YUSUF NEBİNİN ANNESİ VE TEVRAT'IN TAHRİFİ (!) EMRE KARAKÖSE'YE (Emre_1974tr) CEVAP

emre_1974tr
Emre_1974tr mahlaslı Emre Karaköse adında bir Kur'an müslümanının uzun yıllardır forum sitelerinde, sözlüklerde ve blogunda yazdığı yazılar malumdur. Kendisi Kur'an üzere tefekkür etmeyi seven bir arkadaş. Kur'an'ı anlama yolunda yıllardır bir çaba sarfediyor, bu önemli ve güzel bir şey.  
Ancak Kur'an müslümanlarındaki ortak sorun onda da çok ciddi anlamda hissedilir durumdadır. Kur'an'ın kendini açıklamasına fırsat vermeyip Rabb'inin sözünü kesen; yorum ve zanna fazla bel bağlayan, kendi tefsirini ve bu sayede kendi tahriflerini yaparak camiada sivrilen birisi. Bu tutumlarının da bir tezahürü olarak Kur'ancı camiada Tevrat ve İncil karşıtlığının en ateşli savunurlarından da birisi.

Bu arkadaş birkaç yıl önce Kur'ancı yazarların çalışmalarını paylaştığı Dini Yazılar adlı bir internet sitesinde Kur’an piyasadaki Tevrat’ın bir hatasını daha düzeltiyor başlığıyla bir yazı paylaştı. Eleştirimizi yapacağımız bu yazıda kısaca Tevrat’ta Yusuf’un gördüğü ve içinde annesinin de geçtiği rüyanın gerçekleşemediğini, Yusuf nebinin annesinin Yusuf ve Benyamin doğduktan kısa bir süre sonra öldüğüne ilişkin Tevrat ayetini ve Kur'an'ın Yusuf suresinin 100. ayetini mukayese ederek annesinin ölmediğini, "sahte" Tevrat'ın (haşa) hata yaptığını ve Kur'an'ın bu hatayı "düzelttiğini" ileri sürmektedir. Emre Karaköse'nin yazısını kısım kısım alıntılayarak cevaplarımızı vermeye başlayalım:
Yusuf nebi

 Tevrat "sahte" bir "Hadis kitabı" mı?

Gerçekte bir hadis kitabı olan sahte Tevrat’ta Yusuf’un gelecekle ilgili gördüğü rüya gerçekleşemiyor. Çünkü annesi kavuşamadan hayatını kaybediyor bu hadis kitaplarında

Çok büyük bir hata ve talihsizlik dolu bir yazı olmuş kardeşim. Kur'an Müslümanlarının ortak yanılgısı bu maalesef. Tevrat ve İncil'i insanlara anlatamıyoruz. Haberiniz dahi olmayan şeylerin iftirasını ne kolay yapıyorsunuz. İmanınızı zedeliyorsunuz.

Bu Tevrat sahte mahte değildir, hele hadis kitabı hiç değildir. Orijinal metni en eski Ölüdeniz Kumran yazıtlarına kadar giden kadim bir kitap, Allah'ın kitabı. Allah bu kitap hakkında Kur'an'da 18 yerde "el Tevrat" der, İncil için de 12 yerde "el İncil" der. Kendi'sinin indirdiğini söyler ve "ellerinin arasında bulunanlar" şeklinde tanımlayarak bu 2 kitabı Kur'an'ın TASDİK ettiğini söyler. Sizin "bozuldu, tahrip oldu, insan sözü karıştı" iftiralarınızdan beridir. Bakara 177, 285 ve Nisa 136 gereği bu kitaplara iman, imanın şartlarındandır.

Kur'an siz Kur'an müslümanlarına nasıl yetiyor anlamak güç. Sünnilik bu dinin ayrı bir fitnesi, siz ayrı bir fitnesisiniz. Madem Kur'an yeterse, Allah bu kitaplar için bozuldu demiyorsa Kur'an'da bozulmamıştır bu kitaplar, bitti gitti. "Allah'ın kelimelerini değiştirecek bir güç yoktur" ayeti ortadayken, "tahrif"in de "metni bozmak" değil, "anlam kaydırması" yapmak demek olduğu da apaçık ortadayken ve bu "tahrif"in Kur'an'da meal & tefsirler aracılığıyla misli misli yapıldığı da ortadayken, niye Kur'an'a güvenmiyor, Tevrat ve İncil'e iftira atıyorsunuz ve niye devamlı çelişki bulma gayretindesiniz? Allah "insan eliyle yazılmış hadis kitabını" niye tasdik etsin? Şu an elimizde olan Tevrat ve İncil (zaten elimizde olmayan diye bir şey de yok ya anlayın diye diyorum, ayırıyorsunuz ya olan/olmayan diye...) Kur'an gibi Allah'ın kitabıdır, bozulması yanlışı gediği yoktur. Bazı ufak çaplı kopyalama hataları dışında içerik kaynaklı asla bir sıkıntısı yoktur, olamaz da zaten vahiy ürünüdür.

Gelelim "çelişki" iddianıza! Yusuf nebinin annesi ve kardeşleri:

Yaratılış 37:9 Yusuf bir düş daha görüp kardeşlerine anlattı. “Dinleyin, bir düş daha gördüm” dedi, “Güneş, ay ve on bir yıldız önümde eğildiler.”

Yaratılış 37:10 Yusuf babasıyla kardeşlerine bu düşü anlatınca, babası onu azarladı: “Ne biçim düş bu?” dedi, “Ben, annen, kardeşlerin gelip önünde yere mi eğileceğiz yani?”

Yaratılış 35:19 Rahel öldü ve Efrat –Beytlehem– yolunda gömüldü.

Yaratılış 43:26 Yusuf eve gelince, getirdikleri armağanları kendisine sunup önünde yere kapandılar.

Yusuf’un rüyasında anne ve babası ve kardeşlerinin kendisinin önünde eğilmeleri sembollerle gösteriliyor. Ama görüldüğü üzere sahte Tevrat’a göre annesi bu olayı yaşayamadan bu dünyadan ayrılmış durumda. Ve böylece gelecekle ilgili kendisine gösterilen bu bilgi tam gerçekleşememiş oluyor.

Metni adam gibi okumadığınız ve idrak edemediğiniz aşikar. Yakup'un 12 oğlunun hepsi bir anneden doğma değil. Yazıya eklediğiniz "Rahel'in vefatının" ayetinden 4 ayet sonra Yakup'un bu 12 oğlunun hangi kadınlardan doğduğuna dair tasnif yapılır; ayetleri veriyorum:

Tekvin 35:23: Yakup'un on iki oğlu vardı. Lea'nın oğulları: Ruben –Yakup'un ilk oğlu– Şimon, Levi, Yahuda, İssakar, Zevulun.

35:24: Rahel'in oğulları: Yusuf, Benyamin.

35:25: Rahel'in cariyesi Bilha'nın oğulları: Dan, Naftali.

35:26: Lea'nın cariyesi Zilpa'nın oğulları: Gad, Aşer. Yakup'un Paddan-Aram'da doğan oğulları bunlardır.

Gördüğünüz gibi bu çocuklar farklı annelerden doğma. Yakup nebinin bir karısı daha varmış Lea. Bir de 2 karısının birer cariyesi varmış, onlarla da evlenmiş çocukların bir kısmı da onlardan. Demek ki Yusuf'un biyolojik annesi ölmüş olmasına rağmen "anne" diyebileceği 3 kadın daha var. Yusuf'un kıssasının anlatılmaya başladığı 37. bapta sizin verdiğiniz 9 ve 10. ayetlerde ne diyor "kardeşleri" diyor, 2. ayette bir kere "üvey kardeşleri" dedi başka da ayırmadı. Sizin verdiğiniz 10. ayette Yakup ne cevap veriyor Yusuf'a rüyayı anlatınca: "Ben, annen, kardeşlerin gelip önünde yere mi eğileceğiz yani?" Aslında buradan bile meseleyi anlamalıydınız.

Rüya ve kardeşler

Ama kutsal Kitap Kuran bu olayın gerçek halini anlatır.

Rabbin, peygambere gelecekle ilgili gösterdiği rüya elbette bir bilgi idi ve aynen gerçekleşecekti.

Yusuf Suresi

12:4 Yusuf, bir zamanlar babasına: “Babacığım, on bir gezegeni, güneşi ve ay’ı gördüm, onların bana secde ettiklerini gördüm” dedi.

12:100 Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yusuf’un önünde secde eder gibi eğildiler. Yusuf dedi: “Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu. Şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sonra, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alim olan O’dur, Hakim olan O’dur.”

Evet Kuran Yusuf’un annesinin yaşadığını, ona kavuştuğunu ve ailenin diğer fertleriyle birlikte onun önünde eğildiğini anlatarak rüyanın gerçek hayatta karşılığını bulduğunu belirtir.

Kur'an'da da Yusuf'un farklı annelerden de olsa baba aynı olduğu için onları "kardeşlik"te ayırmadığını görürüz.

Yusuf 5: "Yavrucuğum, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir oyun oynarlar. Hiç kuşkusuz şeytan, insan için açık bir düşmandır."

Yusuf 7: "Yemin olsun ki, Yusuf ve kardeşlerinde istek ve arayış içinde olanlar için ayetler vardır."

Ama 1 ayet sonra Yusuf'un "üvey" kardeşlerinin Rahel'den doğanları şu şekilde babalarını öne sürerek ayırdığını görüyoruz:

Yusuf 8: "O vakit onlar şöyle demişlerdi: 'Yusuf ve kardeşi, babamıza bizden daha sevimli, bu bir gerçek. Ama biz de birbirini her hal ve şartta destekleyen bir ekibiz. Şu da kuşkusuz ki, bizim babamız, inkar edilemez bir şaşkınlık içindedir.' "

Burada o çocuklarının öz kardeşler olan Yusuf ve Benyamin'i açık bir şekilde kendilerinden ayrı tuttuklarını anlıyoruz.

Sonuç

Ve yine hadis kitapları olan piyasadaki sahte İncillerin/Tevrat’ın bir hatasını daha düzeltmiş olur..

Kur'an size yetiyorsa adam gibi yetmeli, ya adam gibi iman edin ya da adam gibi reddedin.

Kur'an'da Allah "Tevrat'ı ve İncil'i BEN indirdim" (Al-i İmran 3) diyor, siz Kur'ancılar ise "bunlar sahtedir, hadis kitabıdır" diyorsunuz.

Kur'an'da Allah "Bu Kur'an ellerinde olanı tasdik eder" (Yunus 37, Yusuf 111, En'am 92, Bakara 41, 91, 97) diyor, siz Kur'ancılar çelişki arıyorsunuz.

Kur'an'da Allah "Ellerinde Tevrat var, içinde Allah'ın hükmü var, niye seni hakem yapıyorlar" (Maide 43) diyerek Tevrat ile; "İncil bağlıları Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsin" (Maide 47) diyerek de İncil ile hükmedilmesini istiyor, siz Kur'ancılar "bu kitaplarda Kur'an'a aykırı şu emir var bu emir var" diye yan çiziyorsunuz.

Kur'an'da Allah "Eğer doğru söylüyorsanız getirin Tevrat'ı ve tilavet edin" (Al-i İmran 93) diyerek bir kitabında israiloğullarına Kendi kitabıyla rest çekiyor, siz "Tevrat dediğiniz sahte metin israiliyatın hadis kitabı" diyorsunuz.

Tevrat'ta Allah küfre sapan israiloğullarını iffetsiz bir kadın tasvirine sokarak açıkça "fahişe" diyor (Hezekiel 16:35) siz ise "Tevrat'ın israiloğullarının batıl inancına yönelik değiştirilmesi" tarzında şeyler söylüyorsunuz. Değiştirecek olsalar bu ifadeleri değiştirmezler miydi?

Yoksa siz bir kısmına güvenip bir kısmını örtüyor musunuz?