanlara dokunmayın. İşe tapınağımdan başlayın.” Onlar da tapınağın önünde duran İsrail ileri gelenlerinden işe başladılar. Onlara, “Tapınağı kirletin, avlularını cesetlerle doldurun. Haydi başlayın!” dedi. Bunun üzerine onlar gidip kenttekileri öldürmeye başladılar. Onlar halkı öldürürken ben tek başıma kaldım. Yüzüstü yere kapanıp, “Ah, ey Egemen Allah! Öfkeni Yeruşalim üzerine boşaltırken, geri kalan bütün İsrailliler'i de mi yok edeceksin?” diye haykırdım. “İsrail ve Yahuda halkının günahı pek büyük” diye karşılık verdi, “Ülke kan, kent haksızlık dolu. Onlar, ‘Allah ülkeyi bıraktı, Allah görmüyor’ diyorlar. Ben de onlara acımayacak, onları esirgemeyeceğim. Yaptıklarını kendi başlarına getireceğim.” Derken keten giysili, belinde yazı takımı olan adam, “Buyruklarını yerine getirdim” diye haber verdi.

Hoşea 13:16: Samiriye halkı suçunun cezasını çekecek, çünkü Tanrısı'na başkaldırdı. Kılıçla yıkılacaklar, yere çalınıp parçalanacak yavruları, gebe kadınlarının karnı yarılacak.”

çocukların günahı

Çocukların Günahı

Peki çocukların kadınların günahı neydi? Nuh kavminin Lut kavminin, Ad’ın, Semud'un kavimlerindeki kadın ve çocukların günahı neyse oradakilerin günahı da aynıydı. Allah kavimlerin tamamını helak etti, resullerin uyarılarını dinleyip onlara uyanlar hariç. Kelime ne ifade ediyordu? Haram olanların Allah için “kutsal” olduğunu… Çocuklar için sınav başlamadan bitmiş oluyordu. Çocuklara vebal yokken, babalarının günahlarını işlemeden, o sınavla sınanmadan ahirette Cennet ile mükafatlanacaklar değil mi? Üstelik Allah'a adanmış olacaklardı. Bu konuda ahlak tartışmaları seküler boyutta kalıyor ve ahiret faktörü son derece küçümseniyor. Bu da şeytanın bir oyunudur.

Bilmeliyiz ki atalar kültü o zaman da hakimdi, günah tüm topluma sirayet etmişti, Allah ve resulleri kimsenin umrunda değildi. Çocuklar aileleri öldürülüp kendileri ganimet olarak ele geçirildiğinde bu travmatik ortamdan karakterleri etkilenebilir, bu bilinçaltlarına kazınabilir, kişilik problemlerine sebebiyet verip yaşadıkları toplumda sorunlara yol açabilir, bilinçli olanları da büyüyünce atalarının-babalarının intikamı için savaşabilirdi. Kadınların da savaşlarda nasıl güçlü bir mücadele verebileceklerini söylemeye bile gerek yok; Uhud ve Huneyn'e bakmak yeterlidir. Eğer o kavimde Allah’a sadık, salih kullar olsa Allah onları helak içine alır mı? İbrahim nebinin Lut kavminin helakına yönelik tartışması akıllara gelmeli:

Tekvin 18:22-33: Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim Allah’ın huzurunda kaldı. Allah’a yaklaşarak, “Haksızla birlikte haklıyı da mı yok edeceksin?” diye sordu, “Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın? Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı.” Allah, “Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım” diye karşılık verdi. İbrahim, “Ben toz ve külüm, bir hiçim” dedi, “Ama seninle konuşma yürekliliğini göstereceğim. Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?” Allah, “Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim” dedi. İbrahim yine sordu: “Ya kırk kişi bulursan?” Allah, “O kırk kişinin hatırı için hiçbir şey yapmayacağım” diye yanıtladı. İbrahim, “Ya Rabb’i, öfkelenme ama, otuz kişi var diyelim?” dedi. Allah, “Otuz kişi bulursam, kente dokunmayacağım” diye yanıtladı. İbrahim, “Ya Rabb’i, lütfen konuşma yürekliliğimi bağışla” dedi, “Eğer yirmi kişi bulursan?” Allah, “Yirmi kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim” diye yanıtladı. İbrahim, “Ya Rabb’i, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım” dedi, “Eğer on kişi bulursan?” Allah, “On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim” diye yanıtladı. Allah İbrahim'le konuşmasını bitirince oradan ayrıldı, İbrahim de çadırına döndü.

Dolayısıyla Kur'an mümini olduğunu iddia edip Tevrat'a saldıran işgüzarlar helak edilen günahkar kavimlerin helak sırasında çocuk yaşta olan bireylerinin akıbetini sorgulamalılar. Bu bir helaktır; askerde bir hatalı askerin suçunu tüm bölüğün çektiği gibi, Allah'tan nefret eden babanın hesabının çocuktan, üçüncü-dördüncü kuşaktan sorulabildiği gibi… Bu helakta da tüm kavmin sorumlu olduğu gerçeğini göz ardı etmeyin. Üstelik bu helakın benzerinin defalarca kutsal kavim olan İsrail'e yaşatıldığını da okuyun. Te’vil ulaşmadan yalanlamayın (Yunus 39).

israil hamas savaşı

Günümüzdeki Savaşın Amalek ile Değerlendirilmesi ve Sonuç

Günümüzde iki tarafının da katliamlar yaparak birbirlerine, ama esasen insanlığa ve kendi dinlerine zulmettiği bir savaş olan İsrail-Hamas savaşı tamamen bir din savaşı olmasa da, dini hassasiyeti yüksek iki topluluğun “gaza” zihniyetiyle kendini motive ettiği bir savaştır. Hamas tarafı bu zihniyeti selefi çizgide olmasından ötürü “cihat” kaygısıyla inşa ederken; yahudiler de geçmişlerindeki İsrail-Amalek ve İsrail-Filistî savaşlarıyla mevcut durumlarını ilişkilendirerek, vaadedilmiş toprakların elde tutulması kaygısıyla -teröre karşı mücadele algısı yaratıp seküler anlayışları da harmanlayarak- inşa etmektedir. Halbuki Filistin'de yaşayan halkı Amalek ile bir tutmak doğru değil, çünkü girişte bahsettiğimiz gibi Amalek bir Arap kavmi değildir. Ayrıca mevcut konjonktür İsrailoğullarının Allah'ın vahiy yoluyla teşvik ettiği bir savaş da değildir.

Tamamen dünyevi çıkarlar ve vahye aykırı ütopyalardan yola çıkan Yahudiler istedikleri kadar savaşı dini meşruiyete oturtmaya çalışsınlar, elbette ki Allah'tan Tevrat'taki gibi yardım göremeyecekler. Çünkü ne kendileri gerçekte İsrail’i temsil edebilmekte, ne de karşılarında Amalekler var. Allah bir an önce insanları karanlıklardan aydınlığa, hakka ve hayra çıkarsın. Din ehli olduğunu iddia edenlere akıl ve feraset versin.