17. MAUN SURESİ
Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla
- Dini yalanlayanı gördün mü?
- İşte odur yetimi kovan.
- Miskinin doyurulmasını / ona iş sağlanmasını kendine dert edinmeyeni.
- Uçurum var o namaz kılanlara!
- Onlar namazlarını önemsemezler.
- Onlar gösteriş yaparlar
- Ve en küçük kamu malına / iyiliğe bile mani olurlar.
Kavramlar, Kök Anlamlar
- "rey" > "ray'e"; uzaktan görülebilen işaret demektir. Nebi'nin karşısında birileri var, onları gösteriyor Allah.
- "kizb" > "kezebe" kökü: boyamak. Kumaşı boyadığında, gerçek suretini gizlemiş olduğundan, birçok metali altın suyuna batırarak altınla üstünü kapatmaya "kezebe" denir. İnsanlar yalan söylediklerinde doğruyu içine saklarlar, inanmadığı şeyi söylerler. (kâzib, kezebe, tekzip)
- "din" > "dâne" inek yavrusu. Yavrunun süt emmek için annesine yaklaşmasına "dâne" denir. "dünya" insana yaklaştırılmış şey, toprak onun annesidir ve meyl eder toprağa, toprak ürünlerine. Bu yaklaşmak bizi bir taraftan borçlanmaya iter, her nimetten hesaba çekileceğiz. Dolayısıyla "din" aynı zamanda "borç" demektir. "deyn" kelimesi de borçlanma demektir. (Bakara 282) "din" de birbirlerine sorumlulukları, borçları olan insanların bir araya geldiği düzen demektir, fıtrat düzenidir. Dolayısıyla "medine, medeniyet" buradan gelir. Borç, alışverişi aynı zamanda muhasebeyi gerektirdiği için "din günü"nün sahibidir O. Hesap günü vardır. O bizi yarattı, bu düzeni O koydu, bu düzene ne kadar uyup uymadığımızı, O'na karşı kulluk borcumuzu ne kadar yerine getirip getirmediğimizi "din günü"nde teraziler kurarak karşımıza koyacaktır.
- "yedumu" > doyurmak değil, itip kakmak da değil. Kovmak, başından savmak demek. Yetim kovuluyor burada.
- "yetim" > tek başına kalan ağaç, inci, tek başına kalan cevher. Annesi ya da babası olmayan çocuğa "yetim" denir, yahut her ikisi de yoksa.
- "hadz" > oturaklı yer. Eteklerinde bulunan taşların bir yöne doğru dökülmesi. Bir kimsenin bir konuya meyletmesi, onu kendine dert edinmesi, ona yönelmesi. "Siz miskinlerin doyurulması, onlara iş bulunması konusunu kendinize hiç mi hiç dert edinmiyorsunuz, hiç oraya doğru yönelmiyorsunuz."
- "ta'am" > yiyecek, günlük yiyecek.
- "miskin" > Kur'an'da 22 yerde geçer. Yusuf 31'de "sikkin" ifadesi var.
"sikkin" > bıçak demek. Bundan türev toplam 69 yerde geçer. (sükunet, mesken, sakin, miskin) Bıçak hayvanı kestiğinde hayvan hareketsiz, sakin kaldığı için buradan gelmiştir. "mesken" hareket etmeyen ev.
"miskin" tembel demek değildir. Türkçe'de "miskin miskin oturma, tembel tembel oturma" kullanılır. Hiçbir ilgisi yoktur, yanlış bir kaynamadır. Öyle olsa niye "miskine yardım edin" desin.. "miskin": İş bulamadığı için, iş kuramadığı için oturan.
- Ne yapıyorsun?
- N'apıyım, iş yok evde 'oturuyorum'.
Bu ayetlerde hem günlük iaşesini vermek var, hem de iş bulmak, iş kurmak, sermaye vermek var. Örtmesinler üstünü.
"miskin" ile ilgili bağlantı ayeti:
Kehf 79: "limesâkine" > Miskinlerin çalıştığı bir gemiden bahseder. Allah'ın kulu olan o melek de o geminin tabanını deler. Musa-Hızır kıssası diye halk arasında bilinen Kehf 65-95 arası pasaj... - "yetim" de 22 defa geçer. Aslında "miskin" 25 defa geçer. Biri "sikkin" anlamında Yusuf 31'de, 2si de Allah'ın azap ile miskin hale getirmesidir. Bu bir azaptır, doğal bir durum değildir. Dolayısıyla bu 3 ayeti ayırdığımızda "miskin" 22 defadır.
- "veyl" kelimesi "beyn" kelimesinden türevdir. Yarık, uçurum demek. "Uçuruma koşuyor onlar, uçurumlar da onlara"
"feveylun lilmusallîn" > "el" takısı aldığı için hiç kuşku yok ki namazdan bahseder ilk öncelikle. Sonraları siz yanına diğer ibadetleri eklemek isterseniz eklersiniz, ama aslolan burada namazdır.
Bağlantısı Enfal 35: "Onların namaz kılmaları Kabe'nin karşısında el çırpmak, ıslık çalmak" Onlar zekat da veriyor, kurban da kesiyor; bir kısmı lat, menat, uzzaya, bir kısmı Allah'a. Zekatlarından pay ayırıyorlar putlarına. Hacı sakalı.. Su dağıtıyorlar topluma, müşrikler yapıyor bunu. Onlar aramızda en dindar, bugün de öyle. Emevi tohumları dindardır. Hep dindardır, din onlarındır, her şey onlarındır. Manevi ne varsa hepsini alırlar, satarlar. - "ellezine hum": Onlar var ya işte onlar
"'an salâtihim": namazlarında
"sâhun" > "sehiv" kelimesi vardır, "sehven" diye söylenir.
"sehiv": Hata.
"sâhun" buradan türer ama arkasında olacağı bile bile onu yapmak demektir. Yani bunlar namazlarını önemsemezler. Kılarlar ama önemsemezler. Dertleri ne? - "ellezine hum yurâûn" > Onlar riya için oradadır.
Namaz kıldığını gösterir; holdingtir, daha dün ayakkabısı delik küçücük bir şirket, 10 yılda milyar dolarlık olur. Üşene üşene kalksa da o namaza, derdi "ben dindarım, ben muhafazakarım"dır. O görüntüyle arka tarafta beslemeye devam eder cebini. Hem gösteriş yapıyorlar, gösteriyorlar kendilerini "riya, rüya"; görüntüde namazda, içinde başka dert, dünyevi dertler var bu adamların, cebi doldurma telaşları var. Lanetli namaz kılıyorlar, bunlar namaz kıldıkça Allah lanet ediyor bunlara. Bunlar da o namazın kendilerini kurtacağını zanneden sefihlerdir. Neredeyse din adına konuşanların %99'u böyle sefih, şerefsizdir. Bunlar size dini parayla üretirler. Önce bir goygoycu çıkar mikrofonun karşısına: "Bize bağışta bulunun, bize yardım edin" der; arkadan gelir üfleme heyeti, hoca bozuntusu, sahtekar zan tüccarı, zannını anlatır size. Uyuşturur, basar şeytanın vesvesesini. Bence, sence, onca... Bir bakarsın cebin eksilmiş, ömrün, zamanın eksilmiş, imanın gitmiş. - "ve yemne'ule-lmâ'ûn" > "mani olurlar" neye? "Ma'un'a". Maun namazı nasıl? Bu sureye ismini veren kelime. 3 satırda Allah bunların boynunu zülfikarla koparıyor. "ayn" göz demektir > "avn" gözetmek demektir. "ma'un" ise; birbirimizi gözettiğimiz, komşuluk ilişkilerindeki en küçük yardımdır. Bunlar ona da mani olurlar. İnsanlar arasındaki en küçük yardım; yani vergiler toplanır bu kamu malı, bu hainler, bu alçaklar onu götürürler. Garip gurabaya ulaşmaz, bunların cebine gider. Bu sultanların, yalakaların cebine gider.
- Bunlar bizi 6 biçimde aldatırlar:
- Allah ile aldatmak (Fatır 5, Lokman 33, Hadid 14)
- Resul ile aldatmak (Taha 88)
- Kur'an ile aldatmak (Al-i İmran 7, 78, Bakara 75)
- Namaz ile aldatmak (Maun, Enfal 35)
- Yemin ile aldatmak (Nahl 94, Tevbe 62)
- Mescid-i Dırar (Tevbe 107-110)
💡 "Sizi Allah ile aldatıyorlar" diyenlere de deyin ki: "Lan siz de onlardan olmayın sakın?".
0 Comments
Yorum Gönder