KUR'AN'IN KİTAP OLUŞUNUN KUR'ANÎ DELİLLERİ
Kur'an'ın kitap halini almasına dair tartışmalar belki bin yıldan fazladır sürmektedir. Özellikle Kur'an'a denk koşulan rivayetlerin bu konuda çok merkezde tutulması ve hem birbirleri arasında hem de Kur'an ile çelişkili ifadelerin yer alması insanların kafasını karıştırıyor.
Rivayetlerin Ayetlere Tercih Edilmesi
Bu rivayetlere fazlaca bel bağlayan insanlar Kur'an'ın kitap oluşunun nebinin vefatı sonrasında gerçekleştiğine dair bir ön kabul içindeler. Evet, Kur'an'ın nebi zamanında yazıldığını kabul ederler, ancak bunun mushaf olarak değil de, o bölgede vahiy katiplerinin ellerine geçen başka nesnelere (bez, deri, kemik parçası taş, tuğla gibi) ayetleri yazdıklarını ileri sürerler.
Nebinin vefatından sonra önce Ebubekir tarafından çeşitli sahabenin evlerinde parçalar halinde bulunan bu materyaller derlenerek kitap haline getirilmiş sonrasında Ömer tarafından çoğaltılması sağlanmış ve yeni müslüman olmuş coğrafyalarda yaşayan insanlara nüshalar ulaştırılmıştır. (Alıntı)
Osman da emir olduktan sonra, onun tarafından oluşturulan bir heyet Ebubekir'in hazırlattığı Kur’an'dan da yararlanıp bir mushaf derlemiş ve İslam'ın olduğu bölgelere dağıtmıştır. Bu hazırlama esnasında yazılı nüshaların azlığı nedeniyle insanların hatırladıkları kadarıyla sözlü anlatımlar derlenmeye çalışılmıştır. Her ne kadar oluşturulan ayetler, kâtipler tarafından yazılmışsa ve dağınık ayet parçaları mushaf haline getirilmişse bile bu zaman diliminde Kur'an'ın nakli hafızadan yapılmaya devam etmiştir. Kur’an hazırlanmasına Muhammed'in Medine'ye hicret ettiğinde 10 yaşlarında olan Zeyd İbn Sabit başkanlık etmiştir. Kur’an hazırlandıktan sonra mevcut olan bütün Kur’an mushafları yaktırılmıştır. (Alıntı)
Hatta kimi oryantalistler Kur'an'ın 10. yüzyılda Hristiyan dua kitapçıklarından derlenerek yazıldığı gibi iftira içerikli bir iddia ortaya atarken, bu tiplerin başka versiyonları da; son dönemde bulunan ve karbon 14 testlerinde 568-645 yılları arasına tarihlenen Birmingham nüshasının ilk tarihinin 568'e kadar gitmesinden dolayı "Kur'an Muhammed'den önce mi yazılmış", "Var olan Kur'an'ı Muhammed değiştirmiş" gibi söylemlerde bulunma cüretini bile gösterdiler.
Gerçekten PES!
Vahyi Dikkate Almayan Müslüman, Müslüman Mıdır?
Gayrımüslim olan için bir şey diyemeyiz, zaten kitaba iman etmediğini açıkça söyler. Fakat kendilerini müslüman diye niteleyenlerin Allah'ın kitabına Allah'ın yanlış bir şey söylemeyeceğine ve O'nun kitabında eksik gedik bırakmadığına tam bir güven (yani iman) duymaları gerekmez mi? Allah kitaplarını açıklıyor derken altını çizdiğimiz nokta tam da bu zaten!
Bir kişi eğer "Müslüman" ise Allah'a teslim olmuş demektir; bu da o kişinin Allah'a ve elçisine iman eden (yani güvenen) ve itaat eden (gönülden ona uyan) birisi olmasını gerektirir. Böyle biri olduğunuzu iddia ediyorsanız Kur'an'da yazan şeyler sizin için tek hakiki kıstas olmalıdır. Rivayet ve zanları Kur'an'a tercih etmemeniz gerekir, çünkü Kur'an'ın Necm 28 ve Yunus 36 ayetlerinde dediği gibi: "zan Hak'tan yana hiçbir şey ifade etmez". "Tarafsız değerlendirmeler" de soyut zan üretim makineleridir, Allah din üzerine bilgi ve yeterliliğe ulaştıktan sonra böyle "tarafsız" kalanları "münafık" diye niteler ve kafirlerden daha beter azap edeceği Kur'an ile sabittir (Nisa 145). O yüzden "sadece Kur'an", "Kur'an bize yeter", "Sola Scriptura" anlayışını benimsemek "Kur'an müslümanı" olmanın değil, "müslüman" olmanın gereğidir, Allah "müslüman" dışında bir isimle bizi çağırmadı. Hadis-mezhep-rivayetlere güvenen, Kur'an ile bir tutan ve Kur'an'ı "açıklamak, eksiğini kapatmak" gibi görevler yükleyen kitleler gerçek anlamda müslüman değildir, İslam dışı dinlere tabidir.
Her Kitap Kendi Tarihini Anlatır
Allah Tevrat'ın nasıl indiğini Tevrat'ta, İncil'in nasıl indiğini de İncil'de anlatır. Aynı muhkem-müteşabih bağı o kitaplarda da geçerli. Tilaveti yaptığımızda Tevrat'ın önce Musa nebiye levhalar ile inmeye başladığını ve 1000 yıl içinde çok sayıda nebinin yeni vahiyler ile kitabı nüsha ettiğini; İncil'in de İsa Mesih'in 3 yıllık yazısız bir risaleti sonrasında inmeye başladığı ve havarilerin Ruh-ul Kudus ile yetkilendirilip inmekte olan İncil'i kayda geçirdiğini görüyoruz. Her birisi kendi tarihini anlatır. Kur'an da böyledir. Şimdi gelelim Kur'an'ın "kitap" oluşunun delillerine... Biz "güvenenler" (müminler) için bu kitap içinde bakacağız Kur'an sonradan mı kitap olmuş, yoksa çıktığı gibi yazılmış mı?
Kur'an'ın Kitap Oluşunun Tilaveti
- İlk görülmesi gereken temel delil; Kur'an kelimesidir; "Okuma grubu". Kelime "kıraat" yani düz okuma ile aynı kelime. Daha ilk inen ayet olan Alak 1'de "Oku" diye başlaması da vahyin yazılacak ve okunacak olmasının bir delilidir. Bazı Kur'ancıların dediği gibi "o okuma evreni, insanı hayatı okuma" falan değil. Kur'an onun için ayrı fiiller kullanıyor.
- Diğer bir delil; hem Kur'an'ın hem de Allah'ın daha önce indirdiği vahiylerin kitap olarak tanımlanmasıdır. Kitap "ketebe" yazma fiilinden türemiş bir kelime. Bir şey eğer kitap ise o "yazılmış" demektir, değil mi? Birkaç örnek ayet numarası: Fatır 31, Maide 15, Bakara 101, Kasas 52
- Üçüncü delilimiz rattili-l tertile: "ratele" bir şeyi doğru disiplinli yapmak, "tertil" de tane tane okumak, açıklamak. Sizce neyi tane tane, yavaş yavaş okursunuz? Müzzemmil 4-5, Furkan 32
- Allah Kur'anın sürekli tilavet şeklinde okunmasını söyler. "telev"; sütten kesilen ve annesinin peşinden koşan, onu takip eden yavru. Takip etmek demektir.
"tilavet"; Al-i İmran 7 ve Zümer 23'te olduğu gibi ana ayetleri (muhkem) benzeşen ayetlerle (müteşabih) takip ederek Kur'an'ı okumak.
Beyyine 2, Mutaffifin 13, Kasas 53, İsra 107 - Furkan 5'te kafirler Muhammed hakkında ne diyor: "Bir de şunu dediler: 'Bunlar eskilerin masallarıdır; yazdırtmış, ve sabah akşam ona okutturuluyor. ezberletiliyor'." (ve kâlû esâtiru-l evvelîn ektebehâ fe hiye tumla 'aleyhi bukraten wa asilâ) Bu nedir?
- Tur 2-3: Andolsun satırlaştırılmış kitaba / Yayılmış ince deri üzerine. Allah'ın yeminlerine çok dikkat edin! Bakın ne diyor? Bir şeyler canlandı inşAllah kafada? Kur'an'ın satır satır yazıldığını söylemesiyle de kalmıyor Rabb'imiz, nereye yazıldığını da söylüyor. İlk mushaflarda kullanılan malzemeye dair bile bilgi var Kur'an'da, daha ne desin yani artık! Bizim için, bu dönem için bir gayb haberi bu. Yayılmış ince deri dediği de işte o dönemde kullanılan koyun veya keçi derisinden imal edilmiş parşömen...
- Kıyamet 16-19: "Onu aceleye getirerek dilini oynatıp durma / Kuşkusuz onu toplamak ve okumak Biz'e düşer / onu okuduğumuz zaman sen de onun okunuşunu izle / Sonra onu açıklamak da Biz'e düşer".
Ne toplanıyor, ne "okunuyor"? "Biz okuyoruz" diyor Allah! - Bir diğer büyük delil de sure kelimesi... Özellikle rivayetlerde çokça tartışılmış, çeşitli ekoller farklı şeyler söylemiş (falanca ekole göre bilmemne suresi şu kadar ayet, felanca ekole göre bu kadar ayet). Ancak Kur'an'da surelerin de belli olduğunu görüyoruz Alın size Nur 1:
"Bu, indirdiğimiz ve farz kıldığımız bir suredir..." (sûratun enzelnaha ve faradnaha)
Sürekli olarak Allah vahyinden şüphe eden bu rivayetperest kişiler için kitabını şöyle savunarak meydan okur:
Hud 13: "Yoksa 'Onu uydurdu.' mu diyorlar? De ki: 'Eğer, doğru söylüyorsanız haydi ona benzer on sure getirin. Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.'"
Bakara 23: "Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku duyuyorsanız, o zaman ona denk bir sure getirin. Allah'tan başka bütün tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru söyleyen kimselerseniz!"
Yunus 38: "Yoksa 'Onu uydurdu.' mu diyorlar? De ki: 'Allah'tan başka kim varsa çağırın da ona benzer bir sure meydana getirin; eğer doğru söyleyenlerdenseniz.'"
diğer "sure" ayetlerini de vereyim: Tevbe 64, 86, 124, 127, Muhammed 20
Kur'an'ın Muhammed zamanında kitap oluşunun delilleri... Dileyen güvenir, dileyen üstünü örter (Kehf 29). Biz kimseye baskı yapamayız, öyle bir yetkimiz yok (Kaf 45, Kasas 56), isteyen zan peşinde koşabilir ama bizim de gücümüze gidiyor tabi...
"in yettebiune illez zanne ve in hum illa yahrusun" (Onlar sadece zanna tabi oluyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar).
0 Comments
Yorum Gönder