2. KALEM SURESİ
Rahman, Rahim olan Allah’ın adıyla
- Nun, Kaleme ve onun satırlarına yemin olsun.
- Rabbinin nimetiyle sen, cinlerin etkisinde değilsin.
- Kesinlikle senin için kesintisiz bir karşılık var.
- Ve kesinlikle sen üstün bir yaratılışa, bir dine sahipsin, onun üzerindesin.
- Yakında göreceksin onlar da görecekler.
- Hanginizmiş ateşe tutulan?
- Senin Rabbin kesinlikle en iyi bilendir kimin yolundan saptığını ve O en iyi bilendir kimin yolunda olduğunu.
- Sakın yalancılara uyma.
- Onlar isterler ki, sen onlara yağcılık yapasın, onlar da sana yağcılık yapsınlar.
- Sakın uyma çok yemin eden alçakların hiçbirine.
- Alaycı, çekiştirmek için dolaşıp duran.
- Hayra engel olan, sınır bilmeyen, kötülüğe dadanmış,
- Eli sıkı, tüm bunlardan sonra da çevresine karşı kaba, örfe saygısız.
- Mal ve çocuklar sahibiymiş.
- Ayetlerimiz kendisine sıralı bir şekilde tilavet edildiğinde, anlam bağı ile söylendiğinde "öncekilerin satırları bunlar" der.
- Onun hortumunun üzerine yakında damga vuracağız.
- Biz onları, bahçe sahiplerini bıraktığımız gibi yıpratacağız, sınayacağız. Hani onlar sabah olunca bahçeyi kesip biçmek üzere yemin etmişlerdi.
- Hiçbir istisna tanımıyorlardı.
- Ama onlar uyumaktayken, Rablerinden bir dolaşıcı bahçeyi dolaştı da
- O, kapkara kesildi.
- Sabah olunca birbirlerine seslendiler.
- "Eğer ekininizi biçecekseniz erkenden gidin".
- Yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı.
- “Bugün oraya bir yoksul girmesin".
- Sadece engellemeye güçleri yeten kişiler olarak oraya ulaştılar.
- Fakat onu görünce "biz yanlış gelmişiz" dediler.
- "Hayır hayır, biz mahrum edilmişiz".
- Vasat olanları, ılımlı olanları: "Ben size demedim mi, tesbih etseydiniz ya".
- Dediler ki: "Tesbih ederiz seni Rabb'imiz, biz gerçekten yanlış kimselerden olduk".
- Bunun üzerine birbirlerini kınadılar:
- "Yazıklar olsun bize biz gerçekten azmışız".
- "Umarız Rabbimiz bize daha hayırlısını verir de biz de kesinlikle Rabbimize yöneliriz".
- İşte böyledir azap ve ahiretin azabı çok daha büyüktür, keşke bilebilselerdi.
- Sakınanlar için Rablerinin yanında nimetlerle dolu bahçeler vardır.
- Biz teslim olanları suçlular gibi yapar mıyız?
- Neyiniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz?
- Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi alıyorsunuz?
- Onda keyfinize uyan her şey buluyorsunuz?
- Yoksa bizim üzerimizde kıyamet gününe kadar sürecek sözler de var da, siz ne hükmederse o olacak?
- Sor onlara, buna hangisi kefildir?
- Yoksa kendilerinin ortakları mı var, eğer doğru sözlü iseler çağırsınlar ortaklarını.
Alak Suresi ile Bağlantıları
Kalem suresi ve Alak suresi tam anlamı ile örtüşür. Örnekleri:
- Alak 4: "Kalemle öğreten O'dur" Kalem 1: "Kaleme ve onun satırlarına yemin olsun"
- Alak 6-7: "kesinlikle insan azar kendini yeterli gördüğünde" Kalem 17,33 pasajı: "Biz kesinlikle azdık"
- Alak 11-12: "Ya o Hidayet üzere ise, ya o takvayı emrediyorsa?" Kalem 34-35: "Sakınanlar için Cennet var teslim olanla suçlu biri değil”
- Alak 15,16,17,18: "Çağırsın yandaşlarını, biz de çağıracağız zebanileri" Kalem 41,42,43,44,45: "Yoksa ortakları mı var, çağırsınlar ortaklarını"
- Alak 19: "Hayır, ona uyma, secde et ve yaklaş" Kalem 42-43 "Secdeye çağrılacaklar, onu da yapamayacaklar. Onlar sağlıklıyken de secdeye çağrılıyorlardı"
- Alak 13: "Gördün mü o yalanlamış, sırt dönmüş olanı?" Kalem 8,44: "Bu sözü yalanlayanları Bana bırak, sakın yalancılara uyma"
- Alak 15,16: "Eğer vazgeçmezse o alnı perçeminden çekeceğiz. O yalancı, o günahkar alnı" Kalem 16,44: "Onları bilmedikleri yerden yakalayacağız, onun hortumu üzerine damga vuracağız"
- Alak 9-10: "Gördün mü o engelleyeni, görevini yapan kulu?" Kalem 10,11,12,13,14: "Hayra mani olan, engelleyen..."
Kök Anlamlar
Enam 25, Enfal 31, Nahl 24, Müminun 83, Furkan 5, Neml 68, Ahkaf 17, Mutaffifin 13, Kalem 15
"mestur" kalıbında 2 yerde geçer: Ahzab 6, Kamer 53
Gaşiye 22 "nusaydir", "satır" ile bağlantılı.. satır: "yan yana olan birçok şeyi sıraya dizmek, hizaya getirmek" eğer bu zorla yapılırsa "nusaydir" olur "nusaydiran": Tur 37
"zubr-il evvelin" Şuara 196, Al-i İmran 184
"nun"; Huruf-u Mukatta'lar 29 surenin başında yer alır. "nun" sadece Kalem Suresi başındadır.
"nun" Araplarda hokka divit ifade eder. Harfin kökü:
Arapça hiyeroglif yazıdan gelir, Sami ırk ağacının dalıdır. İbranice'de 22 harf vardır, bunların hepsi ayrı ayrı yazılır. 14. harfi "nun" harfine tekabül eder ve İbraniler "nun" harfini duyduklarında "balık" olduğunu anlarlar. Balık simgesi çıkar.
Kalem 48: "Balığın yuttuğu kişi gibi olma"
Normalde Arapçada "semeke" kökündendir balık, ama "hut" ifadesi "büyük iri balık"tır. Örneği: Kehf 65-95 pasajı.
"nun"un balık olduğu ile ilgili müteşabih: "zunnun" ifadesi (nun sahibi); Enbiya 87
"cin" 201 yerde geçer. (cnn) kökünden..
Kök anlamı Enam 76: "Gece onu gizlediği' zaman..." (cenne)
"el ceanne" (cin soyu): Hicr 27
"cenin": Necm 32
"Cennet": Üzeri ağaçlarla, yeşillikle 'örtülü' bahçe; Furkan 8
"cunne": Engelleyen, gizleyen kalkan; Mücadele 16, Münafikun 2
"mecnun": Kalem 2, Tekvir 22, Kamer 29
cinnet Can
Rahman 14-15ler: "insan ve cin"
Kehf 50liler: "iblisin cin soyu" kavurucu ateşten yarattı
"tesbih", "sebeaha" kökünden geliyor. Kök anlamıyla 92 yerde geçiyor. Ayetler: Yasin 40: "Ne Güneş Ay'a ulaşabilir, ne gece gündüzü geçebilir. Hepsi bir felekte, yörüngede tesbih ederler. (hareket ederler, yüzerler)"
"el sebihat" (yüzdükçe yüzenlere): Naziat 3
Müzzemmil 7 "sebhan davilâ": "Senin için gündüz uzun bir 'hareketlilik' vardır" "tesbih etmek": Hadid 1, Haşr 1, Saff 1; "Allah'ı tesbih ederler" (O'nun emrettiği şekilde hareket ederler, işlerler)
"subhanAllah, subhanellezi" gibi ifadeler de: Yasin 36,83, Bakara 32,116 Kalem 29, Tur 43, Haşr 23
Yunus Nebiye Atıf var, bahçe sahiplerine atıf var, bağlantılar var. (Saffat 139 144)
"Tesbih ederiz, tesbih etseydiniz ya" Allah'a yönelin demektir
Bahçe sahipleri Allahsız bir plan kurdu.
Enam 162: "De ki; benim sunağım, ibadetim, yakınlaşma çabam, hayatım, ölümüm, herşeyim alemlerin Rabb'i Allah içindir" müteşabih ayet Tevbe 111: "Allah müminlerin canını malını karşılığında Cennet vermek üzere satın almıştır"
"tesbih etmek": varlığı Allah'a doğru çevirmek, tüm olaylara, tüm bilinçle, bütün ayarlarla Allah'ın emrettiği gibi yaklaşmak
Kalem 30, Saffat 142
Allah insanları ve cinleri kendisine kulluk etsinler diye yaratmıştır. Kul, kullanımdan gelir; varlığını Allah'ın kullanımına açmak. Kul (abd)
Kur'an'ın Tümüyle Bağlantıları
- Kalem 1; Tur 1,2,3: "Tur'a, satırlara yazılmış kitaba yemin olsun" İsra 58 "Bu kitap satırlara yazılmıştır"
- Kalem 35-47 arası; Tur 30-44 arası, Müminun 68-72 arası, Saffat 153-157 arası, Fatır 40 (Kalem suresiyle en yoğun bağlantı.
- Kalem 3, İnşikak 25 (müminlere kesintisiz ecir)
- Kalem 11; "nemim" laf götürüp getiren demek. (çekiştirmek için dolaşıp duran)
- "meşaa": dolaşıp durmak
- Kalem 13; "zenim" toplumsal davranışlara uymayan kimse, örfe uygun davranmayan.
- Kalem 16,17 ve 20'de kelime bağlantısı "senasim"... "sima" buradan gelir. "senasim" damga demek.
- Bakara 273: "Simalardan tanımak"
- Kalem 16 "senasim"
- Kalem 17 "serim" (kesip biçme)
- Kalem 20 "serîm" (kapkara olmak)
- "bela" Bir elbisenin eskimesi durumunda aldığı isim, sıfat "Allah belanı versin" dendiğinde "seni sınavla eskitsin, yıpratsın" demektir
- "Vasat" Bakara 143
- Kalem 52, Tekvir 27, Sad 87, Yusuf 106
- Kalem 45; "tuzağım zorludur": "keyda" tuzak, hile, kurnazlık, düzen demektir
- "iyi görünen ne kötü görünen" diye ikiye ayrılır
- Yusuf 52-76, Tarık 16, Araf 183, Enbiya 57, Saffat 98, Mürselat 39, Taha 64-69, Kalem 45: "Siz Allah'ın mümin kullarına tuzak kurarsanız Allah da tuzağı başınıza geçirir"
- Hac 38, Nisa 141: "Allah müminleri müdafaa eder"
- Bakara 81: "Kim bir kötülük işlerse yaptığı kötülük kendisini kuşatır"
- "kaza" Cuma 10: "namazı 'tamamladığınızda'" (vaktinde bir işi bitirmek)
- "keyda" henüz yapılmamış iş
- İsra 73-74, Meryem 90, Bakara 23,71, Hac 72, Saffat 56, Nisa 78
- "müdafaa" def etmek ile bağlantılı
0 Comments
Yorum Gönder