KUR'AN'DA IŞIK HIZI

kuranda ışık hızı

Afak ve enfüste Rabb'imiz ayetlerini göstermeye devam ediyor, edecek de. Kalkış gününe kadar onun hak olduğu, her çağın insanına seslendiği iyice belirginleşecek. Ontolojik büyük delillerden bir tanesi de, 1972 yılında adı konulan "ışık hızı" hesabı. Takdir O'nun, bilemeyiz. Bazen Kur'an'ın ayetleri muhkem olur, onun müteşabihi de bilimsel realitelerdir, kesin sabitelerdir. Böylece kitap-insan-evren üçlemesi birbirini tamamlayarak ilerler.

Işık hızı nedir?

Işık hızı, uzayı anlamak için bilim insanlarının ürettiği bir metot. Genelde bir zaman ölçüm birimi zannediliyor. Aslında evrenin uçsuz bucaksız oluşu yüzünden metrelerin, kilometrelerin anlamını yitirdiği, yardımcı olamadığı devasa, sınırsız bir alandır evren. Dolayısıyla oradaki hesapları ışık hızı yüzünden yapmaya başladılar. Işık hızı bir zaman ölçüsü değil bir mesafe ölçüsüdür. Işığın boşluktaki hızı. Genelde "C" harfi ile gösterilir ve fiziğin pek çok alanında kullanılan önemli bir fiziksel sabitedir. Kesin değeri ise 299 milyon 792 bin 785 m/s'dir. Işık hızı, fotonların hızı demektir. Foton da ışığın en küçük parçasıdır. Işık demetindeki en küçük parçaya "foton" diyorlar. Einstein ışık hızı için: "evrenin hız limiti" diyor; "Işıktan hızlı gitmek, nedensellik ilkesini ihlal etmektedir. Sebep-sonuç, determinasyonu ters düz etmektir" diyor. Basit bir nedensellik, sebep-sonuç ilişkisi veriyor: "Henüz tetiği çekmemişken silahtan çıkacak merminin hedefi vurmasını bilmek gibi" diyor. Daha çıkmadı ki silahtan. Neden öncedir, sonuç sonradır ilkesini, determinasyonu altüst eder ışık hızını aşmak.. Fotonlar da dahil olmak üzere evrendeki her parçacık "x alanı" denen bir alan içinde hareket ediyor. Evren büyük bir kozmik alan. Şöyle düşünelim: Su içinde yüzmeye çalışmak veya rüzgara karşı yürümeye çalışmak gibi... Bir dirençle karşılaşıyoruz. Ağırlığımız ne kadar fazla ise hareket kabiliyetimiz, hızımız o kadar yavaşlıyor. Dolayısıyla her hareket eden şey bir dirençle karşılaşıyor ve bu hızını yavaşlatıyor. "X alanı"ndan geçerken zorlanıyor parçacıklar. Farklı parçacıklar ağırlıklarına göre hız kazanıyorlar, orada ne kadar hafifse o kadar hızlı gidiyorlar. Fotonlar ise bu "x alanı"ndan geçer fakat ondan hiç etkilenmezler, bu alan onları zorlamaz. Diğerleri suda yüzer gibi rüzgara karşı yürür gibidir; ama burada sorun yoktur. Işık kütlesiz olduğu için zorlanmadan hareket eder, fotonlar bu alandan etkilenmediği için onların hızını kesecek bir şey de olmaz. Bu hız fotonun veya parçacığın çıkabileceği en yüksek hız limitidir. Evrende tespit edilen en yüksek hız ışığın hızıdır; eğer ışık hızından daha yüksek bir hız evrende olsaydı bu yine ışık hızı olurdu, fotonlar tarafından yapılırdı. Dolayısıyla fotondan daha hafif olup da hızlı gitmeyi hayal edebileceğimiz bir parçacık yok elimizde. Eğer bir foton bilinçli olsaydı, biz de o foton gibi olabilseydik, evrenin bir noktasından diğer bir noktasına hareket etseydik bu harekette zaman dilimi diye bir kavramamız olmayacaktı. Hız arttıkça zaman yavaşlar, ışık hızına erişirse zaman durur. Zaman bizim için çalışmaz. Hatta bu 600-800 kilometre yukarı çıkan uydularda da kendisini gösterir. Çünkü uyduların dünyanın yörüngesinde 28 bin kilometre hızla gittiklerini biliyoruz; orada bile etkilendikleri için bizim telefon & iletişim uydularımızda bir ayar yapılır, o mesafenin ayarı farklı yapılır. Çünkü değişiyor. Hızlandıkça zaman yavaşladığı için o yavaşlama hesabını ekliyorlar.

2 yerde şöyle seslenir:

Ankebut 6: "innAllahe leġaniyyun 'ani-l 'âlemin"

Al-i İmran 97: "feinnAllahe ġaniyyun 'ani-l 'âlemin"

"Allah alemlerden müstağnidir."

Yani, alemlere ve alemlerin içinde her ne varsa onlardan herhangi bir şeye asla muhtaç değildir. Çünkü O alemlerin Rabb'i, Yetiştirici'sidir.

Hadid 3: "O Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir, Batın'dır ve O her şeyi Bilen'dir"

3 boyut diye söylüyorlar, şöyle kolay bir izah yapıyorlar: "genişlik, uzunluk ve derinlik"... Bu 3 şeyi bir yerde kullandığınızda 3 boyuta ulaşmış oluyorsunuz. Örneğin tek çizgi tek boyuttur, o çizgiyi kare haline getirdiğinizde 2 boyut olur, onu küp yaptığınızda artık o şey 3 boyuttur. Einstein diyor ki: "Zaman da bu 3 boyutla beraber 4. boyutu oluşturur." ve Görelilik Kuramı'nı geliştiriyor 1916'da. Işık hızı 1972'de netleşiyor, ismi konuyor. Ama Einstein'ın Genel Görelilik Kuramı'na göre; evrende çok farklı şimdiler var, uzay boş değil. Kütle çekim var, yani zamanı yamultan güçler var. Dolayısıyla karadeliklere kadar gidiyor mesele.

İnsan düz çizgide ileri geri gidebilir, bir karenin içinde ileri geri gidebilir, küpün içinde ileri geri gidebilir. Ama hareket edemediği 4. boyut olan zaman var, zamanda ileri geri gidemiyor. Einstein'a göre zaman da evrenin bir parçasıdır, evren ile beraberdir. Dolayısıyla uzay ve zaman birbiriyle iç içe girmiş bir örtünün içindeki desenler gibidir. Bugüne kadar insanın ürettiği en hızlı araç ışık hızına oranla nedir? Parker Solar Probe adında Güneş'e gönderilen bir uydu... Şu anda hızı saatte 690 bin kilometre. Güneş bizden 150 milyon kilometre ötede, 30 35 milyon kilometreye kadar yaklaştı. Üzerinde bir alaşım yapmışlar sıcaktan korunması için. Çünkü hesapları var, Güneş'i yakından incelemek istiyorlar. Bu, ışık hızının sadece % 0,064'ü. Çok zayıf...

Kamer 50: "Emrimiz bir tektir, göz açıp yummak gibidir." Yani saniyenin altında. İnsanın gözünü açıp kapatması saniyede 5 defa yapabildiği bir şey. Demek ki saniyenin beşte biri noktasında bütün işler gerçekleşiyor, o an içinde.

Neml 40: "Sen gözünü açıp kapatmadan Belkıs'ın tahtını sana getiririm" ve getiriyor da.

Müminun 112-114 > Taha 103-104 bağlantılı ayetler. "Dünyada ne kadar kaldınız?" ahirette sorular...

Işık hızı ayeti ve matematik hesabıyla tam tutması:

Secde 5: "Yudebbiru-l-emra mine-ssemâ-i ilâ-l-arḋi śumme ya’rucu ileyhi fî yevmin kâne mikdâruhu elfe senetin mimmâ te’uddûn" (İşi gökten yere doğru çevirir, sonra o iş Allah'a yükseliyor -adımla oluyor bu- nasıl bir günde, sizin saymakta olduğunuz bin sene kadar)

"ya'rucu"; adımlamak demek.

Rabb'imiz evrende iş ve oluşların belli bir hareketi olduğunu ve bu hareket ile bir mesafe kat ettiklerini net olarak bize bildiriyor. İşler gökten yere - yerden göğe adımlanırken sizin hesabınıza göre 1000 yıl, Ben'im hesabıma göre tek "yevm"... İşte bu "yevm" gün mü an mı göreceğiz. Yevm kavramı 7 farklı zaman biçimlerini anlatıyor, Bu da Einstein'ın zamanda rölativite üzerine söylediği o doğru bilgi; tek çeşit zaman yok.

Kur'an indiği dönemde Rabb'imizin "sizin hesabınıza göre bin yıl" dediği o yılı nasıl hesaplıyoruz? Kur'an'ın bildirdiğine göre. Ay takvimi o günün esas alınan takvimi. Peki nasıl hesaplayacağız?

Tevbe 36: "Gökleri yeri yarattığı günde ayların sayısı on ikidir."

Bizim 1000 yılımız?

Bir yılda 12 ay var. Bin yılda 12 bin. 12 bin ayda aldığımız mesafe ile evrende iş ve oluşların bir günde aldığı mesafe aynı. Ay'ın Dünya etrafında 12 bin kere dönmesiyle aldığı mesafe nedir? Çok ilginç bir nokta: Ay'ın gerçek hızının tam olarak hesaplanabilmesi için hızların eylemsizlik halinde hesaplanması gerekir; buna "inertial" diyorlar. Fakat Ay ve Dünya'nın Güneş etrafında hareketi eylemsizliği bozuyor. Ay ve Dünya'nın hızının tam hesaplanabilmesi için Güneş'in yerçekimi etkisi sıfırlanmak zorunda hesapta. Dünya ve Ay'ın dönüşleri için "sidereal" denilen dönüş kullanılıyor; yani başka bir yıldız referans alınarak dönüşler hesaplanıyor.

Bu ince hesaba göre bir gün, yani Dünya'nın ekseni etrafında bir tur dönmesi 23 saat 56 dakika 4,0906 saniyedir. Bu yıldız referansıyla baskılardan arınmış hız.

Ay'ın Dünya etrafında dönmesi 27 gün, saat olarak çevrildiğinde: 655,71986 saat.

Ay'ın 1 saatte katettiği mesafe: 3.682,8 km/s

Ay yörüngesinin Güneş’e olan kıvrılma açısı, Ay Dünya etrafında yıldız referansına göre bir tur attığında Güneş ile 26.92848 derecelik bir kıvrılma açısı oluşturur. Güneş’in yerçekimi kuvvetine bağlı bu kıvrılma kuvvetini sıfırlamak için Albert Einstein’ın makalesinde önerdiği yöntemde cos (Kosinüs) hesaplaması yapılır. Kıvrılma açısının kosinüsü olarak hesaplanır.

Ay'ın Dünya etrafında 12000 kez döndüğünde katettiği mesafe: 12000 x 3.682,8 x 655,71986 x cos(26.92848)=25.833.245.358 km

Şimdi bin yılda katedilmiş mesafeyi hesapladık. Artık iş ve oluşların 1 günde katettiği mesafeyi hesaplayacağız:

Kur'an-ı Kerim'de 1 gün, Dünya'nın gece ve gündüzünün toplamıdır. Biz de o bir gün içinde 5 kez salat (namaz) ederiz; fecr salatından ġaşiye salatına dek.

Dünyanın kendi etrafında dönme süresi yıldız konumuna göre tüm baskılardan arınmış olarak 23 saat 56 dakika diye hesapladık.

Güneş'in yerçekimi etkisi Einstein'ın Genel Görelilik Yasası'na göre sıfırlandığında Dünya'nın kendi etrafındaki dönüşü 6,34 saniye uzuyor.

Rabb'imizin Kur'an'da buyurmasına göre iş ve oluşlar; 86170 saniyede 25 milyar 833 milyon 245 bin 358 kilometre yol kat etmektedir.

Yani iş ve oluşların hızı:

25.833.245.358/86.170,43114=299.792.457,9 metre/saniye

Modern bilimin bulduğu ışık hızının kesinleşmiş hesabı:

299.792.458 m/s

Bu 9 haneli rakam; Rabb'imizin bize bildirdiği "Sizin için bin yıl gibidir" dediği o bin yılı ay takvimi üzerinden hesaplayıp, "bir gün"ü de Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü ile hesaplayıp bunları birbirine böldüğümüzde karşımıza çıkan rakam. 9 haneli bir rakam... Bugün astronomların bulduğu ışık hızı bu, tamamen aynı. 1450 yıl öncesinde tam bir rakamla verilmiş olması... Ne denir buna? Müthiş bir matematik hesabı... İnsanın varabileceği en yüksek hesap bu, Çünkü kütlesi olmayan bir ışık fotonu önünde hiçbir engel tanımadan ilerliyor. vardığı sınır bu.

"İş ve oluşlar gökten yere - yerden göğe yürür." Peki nasıl yürür ya Rabb'i? "Bin yılda yürür size göre, Bana göre bir an. Çünkü Ben'im emrim göz açıp yummak gibidir."

Hangi birine şaşıralım?

Bu rakama ulaşmak için Einstein'ın o bahsettiği Görecelilik hesabını da düzeltmeli koymak zorundasınız.

Başka hesaplar da var "50 bin yıl" var, o başka. Sayı veriyorsa orada bir matematik vardır, bir temel bilim vardır, bizi oraya donore eder, gönderir; "Gidin bakın" der.

Kesinleşen bir şey var burada: Evrenin içinde Allah'ın emri, iş ve oluşları ışık hızı ile hareket ediyor. Işık hızıyla hareket etmesi ne demek? Zamanın durması demek. Bir anda buradasınız, bir anda evrenin öbür tarafındasınız. Sizin için zaman hiç değişmiyor. Foton olarak hareket ederseniz, bize saniyede 300 bin kilometre görünüyor. O hareketi yapan için zaman o 300 bin sınırına geldi mi duruyor. Bizden 1 milyon ışık yılı uzaklıktaki herhangi bir galaksiden Dünya'ya bakan kişi dinozor devrini görüyor. Hiçbir galaksiden bakanın zaman anlayışı aynı değil. Konuyu mesafe-ışık düzlemi belirliyor.

Kainatta birçok değişik şimdi var; biz 4 boyuttan bahsediyoruz ama Kur'an-ı Kerim Mearic 3-4 te: "Yükselme boyutlarının Rabbi'dir O" diyor. Yani bizim bildiğimiz 3 boyut yok, biz sadece buralarda dolaşıyoruz. 10, 100, 1000... ve bilim insanları bunu da görmeye başladı. Ama bizim sebep-sonuç determinasyon içinde sıkışıp kaldığımız nokta burası.

Al-i İmran 191: "Muttakiler göklerin yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler, derler ki 'Rabb'imiz Sen bunları abes olsun, boş olsun diye lüzumsuz yere yaratmadın'"

Her şeyin bir sebebi var, her parçanın bir anlamı var.

Nahl 74: "Allah'ı bir şeylere benzetmeyin."

Şura 11: "O'na benzer bir şey yoktur"

İhlas 4: "O'na denk hiçbir şey yoktur"

Işık hızı bağlantıları:

Kamer 50, Neml 40, Müminun 112-114, Taha 103-104, Secde 5, Hac 47, Mearic 3-4, Rahman 29

Bu ayetin pek tabii ki tasdik bağlantısı da var; Allah tüm eserlerine bu bilimsel hakikati yerleştirmiş ve biz de bunu çok net ve berrak bir şekilde okuyabiliyoruz, gelsin ayetler:

Zebur 90:4: "Senin gözünde bin yıl, geçip giden gün gibi; bir gece nöbeti gibidir."

2. Petrus 3:8: "Ancak sevgili kardeşlerim, şu gerçeği gözden kaçırmayın: Allah’ın gözünde bir gün bin yıl, bin yıl da bir gün gibidir."

İleri okumalar: