KADER-KAZA KAVRAMLARI
"kader" kavramı 132 yerde geçer türevleriyle.
"kıdr"; kazan demektir. Kök anlamının geçtiği ayet:
Sebe 13: "Süleyman ne isterse onu yapıyorlardı; değerli meskenler, kalıplar, büyük havuzlara benzer çanaklar ve sabit 'kazanlar' yapıyorlardı. Ey Davud ailesi! Şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır."
"kard"; malzeme ölçüleridir.
"kader"; pişirme süresi, şekli, ölçüsüdür.
"kazan" > yaratılış, evren. "Gökleri yeri 6 günde yarattım" Niye ya Rabb'i? "Hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için."
"malzeme ölçüleri" > Güneş, Ay, yıldızlar hepsinin yörüngesi var, "fi felekin yesbehun"
"pişirme süresi, ölçüsü" > "Hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek 'bela' için ölümü ve hayatı yarattım."
"kazan" evrendir. Allah bu evrene ölçüler koyup o ölçüler içinde bizi yaratmıştır ve o ölçülerde bizi pişirmektedir (bela, fitne ile bağlantılı)
"ölçü" anlamında > En'am 96, Murselat 23, Ra'd 17, Hicr 21, Kamer 49, Zuhruf 4, Şura 27, Müminun 18, Kadir 1-3
"plan" anlamında > Taha 40
"planlanan zaman" anlamında > Murselat 22
Kur'an'da 5 temel iman maddesi var, bunlara iman bize farz:
- Allah'a iman
- Meleklere iman
- Kitaplara iman
- Elçilere iman
- Ahirete iman
Ezelde insanın nereye gideceğini takdir eden, karar veren, böyle yazan bir ilah anlayışı Kur'an'a tamamen terstir.
Araf 156: "Rabb'imiz bize dünyada da güzellik yaz, ahirette de güzellik yaz ve bizi ateşin azabından sakındır"
Musa nebi ve yanındakiler böyle dua ediyor, Allah daha yazmamış. Aynı ayette Allah cevap veriyor:
Araf 156: "Ben her şeyi kuşatmış olan rahmetimi sakınanlara, zekat verenlere ve ayetlerime güvenenlere yazacağım".
Nasıl bir yazı bu?
Hadid 22: "Yeryüzünde ya da benliklerinizde bir musibet isabet etmesin de Biz onu ayrı bir varlık olarak yaratmadan önce bir kitapta yazılmasın. Bu Allah'a çok kolaydır."
"ondan önce" dedi, "ezelde" demedi.
Kaf 17-18: "Sağında solunda oturmuş iki melek sürekli yazmaktadır, ağzından bir şey çıktı mı hemen onu koruma altına alır, zapteder."
Yapılanı yazan melekler var. Takdir kalemi de o yazılanlara göre yazılıyor.
Kalem 1: "Kaleme ve satırlarına yemin olsun" İlahi kalem o.
Allah neye göre yazıyor? Senin yaptıklarına göre yazıyor.
Al-i İmran 165: "Bu musibet bize niye diye soruyorsunuz ey müminler. De ki: kendi nefisleriniz yüzünden". Nasıl ya? "E terketti okçularınız, dünya malına düştünüz, esir topladınız. E değişik değişik musibetler veriyorum. Ders alın, tevbe edin." Ya Rabb'i Sen bunu bize niye yaptın? "Sizin az önce yaptıklarınız yüzünden demin meleklerin kaydettiği, ondan"
Tevbe 51: "De ki; 'bizim üzerimize Allah'ın yazdığından başkası asla ulaşmaz'." Niye böyle diyorlar? "Yaptıklarımızın bedelini ödetecek."
Neden "af" kelimesi "silmek" demek şimdi anlaşılıyor. Yazılıyor çünkü günah, o günahın o kayıtlardan silinmesi için dua ediyoruz.
Şura 30: "Size isabet eden her musibet kendi yaptığınız şeyler yüzündendir. O birçoğunu da affediyor."
Bakara 286: "va'fu annâ vaġfir lenâ verhamnâ" > Rabb'imiz bizi sil, silmiyorsan üstünü ört, bize merhamet et. Silmek yazıyı silmektir.
Al-i İmran 108: "Allah kimseye zulmetmek istemez.."
Yunus 44: "Allah kimseye zulmetmez."
Nisa 40: "Allah kimseye zerre kadar zulmetmez."
Zilzal 7-8: "Kim zerre hayır işlerse... Kim zerre şer işlerse..."
Kehf 29: "Dileyen iman etsin, dileyen küfretsin."
Ahkaf 19: "Herkesin yaptıklarına karşılık dereceleri vardır. Bu yaptıklarınızın tam karşılığını vermek içindir. Kimseye zulmedilmeyecektir."
Tur 19, Murselat 43: "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin için
Secde 14, Araf 39: "Yaptıklarınıza karşılık tadın azabı"
İslam dünyasında kader konusuyla ilgili 3 temel tartışma var:
- Cebriye > Diyorlar ki: "Biz yaratıldık ya, firavunla Musa aynı. Ademle iblis aynı, hepsine Allah emretmiş, satranç tahtasında piyon gibi oynuyor". Özgür iradenin hiç olmadığını savunurlar.
- Mutezile > diyorlar ki: "Hayır, hayır. Allah insanın hiçbir fiilini yaratmamıştır, insan özgürdür. Kendi fiilini kendi oluşturur, bedelini kendi öder." Biraz da abartırlar: "Her şeyi biz yaparız". O da öyle değil tam.
- Ehl-i Sünnet > Bunlar itikatta ayrılmış:
- Eş'ari > Cebriye'ye yakındır.
- Maturidi > Mutezile'ye yakındır.
Ehl-i Sünnet itikat olarak Eş'ariliğe yakındır. İnsanın özgür iradesi olduğunu kabul ederler ama her şey ezelde yazılmıştır.
Eğer insan ezelde bir yere yazılmışsa, insan da Allah gibi ezeli olmaz mı? Haşa biz Allah gibi varmışız ha? Halbuki el Evvel, el Ahir O'dur.
Kadere iman bunların iman maddesidir, bizde değil. Biz ölçüye iman ederiz. "Kadere iman yoktur" derken biz; bizim yaptıklarımızdan sorumlu olduğumuza, Allah'ın bizim üzerimize zorla imanı-küfrü yazmadığına iman ediyoruz. Yoksa 132 kere geçen bu kavram, üstelik "el Kadir" esması, Allah'ın her şeyi bir ölçüye göre yaratmış olması reddedilemez.
Kader ölçüdür, matematiktir. "Usta bunun fiyatı ne kadar?"
"muktedir, iktidar" > "iktidar"; karar veren, ölçüp vergi koyan, kaldıran...
Melekler yapılanı yazar, her şey yazılır, kayıtlanır. Zerre eksik-fazla olmadan. Kamer 52-53
Ehl-i Sünnet "alınyazısı"na inanır. "Depremde öleceklerdi onlar. Deniz kumu, çürük bina... alınyazısı kardeşim anlamıyorsun" diyor adam. Peki kasten adam öldüreni Allah niye ebedi cehenneme atıyor? "Zaten ölecekmiş alınyazısı". O zaman niye kısas uyguluyorsunuz, niye ebedi cehennem, lanet var? Bunlara göre: "Allah dilemedikçe sen mümin olamazsın". Peki ben mümin olmak istesem bile mi? "Yok, olamazsın". E peki kafir olmak istesem?
Kehf 29: "De ki; hak Rabb'inden gelmiştir. Artık dileyen iman etsin, dileyen kafir olsun."
Allah'ın müdahale ettiği yer neresidir? (Kadercileri savunur görünen ayet)
Yunus 100: "Allah'ın izni olmadan kimse iman edemez". "izin" ne?
Nahl 93: "Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı."
En'am 149: "Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi."
Zumer 7: "O, kullarının küfrüne razı olmaz."
Demek ki biz yapıyoruz.
Bu kadercilik anlayışı iblisin işidir, onun örgütlemesidir. iblis ilk isyan edenlerden biri, daha önce de kafirler var. O yüzden:
Sad 74: "iblis müstesna, o büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu."
Örterken de iblis şunu söyledi Rabb'ine:
Hicr 39-40, Araf 16: "beni Sen azdırdın"
Mekke müşrikleri de böyle bir inanca sahip:
En'am 148, Nahl 35: "Eğer Allah dileseydi biz de atalarımız da müşrik olmazdık, Allah'ın haram kıldıklarından başkasını da haram kılmazdık."
Yasin 47: "Onları biz mi doyuracağız? Gerekli görseydi Allah doyururdu."
Enfal 23: "Eğer Allah onlarda bir hayır görseydi bu Kur'an'ı onlara işittirirdi"
"kaza"; bir şeyi vaktinde tam olarak yerine getirmektir.
"Benim namazım kazaya kaldı" diye bir şey yok.
Cuma 9-10: "Namazı kaza eder etmez yeryüzüne dağılın."
Bakara 200: "Hac ibadetinizi, mensekinizi, sunaklarınızı yerine getirdiğinizde..."
Fussilet 12: "İki günde yedi gök olarak onları bitirdik."
Ahzab 37: "Zeyd eşiyle bağını bitirince..."
Hac 29: "Sonra kirlerini temizleyerek bitirsinler."
Hud 14, Ahkaf 29, Kasas 29
Kur'an'da "tamam" kelimesi de geçiyor. Ne farkı var "kaza" ile?
"tamam": çiçeklenmiş bitki demektir. Parçanın sona gelmesidir. Bir şeyin baştan sona yapılması değil; bir bölümün, bir cüzün tamamlanmasıdır.
Çocuklara denir ki: "yemeğini tamamla, okulunu tamamla, eksik duruyor çünkü". "Parayı tamamla, bu para eksik". Örnek:
Maide 3: "Üzerinize nimetimi tamamladım". Vahiy Adem nebiyle başladı, son nebiyle kemale erdi ve tamamlandı.
Parça parça olan bir şeyin bitmesine "tamam", bir şeyin tek hamlede bitirilmesine "kaza" denir.
"kader" ölçüdür, "kaza" onun yerinde zamanında ortaya çıkmasıdır.
Meryem 21: "Bu bitirilmesi / kaza edilmesi kesinleşmiş bir emirdir"
Kaderi, ölçüyü yaşamak, ayakta tutmak için 5 temel konu:
- "Dini ayakta tutun" > Şura 13
- "Kisti, ölçüyü ayakta tutun" > Maide 8, Nisa 135
- "Vezni, teraziyi ayakta tutun" > Rahman 9
- "Namazı ayakta tutun" > Bakara 43
- "Mallarınızı ayakta tutun" > Nisa 5
0 Comments
Yorum Gönder