36. MÜLK SURESİ
Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla
- Mülkü / varoluşu elinde olan Allah, bereketin kaynağıdır. Ve O, herşeyin üzerinde ölçü koyandır.
- Ölümü ve yaşamı var olanı yararak var eden O'dur. Bununla; hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek / belalandırmak / sınamak için. Ve O, Aziz'dir / Üstün'dür, Gafur'dur / Örten'dir.
- Göğü üst üste yedi tabaka olarak yaratan O'dur. Rahman'ın yaratışında bir boşluk göremezsin. Bakışını döndür oraya; bir yırtık görebiliyor musun?
- Sonra bakışını iki kere daha dönder, gözün yorgun olarak geri dönecektir.
- Yaklaştırılan göğü aydınlatıcılarla süsledik. Orayı şeytanlar için taşlama yeri yaptık ve onlara alevli bir kötü tadış hazırladık.
- Rablerine / Yetiştiricilerine karşı küfredenler / kendilerini örtenler, cehennemin / ocağın kötü tadışı vardır onlar için. Ne kötü yere varmaktır o.
- Oraya atıldıklarında, onun fokurdayarak soluyan uğultusunu duyarlar.
- Öfkesinden çatlayıp ayrılacak gibidir. Her bir bölük oraya atılırken, deponun bekçileri / görevlileri onlara sorar: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"
- "Evet, öyledir" derler; "Bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık; 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik.
- Keşke sözü dinleseydik ya da akletseydik / bağlantı kurabilseydik, şimdi bu alevli ateşin arkadaşları arasında olmazdık."
- Böylelikle suçlarını itiraf ettiler. O alevli ateşin arkadaşları için sonrası tam bir yıpranmışlıktır.
- Rablerine gaybda huşu duyanlar / derin saygı duyanlar ise, onlar için bir örtüş ve büyük bir ücret / karşılık / ecir vardır.
- Ve sözünüzü ister saklayın / gizleyin, ister ortaya koyun / açıklayın. O, başlarda olanı bilir.
- Yaratan hiç bilmez mi? O Latif'tir, Habir'dir.
- Yeri size eğdiren O'dur. O'nun omuzlarında dolaşın ve O'nun rızkından yiyin. Ve sonunda O'na neşredileceksiniz / döneceksiniz, toparlayacak sizi orada.
- Gökte olanın sizi, burularak gelen bir titreşimle çukura gömmeyeceğine karşı güvende misiniz?
- Yahut gökte olanın, üzerinize çakıl göndermesinden buna karşı güvende misiniz? Yakında uyarılan o kimselerin durumunu bileceksiniz.
- Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı, onları sıkıştırıp kusturmam nasıl oldu?
- Üstlerinde sıralar halinde / biçiminde uçan kuşları görmüyorlar mı? Ve onlar kabzediyorlar / kanatlarını açıp kapıyorlar. Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. O, kesinlikle her şeyi görendir.
- Rahman'ın peşi sıra size yardım eden askerler kimlermiş? Örtenler sadece bir gurur, bir aldanış içindedirler.
- O rızkı kesse size rızkı kim verir? Hayır, onlar bir isyan ve nefret okyanusunun içindedir.
- Yüzünü iyice öne eğerek yürüyen mi, yoksa düzgün bir biçimde Sırat-ı Mustakim / Dosdoğru Yol üzere yürüyen mi hidayet üzeredir / yolu bulur?
- De ki: "O'dur sizi inşa eden; sizde dinleme, görme ve bilinç vareden. Ne kadar az şükrediyorsunuz!"
- De ki: "Sizi toprağa bir tohum olarak eken O'dur. Ve onda haşredileceksiniz ve O'nun huzurunda toplanacaksınız."
- Diyorlar ki: "Eğer doğruysanız o vaat ne zaman?"
- De ki: "Onun bilgisi Allah'ın yanındadır. Ben sadece açıklayan bir uyarıcıyım."
- O'nu yakından gördüklerinde kafirlerin / örtenlerin yüzleri morararak kararır, işte budur sizin savında bulunduğunuz.
- De ki: "Allah, benim ve benimle birlikte olanları helak ederse yada bize merhamet ederse, elim azaptan sizi kim kurtaracak? Görmüyor musunuz / akletmiyor musunuz?"
- De ki: "O Rahman'dır, O'na güvendik biz ve O'nu kendimize Vekil kıldık. Açık bir sapkınlığın içinde olan kimmiş yakında bileceksiniz."
- Bir sabah suyunuz mağaralara çekilirse size bir akarsuyu kim getirecek? Görmüyor musunuz / akletmiyor musunuz?
Ayetlerin Tevil Bağlantısı ve Kavramlar
- Mülk 1 > Furkan 2
"Allah mülkün sahibidir."
"mülk" > "milk" kökünden, çamur demek.
2. Mülk 1 > Araf 54
"Allah bereketin sahibidir."
"tebârekAllah" > "bereke"; suyun toplandığı yerdir. Su hayattır. Oradan benzetmeyle tüm hayrı, güzelliği, iyiliği anlatır. "bereket".
Allah bereketin kaynağıysa O'nun yönlendirdiği ne oluyor?
- Kur'an mübarek > En'am 92, Sad 29
- Elçileri mübarek > Meryem 31
- Vahyin indiği yer mübarek > İsra 1
- Vahyin geldiği zaman mübarek > Duhan 3
Ölüm ve yaşam:
“hayy”; kış uykusundan uyanmış yılan
“mevt”; kış uykusuna yatmış yılan. Buradan türemiştir.
“İki kere ölüm, iki kere hayat nedir?” diye soranlara cevap. Biz ölüyken yaratıyor, can veriyor. Sonra öldürüyor, sonra yine can veriyor.
Allah ölümü ve hayatı, bir şeyi yararak yaratmıştır. “halk” böyle bir şeydir. “helak” da azaltma, eksiltmedir > Kaf 4
Mülk 2: “Hanginizin daha güzel iş yapacağını sınamak için…” Bu ayete göre tüm şuurlu varlıklar sınavda. Bu şuurlu varlıklar arasında sadece insan ve cin yok. “Hanginizin” derken çoğul (yani 3 ve 3ten fazla) kullanıyor. Dolayısıyla evrende insan ve cinden başka da şuurlu, sınavda olan varlıklar var. Bu sonuca ulaştıran başka ayetler de var:
“Göklerde kim varsa ve yerde kim varsa” > Yunus 66, Zümer 68, Enbiya 19, Ra’d 15, Rum 26, Rahman 29, Al-i İmran 83, Neml 87, Meryem 93,
Bakara 30 > Rabb’imiz meleklere “arzda, dünyada” bir halife var edeceğini söyler, evrende değil. Başka varlıklar da var.
4. Mülk 2 > Kehf 7, Hud 7, Bakara 155
“belalandırmak”, bela yönleri…
Bela çeşitleri:
- Güzel bela > Enfal 17
- Açık bela > Saffat 106
- Azim bela > Araf 141
“Göğün yedi tabaka olması”
Kullandığımız “tabak“ da oradan gelir. Birbiriyle uyumlu katmanlar…
6. Mülk 5 > Saffat 6-10, Cin 8-10, Şuara 212“yakın gök, en yakın gök” tarzı çeviriler hatalı. Doğrusu “yaklaşmakta olan”dır, inceliği var. Gök bize niye “yaklaşsın”? Astronomi var.
Galaksi içindeki aynı yıldız kümeleri birbirine yaklaşırken, büyük galaksi toplulukları birbirinden uzaklaşıyor da ondan.
Hicr 39-40 ve Araf 16-17’de şeytanın insanları yoldan çıkarmaya çalışacağını söyler. Peki Mülk 5 ve müteşabihlerine göre insan uzaya çıksa, Ay’a vs gitse şeytan onu bırakmayacak mı? Vesvese olmayacak mı? Hayır. Bu ayetler onunla ilgili değil. Ayet Güneş sisteminden bahsetmiyor. Galaksiler, yıldız kümeleri söz konusu. Birinci sema budur. Oralara ulaşmak da çok zordur, binlerce ışık yılı mesafeler söz konusu. Şu an elimizdeki teknoloji bizi Mars’a bile 6 ayda götürüyor. İnsan ömrü yetmez ona.
7. Mülk 8-10 > Zümer 71, En’am 130“Öğüt alacak bir ömür verilmedi mi?” > Fatır 37
“Siz Allah’a söz vermediniz mi?” > Araf 172-174
Mülk 10: “sözü dinleseydik” > vahiy; “aklı çalıştırsaydık” > vicdan
Yunus 9 > Bu, kitaplarla alakası olmayan, fıtratı dinleyen bir model. Dünyada milyarlarca vardır, ne Tevrat bilir ne İncil ne Kur’an. Allah’a ve O’nun birliğine, tekliğine iman eder. Der ki: “Gökleri ve yeri yaratan tek bir varlık var.”
“Rableri onları hidayete erdirecek, nimetlerle dolu cennetlerde onların altlarından ırmaklar akacaktır.”
“Ya Rabb’i, bize yok mu?” Yok. Biz Kur’an ile muhatap olduk, geçmiş olsun. Ağır yüktür, “isr”dir.
Asr: “İman, salih amel, hakkı tavsiye, sabrı tavsiye” > Dörde çıktı şartlar.
Şura 52: “Kitap nedir iman nedir bilmezdin” diye Muhammed Mustafa’ya.
Bu insanlara kafir mi diyeceğiz? Fıtrata uygun iş yapıyor, Allah’ı yalanlamıyor, O’na eş koşmuyor, ıslah edici düzene uygun iş amel yapıyor. Tamam.
Al-i İmran 106, Tevbe 66: “Demek Bana imanınızdan sonra küfrettiniz ha?”
Tüm cehennemliklere soruyor bu soruyu. Çünkü Kur’an’a göre bizim klasik anlamda anladığımız “kafir” diye bir şey yoktur. Kur’an’da bir “imanını ortaya koyan” vardır, bir de “imanını örten” vardır. Bal gibi bilir Yaratıcısını.
Rum 30: “Yüzünü hanif olarak dine, Allah’ın insanları yarattığı fıtrata çevir.”
8. Mülk 11 > Mümin 11“Günahların itiraf edilmesi”
9. Mülk 12 > Enbiya 49, Fatır 18, Yasin 11, Kaf 33, Hadid 25, Yusuf 52, Al-i İmran 179“gayb” > dibi görünmeyen kuyu. 61 yerde geçer.
Sadece 1 yerde “gıybet” olarak geçer > Hucurat 12
Geri kalan 60 ayetin büyük çoğunda şöyle geçer:
“Göklerin yerin gaybını bilen O’dur”
“Gaybın anahtarları O’ndadır”
“Gaybı O’ndan başkası bilemez”
Gayb Kur’an’da 3 yöndedir:
- Geçmişin gaybı > Yusuf 102
- Şimdinin gaybı > Yusuf 52
- Geleceğin gaybı > Meryem 61
Gayb 3 şekilde geçer: “gayb, el gayb, bil gayb”
10. Mülk 19 > Nuh 79“Kuşları boşlukta tutmak”
11. Mülk 19 > Bakara 245“kabzetmek” > “kabız olmak” kullanırız. “kabza” oradan.
12. Mülk 20 > Yasin 74-75“Yardıma hazır askerler”
13. Mülk 20-21 > Nur 40“leccû”; büyük deniz, okyanus
Mülk 20’de nefretle, inatlaşarak gidiyorlar.
“ġurûr”; sahte beyazlık. Derinleşmiş yara kapanıyor, beyazlıyor. Aldanış…
Nur 40 > “Karanlık üstüne karanlık, dalga üstüne dalga”
Adamlar gurur denizinde çırpınıyor. “Allah’tan başka kim kurtarabilir” diyor Rabb’imiz.
14. Mülk 23 > Ahkaf 26, Araf 179, Nahl 78, Secde 9“Göz, kulak, fuad”
“fuad” > Trabzon ekmeği gibi somun ekmek. Beyinden, bilinçten bahsediyor. Göğüsten değil.
15. Mülk 24 > Nuh 17, Araf 57“Sizi topraktan bitki olarak çıkaran O’dur”
16. Mülk 24 > Fussilet 19, Enfal 24, Rahman 33“nuşur, haşr” > “haşere” kullanırız. Karıncalar, böcekler toplanınca “haşarat”
17. Mülk 25 > Sebe 29, Yunus 48, Müminun 83, Yasin 48“O vaat ne zaman?”
0 Comments
Yorum Gönder